Ek Rapor Gelmeyince Ertelendi
"AKM Yıkılamaz, Tescilli Kültürel...
Soma Bilirkişi Raporu: Sorumlu...
Atatürk Kültür Merkezi için Yeni Proje
Davutoğlu'ndan AKM Açıklaması
Meslek Odalarından Çarpıcı Soma Raporu
Irak Müteahhitlere Tahville...
Soma'da Bilirkişi Heyeti 20...
Soma'da Balonlu Eylem
Soma AŞ İşçi Ailelerine Tazminat...
Soma Algısı Kuleye Yansıdı
Soma'da İşçilerin Tazminatı Verilmiyor
Soma'da İşveren %70 Kusurlu
"Kamuoyunun İlgisi ve Takibi...
Soma Davası'nda Bazı Madenciler...
Soma Sanıklarına Göre Herşey Mükemmel!
Soma'da Denetçi Skandalı
SGK'nın Soma Raporu: İşveren...
Soma'da İşçisiz Tatbikat Yapmışlar
Soma Faciasında Topçu Defterleri:...
"Soma'da Yaşanan Kaza Değil, Cinayettir"
Soma Faciasının Üzerinden 1 Yıl Geçti
Soma'da Mesajla İşten Atılan...
Soma'daki Madeni 'Ne Pahasına...
Çağdaş Hukukçular Derneği Soma Müfettişlerinin Peşini Bırakmıyor
Çağdaş Hukukçular Derneği adına bir grup avukat, Soma'da 301 madencinin hayatını kaybettiği faciada ihmalleri bulunduğuna inandıkları müfettişlerin de soruşturulması için, hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurdu, hem de savcılığa suç duyurusunda bulundu
Soma’da geçen yıl 13 Mayıs’ta meydana gelen faciada, 301 madenci yaşamını yitirdi. Olayın hemen ardından, ilçeye de giden Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) adına bir grup avukat, facianın meydana gelmesinde ihmalleri bulunduğuna inandıkları müfettişlerin de soruşturulması için hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurdu, hem de savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bu başvuruyu inceleyen bakanlık savcılıktan da gelen benzer yöndeki soruşturma talebine izin vermedi. Bunun üzerine soruşturmanın yapılmasını sağlamak için ÇHD avukatları, bu kez Danıştay’a itirazda bulundu.
Personelimizi suçlu çıkartacak bir gelişme ortaya çıkmadı İtirazı yerinde bulunan Danıştay, soruşturma açılabileceği kararını bakanlığa iletti. Ancak bakanlık, bir kez daha soruşturmaya izin vermedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, izin vermemesini de ilginç bir gerekçeye dayandırdı. Bakanlık gerekçesinde, ön inceleme için 45 gün süreleri olduğunu, bu süre içerisinde incelemelerini yaptıklarını, daha önceki bilirkişi incelemelerinde de zaten konu ile ilgili net bir bilgiye ulaşılamadığı, eksiklik tespit edilmişse de, kaza ile eksiklikler arasındaki illiyet bağının kurulamadığına, yer verildi. Avukatlar, müfettişlerin peşini bırakmadı Bakanlıktan soruşturma talebine ikinci kez olumsuz yanıt gelmesine rağmen avukatlar, mücadelelerini bırakmadı. Bir kez daha Danıştay Birinci Dairesi’ne itirazda bulundu. ÇDH avukatları adına Danıştay’a gönderilen itiraz dilekçesinde, "Bakanlığın ilgili kurulu bu katliamı bir afet, fıtrat, kader gibi göstermekte o denli ısrarcıdır ki, bu kez de bir üst derece mahkemesinin kararına uymaktan kaçınarak ve usule ilişkin esası hiç de ilgilendirmeyen gerekçelerle ’Hayır, ben bünyemdeki personeli soruşturmanıza izin vermeyeceğim’ demiştir. İlgili karar içeriğinde gerekçeler oldukça kısa ve özensiz, 301 işçinin katledilmiş olmasının ağırlığı ile uzak yakın ilgi barındırmamaktadır. Bakanlık idari işlemin en üst düzey denetleme merci tarafından verilmiş olan bir yargı kararını uygulamaktan kaçınmaktadır. Bunu yaparken de, ’45 gün içinde ancak bu kadar inceleme yapılır’ gibi abesle iştigal bir gerekçeye sarılmaktadır. Bu anlamda TCK kapsamında açıkça suç işlenmektedir. Denetim Mahkemesi’nden beklentimiz, itirazın değerlendirilmesinin yanı sıra, burada işlenen suça ilişkin olarak da gerekli yasal prosedürü işletmesidir. Bakanlık, birkaç saat içerisinde ölen 301 kişinin ölümleri karşısında sorumluluğa ilişkin bir tartışmaya ’ama 45 günümüz var’, ’ama konu karmaşık’ diyerek geçiştirmek istemektedir. Bu kabul edilemez" denildi. İtiraz dilekçesinde ayrıca, "Konunun kendisi ile doğrudan ilgili bir bakanlıktan beklenen gerekirse o 45 gün içinde bütün başka işleri güçleri bir kenara bırakarak, gerekli personeli istihdam ederek, tüm kaynaklarını kullanarak, bünyesindeki personelin soruşturulmasına çekinmeden sadece bu konu ile ilgilenmektir. Tarafımıza yapılan ’soruşturma izni verilmemesi’ kararı hukuksuzdur. Bakanlığın süre ya da karmaşa gibi bir gerekçe ile ’yargı kararını uygulamaktan kaçınma hakkı’ bulunmamaktadır. Bu husus kuvvetler ayrılığı ilkesine de aykırı olup, yarayacağı tek şey Soma’daki katliamın arka planındaki gerçeklerin gizlenmesi olacaktır. Bunun için bakanlığın ’Soruşturma izni verilmemesi’ kararının iptaline karar verilmesini talep ederiz" talebinde bulunuldu. Çorap söküğü gibi üst makamlara çıkacağını biliyorlar Hürriyet Gazetesi'nin DHA kaynaklı haberine göre, yeniden Danıştay’a itirazda bulunan ÇHD adına Avukat Ceren Uysal, bu yöntemlerle soruşturmanın önünün kesilmeye çalışıldığını söyledi. Ceren Uysal, "Bu suçun örtbas edilmesidir. Şüphelilerin, yargının önünden kaçırılmasıdır. Gerçekten, Çalışma Bakanlığı’nın yapması gereken, soruşturmaya dahil edilmesidir. Zaten personelin, suçları yoksa aklanırlar. Ama şu biliniyor, hiyerarşik sistem var. Alt kademelerden başlandığı zaman yukarıya kadar gidecek, bu biliniyor. Bakanlığın en tepesini de ilgilendiren bu durumun, çorap söküğü gibi ilerlememesi için, engellenmek isteniyor. Bakanlık, kendisini Danıştay’ın önüne getirip kararı uygulamıyor. Burada yaşadığımız bakanlık ’ben yargı kararını uygulamayacağım’ diyor. Böyle bir keyfilik yok. O mahkemenin kararı uygulanmak zorunda. Sorumluluklarında, en ufak şüphe olanlar için izin vermeleri lazımdı" dedi. |