“Bu topraklar bin yıllardır doğanın yardımıyla çeşitli uygarlıklar, çeşitli
kültürler var etti... Kültürel zenginliğimizin, doğayla birlikte korunması ve
yaşatılması bilincinin artacağı bir yıl dileklerimizle…”
Bu yeni yıl kutlamasının altında, 20’li yaşlarına kavuşan “ÇEKÜL
Ailesi” imzası vardı… yani, yurdun tüm bölgelerinde, illerinde,
ilçelerinde ve hatta köylerinde, ülkemizi “vatan”ımız yapan; kuşaktan kuşağa
varlık ve kimlik kaynaklarımızı oluşturan “çevre ve kültür değerleri”mizi
yaşatarak korumak için kollarını sıvamış yüzlerce “çevre ve kültür gönüllüsü”nün
ortak imzaları...
Çevre dostlarının bu anlamlı mesajı okudukları günlerde, ÇEKÜL Başkanı
Prof. Dr. Metin Sözen de 28 Aralık akşamı Beyoğlu’ndaki ÇEKÜL
merkezinde düzenlenen “2011’i, 20’nci yılı kutlayarak
karşılama” buluşmasında şunları söylüyordu: “ÇEKÜL olarak 20 yılda ne
yaptık derseniz; dostlarımızın sayısını arttırdık. Onlar başardı, biz karınca
kararınca destek verdik. ÇEKÜL dosyalarında yer alan tüm çalışmalar aslında
ÇEKÜL tarafından değil, ÇEKÜL’le birlikte çalışan, yürüyen ve 20 yılda bugünkü
büyüklüğe ve yaygınlığa ulaşan örgütlenme ağındaki dostlar tarafından yapıldı.
Sayıları sürekli artan ÇEKÜL dostlarının başarılarıyla gurur duyuyoruz.”
Her yönüyle bir “sivil” toplum kuruluşu olarak 1990’da 25 kişinin öncülüğünde
“vakıf” statüsüyle kurulan ÇEKÜL, tanıtım metinlerindeki anlatımla “doğal
kaynakları, kültürel mirası ve insanı bir bütün olarak ele alan
‘kent-havza-bölge-ülke’ ölçeğinde projeler” geliştiriyor. Bunun yaşama
geçebilmesi için de “kamu-yerel-sivil-özel birlikteliği”ne öncelik veriyor;
doğal ve kültürel varlıkların sürekliliğini ülke gündemine taşımak için umut ve
özveriyle güçlenen, bilgi ve katılımla beslenen, “gönüllü”lük esasına dayalı
sivil girişimlerini, “doğa”, “kültür”, “eğitim”, “tanıtım”, “örgütlenme”
alanlarında 20 yıldır sürdürüyor...
‘Ekrem Tur Sokak’ta
O akşam bu kesintisiz coşkunun birlikteliği, Anadolu’dan ve Trakya’dan koşup
gelen ÇEKÜL dostlarıyla geç saatlere kadar sürerken, tarihi ÇEKÜL binasının
bulunduğu Ekrem Tur Sokak da dinmeyen yağmura rağmen katılımcılara ev sahipliği
yaptı. 27 sanatçının katkılarıyla gerçekleşen “Birlikte 20 Yıl”
sergisi, yine 20 yılın serüvenini belgeleyen aynı adlı kitabın
tanıtımı, sanatçı Dikmen Seymen’in gösterimi ve ÇEKÜL Korosu’nun konseri,
yüzlerce kişinin adeta “omuz omuza” yaşadıkları birlikteliğin unutulmazları
oldular..
Serginin katalog tasarımını Erkal Yavi ile birlikte üstlenen
sanatçı Gürol Sözen, geceye katılanların -eminim ki- “ortak
duygular”ını ertesi gün şöyle yazmıştı: “... çağımızda insanoğlunun çoğunluğu,
deli dana gibi elinde meşalesi ile üzerimize geliyor, yakıp yıkarak... kökünden
kazıyarak. Önce, kârlılık. Önce çıkar. Gerisi boş laf! Oysa kâr, yarınlara
sağlıklı bir doğa ve onurlu bir tarih bırakabilmekti… ama kimin umurunda? Şık
giyimli ‘cehl’ erleri hazır kuvvet bekliyor her yerde... Her şeye rağmen direnen
doğa, bu denli yalnız değil. Şiirin, şarkının, sevdanın, rengin, coşkunun,
çizginin ve sağlıklı soluk almak isteyenlerin bir dünyası var: Gelecek için bir
geçmiş...”
Peki, ya ÇEKÜL? Yanıtını yine aynı yazıdan okuyalım: “ÇEKÜL, kendi çağının
çıkmazlarını görenlerin el verdiği bir gönüllüler ordusu.. Kime karşı mı?
Yaşadığı çağın ve doğanın, peşi sıra da güzelliğin farkında olmayanlara karşı...
Anadolu coğrafyasında uygulanıp yaşama aktarılan binlerce örnek bunun en güzel
kanıtı.” (Bizim Gazete-30 Aralık 2010)
TKB’nin öncüsü...
ÇEKÜL, kendi çalışmalarıyla birlikte, özendirici çabalarıyla kültür ve doğa
mirasının korunmasında “sorumluluk”ları olan kurumlarımızı da harekete geçirdi.
Bunlar arasında, ÇEKÜL’ün önderliği ve Mimarlar Odası’nın etkin desteğiyle 2000
yılında kurulan Tarihi Kentler Birliği (TKB) ülkemiz için bir “nimet”
gibidir.
Yıllardır koruma karşıtı imar politikalarıyla eleştiri odağı haline gelen
belediyelerin, TKB’nin Bursa’daki kuruluş toplantısına davet “çağrı”sı, kültür
ve doğa mirasına duyarlı yerel yönetim örgütlenmesinin tarihsel belgesidir:
“...kentlerimizdeki kültürel mirasın korunması ve geleceğe aktarılması için
belediyeler arasında ulusal bir işbirliğini ve dayanışmayı sağlayacak olan
Tarihi Kentler Birliği’mizin kuruluşunu gerçekleştirmek; üyesi olduğumuz Avrupa
Konseyi’nde ve aday üyesi olduğumuz AB’de tarihsel zenginliğimizle, kimlikli ve
saygın bir ülke olarak yerimizi almak, bunun için de kentlerimizdeki çağlara
tanıklık eden değerlerimizi yitirmeden çağdaş uygarlığı yaşamak..”
O yıl 50 belediyenin işte bu çağrıya katılarak kurdukları TKB de 2010’da
ulaştığı 10’uncu yılında, 300’ü aşkın üyesinin 1000’e yakın koruma projesiyle
geçmişimizi geleceğe taşıma çabasında...
Yazıyı, hemen tüm TKB toplantılarında yinelenen, “en içten söylem”le
bitirelim: “Teşekkürler ÇEKÜL, teşekkürler Metin Hoca...”
|