br />
Yatırımcı cenneti
“Ayrıca Türkiye’deki fırsatları görmek için sokağa bakmak yetiyor. Ortalık
cıvıl cıvıl gençlerle kaynıyor. Bir süre önce Budapeşte’ye gitmiştim. Orası son
derece sakin bir şehir. Sokaklar yaşlı insanlarla dolu. Bir de İstanbul’a bakın,
hatta Erzurum... Yolda gördüklerinizin çoğu 35-40 yaşın üzerinde değil. Genç
kuşağın iyi tarafı çok tüketmeye yatkın ve çok çalışıyor olması. Bütün bu
nitelikler Türkiye’nin bizimki gibi bir şirket için çok uygun bir ülke olduğunu
anlamamıza yeterliydi.
Türkiye’de insanlar kendi başlarına fırsatlar yaratıyorlar. Kendilerine
fırsat yaratan insanların yaşadığı bir ülkede de iş yapılır. Ayrıca Türkiye’nin
ekonomik göstergeleri de önemli.”
Patrick van Dooyeweert 1989’da ilk kez Türkiye’ye gelmiş. “1989
İstanbul’undan hatırladıklarımla bugün gördüklerim arasında dağlar kadar fark
var. 1989’ların İstanbul’u daha çok romantik, masal dünyasından fırlamışa
benzeyen bir şehirdi. Caddeler boştu. Trafikte pek çok eski model otomobil
görüyordunuz.
Bugünün İstanbul’u ise Avrupa’daki hiçbir büyük kenti aratmayacak düzeyde.
Ben Türkiye’de hemen hemen her bölgeyi gezdim. Şehirleri iyi tanıdığımı
sanıyorum. Şehirlerin altyapılarından sizler yakınabilirsiniz. Ancak gidin bir
de Polonya şehirlerinin altyapılarını görün. Ne demek istediğimi
anlarsınız.”
Türkiye’nin son beş-altı yıla kadar sadece yabancıların turizm için geldiği
bir cennet olarak görüldüğünü söyleyen Van Dooyeweert, “Ama şimdi artık yabancı
yatırımcılar buraya akın ediyor” diye konuşuyor.
|