Büyük Sanayi Abonelerine Örtülü Elektrik Zammı
Elektrik Mühendisleri Odası, 20 Ocak 2018 tarihinde yayımlanan Tebliğ kapsamında Nisan ayında uygulamaya girecek Son Kaynak Tedarik Tarifesi‘ni değerlendirdi.
EMO'dan yapılan açıklama şöyle, büyük sanayi kuruluşları artık normal tarifeden değil, "son kaynak tedarik" adı altında yeni elektrik tarifesine göre fatura ödeyecekler. Tebliğe göre Nisan ayında uygulamaya geçecek yeni tarife, büyük sanayi kuruluşlarının elektrik fiyatlarına "örtülü zam" yapılmasına neden olacak. Özellikle organize sanayi bölgelerinin yoğun tepki gösterdiği son kaynak tedarik tarifesi kapsamındaki parametreler; Aralık ayı verilerine göre elektrik fiyatlarında yüzde 9.64 artış anlamına geliyor. Nisan ayı için açıklanan referans yenilenebilir enerji maliyeti ile 2017 yılı ortalama piyasa fiyatı dikkate alındığında ise zam oranının yüzde 26.88`e kadar çıkabileceği görülüyor.
Resmi Gazete`de 20 Ocak 2018 tarihinde yayımlanan "Son Kaynak Tedarik Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ" kapsamında Nisan 2018`den itibaren yüksek tüketimli sanayi kuruluşlarına, normal sanayi tarifesi yerine yeni formülle belirlenen tarifeden fatura kesilecek. Elektrik hizmetinin sunumu yanında talep tarafını da piyasalaştırmaya yönelik "serbest tüketici" limiti uygulamasında, 2018 için yıllık 2 bin kilovat saatlik limitin üzerinde kalan elektrik kullanıcılarının dağıtım şirketleri yerine piyasadan elektrik almaları öngörülüyordu. Ancak ikili anlaşmalarla normal tarifeden daha indirimli satış yapan tedarik şirketleri zarar ettiklerini belirterek sözleşmelerini geçen yıl feshetmeye başlamışlardı. EPİAŞ`ın verilerine göre 2012`de yüzde 16.03 olan serbest tüketici çekiş oranı, 2013`te yüzde 24.94`e, 2014`te yüzde 36.93`e, 2015`te yüzde 42.39`a çıkmış ve 2016 yılında yüzde 53.55 ile tepe düzeyine varmıştı. Ancak 2017 yılında oran yüzde 47.36`ya geriledi. Verilerin de gösterdiği gibi elektrik tarifelerine yapılan müdahaleler sayesinde her isteyene elektrik sağlamakla yükümlü "görevli tedarik şirketleri"nin sahibi olan dağıtım şirketleri geçen yıl daha fazla elektrik satma olanağı sağlamıştı. Yeni tarife uygulaması hem görevli tedarik şirketlerinin yüksek tüketimli sanayiye yaptıkları satışlara daha yüksek fatura kesmelerine; hem de tedarik şirketleri denilen piyasada elektrik toptan ve perakende satışı yapan şirketlerin bu yükseltilmiş fiyat üzerinden indirim yaparak müşteri toplamalarını ve kar etmelerini sağlayacak. Bu yıl için 50 milyon kilovat saat ve üzerinde elektrik kullanan sanayi kuruluşları yüksek tüketimli aboneler olarak kabul edilecek ve "son kaynak tedarik" tarifesiyle faturalandırılacaklar. Bu tarifede elektrik satış fiyatı; piyasadaki elektrik fiyatı ile yenilenebilir enerji kaynakları destekleme mekanizmasının (YEKDEM) birim maliyeti esas alınıp; EPDK`nın yıllık açıklayacağı katsayı ile çarpılarak belirlenecek. Bu yıl için 1.128 olarak açıklanan bu katsayı; enerji maliyeti dışında kalan "faturalama, müşteri hizmetleri, işletme giderleri, yatırım, perakende satış hizmet maliyeti" ile "makul kar" kalemlerini kapsıyor. Tedarik şirketlerinin istemi ve "piyasanın yaşatılması" iddiasıyla yürürlüğe konulan bu pahalı fiyat uygulaması; görevli tedarik şirketlerinin daha fazla gelir elde etmelerini de sağlayacak. Nitekim tebliğde de bu öngörüyle "…fiyatlandırma sonucunda görevli tedarik şirketleri tarafından elde edilen ilave gelirlerin Kurul tarafından uygun görülecek kısmı tüketicilere yansıyacak şekilde gelir/tarife düzenlemelerinde dikkate alınır" denilmektedir. Ancak belli bir kural getirilmediği için görevli tedarik şirketlerinin fazladan elde edecekleri gelirden normal tarifelere indirim yönlü yansıtma EPDK`nın keyfiyetine bırakılmıştır. Normal piyasada çok fazla tüketimi olan kuruluşların pazarlık güçlerinin yükselmesi beklenirken, bu uygulama yüksek tüketimi olan sanayi kuruluşlarını cezalandırmış olmaktadır. Burada daha fazla enerji tükettikleri için daha fazla maliyete katlanmaları gerektiği gibi çevresel ve toplumsal yarar yaklaşımı yerine "piyasanın" yaşatılması ihtiyacının gözetilmiş olması sorunun temelini oluşturmaktadır. Hakkaniyetli bir maliyet paylaşımı yerine "elektrik piyasasının" zoraki yaşatılmasına yönelik çaba Türkiye`nin zaten sorunlu olan ekonomik gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır. Özellikle enerji tüketimi daha az ama katma değeri daha yüksek üretime yönelik adımlar atılmadan Türkiye`nin fazla elektrik tüketen sanayi kuruluşlarının elektrik fiyatlarının pahalılaştırılması dolaylı olarak enflasyon şeklinde halkımıza da geri dönecektir. İktidarın siyasal çıkarları için olası erken seçim öncesinde elektrik fiyatlarında "örtülü" bir zam yolunu tercih ettiği; sanayi kuruluşlarının ülkenin ekonomik koşulları nedeniyle görece daha uzun vadede bu elektrik zammını ürünlerine yansıtabilecekleri hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır. Son kaynak tedarik tarifesinin başlatılmasıyla serbest tüketici limitinin aşağıya çekilmesi büyük ölçüde anlamını yitirmiş; fiili olarak serbest tüketici limiti yıllık 50 milyon kilovat saate yeniden çıkarılmış olmaktadır. Uygulamada tedarik şirketlerinin ikili anlaşmaları için son kaynak tedarik tarifesi "tavan fiyat", normal tarifeler ise "taban fiyat" anlamına gelecektir. Özellikle organize sanayi bölgelerindeki üretim tesisleri aslında 50 milyon kilovat saat altında tüketimleri olmasına karşın organize sanayi üzerinden büyük tüketici gibi cezalandırılmış olacaklardır. Zorla oluşturulmaya çalışılan elektrik piyasasına iktidarın ve çeşitli sermaye kesimlerinin tercihleri kapsamında günü birlik yapılan müdahaleler sürekli birilerinin fahiş karlar elde ederken, birilerinin "battık" feryatlarına yol açmaktadır. Sonuçta ise siyasal iktidar üzerinde etkili olan lobi faaliyetlerine göre kararlar alınmaktadır. Acilen elektrikte toplumsal yararı gözeten kamusal politikaların devreye sokulmasına ihtiyaç bulunmaktadır. |