12-13 Kasım tarihleri arasında İstanbul Swissôtel’de düzenlenen Active ACADEMY 7. Uluslararası
Finans Zirvesi, herkesin merak ettiği bir soruya yanıt aradı.
Kapanış oturumunda CEO’ların krizi nasıl yönettiklerini irdeleyen Zirve,
Türkiye’nin 5 önemli bankasının yöneticilerini aynı masa etrafında topladı.
Başkanlığını Emre Berkin’in üstlendiği oturumda DenizBank Finansal Hizmetler
Grubu Başkanı Hakan Ateş, Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Varol Civil,
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun
Özen ve Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş, krize dair değerlendirmelerini
paylaştılar ve krizle mücadele yöntemlerini anlattılar.
“Dünya ve Türkiye krizin neresinde?”, “Kriz nasıl yönetildi?” ve “Gelecekte
neler olacak?” olmak üzere 3 ana soru etrafında şekillenen oturumda ilk
olarak Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar söz aldı. Türkiye’nin krizden
çıkış noktasında olduğunu söyleyen Çağlar, konuşmasında krizin dünya finans
piyasalarında yol açtığı zararlara değindi ve Türk bankacılık sektörünün
istikrarlı politikalar sayesinde bu süreçte fazla yara almadığını belirtti.
Çağlar, “Türkiye’de kriz çabuk çözülecek sama batı bizim kadar şanslı değil.
Çünkü nüfusu yaşlı ve tüm yatırımları tamamlanmış durumda. Çin ise kriz
döneminde büyümesini sürdürdü ama orada da iç talep yetersizliği sıkıntı
yaratıyor. Türkiye’nin ihracatının büyük çoğunluğu Avrupa’ya endeksli olduğu
için bizim de iç talebi canlandırmamız gerekiyor,” dedi.
Çağlar’ın ardından konuklara hitap eden TEB Genel Müdürü Varol Civil ise
konuya “Krizin yarattığı hangi riskler azaldı, hangileri bizi bekliyor?”
anlayışıyla yaklaşmak gerektiğini söyledi ve ekledi: “Eylül 2008’deki riskler
ile gelecekte bizi bekleyen riskler farklı. Krizin ilk dönemlerinde finansal
açıdan sistemik bir çöküş riski vardı ve yine aynı dönemde ‘karşı taraf’ riski
fazlaydı. Ancak devletlerin ortak hareket etmesi ve tüm merkez bankalarının
cömert davranması sonucunda bu riskler azaltıldı. Bu süreçte ayrıca G20
inisiyatifinin de büyük katkısı oldu. Gelecekte ise işsizlik, korumacılık ve
büyümeye ilişkin riskler bizi bekliyor. Bir başka deyişle riskler finansal
alandan reel kesime kayıyor. Likidite ve teşvik bolluğu ile büyüme emareleri
görüldü ancak bu büyümenin kalıcı olup olmayacağını ve işsizliği azaltıp
azaltmayacağını zamanla göreceğiz.” Tasarruf ve yatırım dengesinin de daha
tutarlı hale gelmesi gerektiğinin altını çizen Civil, 2008’in Eylül ayı
öncesinde tüketimde dünyaya önderlik eden ABD’nin artık tasarrufa yönelmesi
gerektiğini, bunun da bir kapasite sorunu doğurabileceğini ifade etti.
|