Çatıdaki Anten, Su Deposu Hayati Risk Yaratıyor
Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) M. Nazım Yavuz, “Yapılarımız kadar çatılarımızı da depreme dayanıklı hale getirmeliyiz. Bugün yaklaşık 7 milyon çatının, olası büyük bir depremde sağlam kalması şüpheli görünüyor. Ayrıca çatılara plansızca yerleştirilen su deposu, güneş enerji panelleri de hayati riske yol açıyor” dedi.
Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, 17 Ağustos 1999 depreminin 17. yıldönümünde yaptığı açıklama ile hayati uyarılarda bulundu. Büyük bölümü 1. derece deprem riski ile karşı karşıya olan Türkiye’de yapı stoğunun son yıllarda önemli ölçüde yenilenmesine rağmen hala alınacak çok mesafe bulunduğunu kaydeden Yavuz, şunları söyledi:
“Ülkemizde yaklaşık 7 milyon çatı, geleneksel yöntemlerle yapılmış. Bu çatıların deprem, fırtına gibi doğal afetlerde çok dayanıklı olmasını beklemek mümkün değil. Konut stoğunun yüzde 60'ını ise 20 yaşın üstündeki binalar oluşturuyor. Bu tablo karşısında hem yapılarımızı, hem de çatılarımızı hızla depreme dayanıklı hale getirmek zorundayız. Standartlardan uzak binalar nedeniyle, depremin zararlarını gelişmiş ülkelere oranla çok daha ağır yaşıyoruz. Deprem anında güvende olabilmemiz için yapıların temelden çatıya kadar her bölümünün dikkatli projelendirilmesi ve inşa edilmesi gerekiyor. Çatılar uzman kuruluşlar tarafından yapılmalı ve kontrol edilmelidir." Çatıdaki anten, su deposu hayati risk yaratıyor Yavuz, çatılarda çanak anten, su deposu gibi yük oluşturan malzemelerin sıklıkla kullanıldığını hatırlatarak, bunun yarattığı riskleri de şöyle açıkladı: “Su depoları, çanak antenler, güneş enerjisi ısıtıcıları ve baz istasyonları gibi ekipman ve sistemlerin çatı üzerinde yer almaları bir hesaba ve projeye dayanır. Usulüne uygun olarak yapılması ve denetlenmesi halinde risk oluşmaz. İzinsiz ve bilgisizce yapılan ilaveler ise deprem, fırtına gibi olaylarda bulundukları yapı ve çevredekiler için ciddi yaralanma ve ölümlere sebep olabiliyor. Çatının böyle sistemleri taşımadığı görüldüğünde tedbir alınmadan çatı üzerine ilave yükler konulmamalı. Türkiye’de çatılar sadece düşey kuvvetler göz önüne alınarak, uzman olmayan kişiler tarafından yapılabiliyor. Depremdeki yatay yükleri karşılayan çapraz bağlantıların çatı, kolon, makas düzlemlerinde yapılmaması veya eksik yapılması deprem anında hasar ve yıkımlara sebep olabilir." Çatının tüm detayları projelendirilmeli Yavuz, güvenli çatı yapımında yapının tipine göre mimar veya mühendis tarafından hesaplanmış, tüm detaylarıyla çizilmiş, malzemeleri tarif edilmiş bir projenin olması gerektiğini belirterek, "Çatı bütünü içindeki, özellikle kalkan duvar, parapet, baca gibi yapı bileşenleri deprem sırasında yıkılmayacak, yapıdan ayrılarak çevreye savrulmayacak şekilde projelendirilmeli ve projeye uygun olarak inşa edilmelidir. Depremlerde sorun yaşanmaması için çatının binaya doğru bağlanmasına özen gösterilmelidir" dedi. Yavuz sözlerini şöyle tamamladı: “Çatıların betonarme malzemeye bağlantıları, her yönde gelebilecek yükleri alabilecek şekilde uygulanmalı. Sadece çivilerle yapılan bağlantılarda uzun vadede performans düşer. Vida ve ankraj sistemleri kullanılmayan yani betonarme yapıya sabitlenmeyen yanlış uygulamalar, bu noktalarda zayıflığı ve deprem açısından ciddi riskleri oluşturur. Çatılarda çalışacak kişilerin çatı sistemleri, çatı yapımı ve teknikleri, yüksekte çalışma ve iş güvenliği konularında eğitimleri ve sertifikaları olmalı, sosyal sigortalar ile ilgili güncel mevzuata uyulmalı. Yapılan iş her safhasında çatı konusunda uzman bir teknik eleman tarafından kontrol altında tutulmalı. ÇATIDER olarak sektörün ihtiyaç duyduğu uzman uygulama usta ve teknikerleri eğitiyoruz." |