Çerkes Karadağ, Nişantaşı’nda bulunan
“rh+artgallery”de sergilenen “nesnesiz
fotoğraflar” adlı çalışmasında, Bursa’yı bir
laboratuvar olarak kullanıyor ve şehrin panoramasına farklı bir
açıdan bakıyor. Tüm çarpıklıklara karşın, zamanın izini süren, kentin belleğini
ortaya çıkaran duvarların izini sürüyor. Sanatçının fotoğrafa
yönelik görüşlerini belirttiği fotoğraf altları eşliğinde, 51 çalışmayı içeren
bir katalogla sunulan sergide, on beş büyük boyutlu fotoğraf yer alıyor.
Fotoğrafın hiçbir zaman nesneleri kimliksizleştirmediğini, aksine daha güçlü
verilerle yeni bir kimliğe kavuşturduğunu savunan Karadağ, zaman içinde
üst üste atılan boyalarla birer resme dönüşen Bursa duvarlarını fotoğraflayarak,
bu çalışmada yer alan nesnesiz fotoğraflarını konuşan fotoğraflara
dönüştürüyor.
‘’Kanımca Bursa bir resim kenttir’’ diyen Karadağ, ‘’nesnesiz fotoğraflar,
zamanın tahribatına inatla direnen bir beldenin, söylencelere eşlik eden renk
zenginliğine tanıklık ediyor. Sergi, kentler-imgeler sergisinin ikinci durağı
olan Bursa’da, duvarlarda hayat bulan bir dünyanın, gözlemlerim ve bakışımla
buluşan soyut bir renk evrenin kapılarını aralamaktadır,’’ şeklinde özetliyor
sergisinde sunduğu fotoğraf çalışmasını.
Kartpostallar bir kentin ruhunu sergileyebilir mi?
‘’Kent manzaraları, genellikle kentlerin en güzel yüzünü göstermek iddiasıyla
çekilir. Ancak yine de, bu tarz fotoğraflar, kentlerin gerçek güzelliklerini
yansıtmak yerine, her an görülebilen yerlerin üstünkörü görünüşlerini
sergilemekten öteye gidemezler. Kartpostalların turistik amaçlarla
çekilmesindeki amaç, kentlerin renkli yüzünü olanca çekiciliğiyle ortaya
koymaktır. Oysa yapılan şey, görüntüleri yaygın şekilde dolaşıma sokarak
sıradanlaştırmaya çalışmak. Bu nedenle hiçbir kartpostal, bir kentin büyüsünü,
atmosferini ve dahası, kentin ruhunu sergileyecek düzeyde açıklayıcı nitelikler
barındırmaz.’’
Neden çalışmanız için Bursa’yı tercih ettiniz?
“Kanımca Bursa tüm görkemiyle bir resim kenttir. Bu haliyle, yaratıcı
bakışlara sınırsız materyal sunan verimli bir atmosfer yaratmaktadır. Bursa’yı,
sahip olduğu zenginlikleriyle, doğal soyutlamalardan oluşan bir açık hava
galerisi gibi görebiliriz. Belki de kentin bu değerlerini saklamayı başarabilmiş
olmasını bir şans olarak kabul etmek gerekir.”
Peki ya Bursa duvarları?
“Bursa’da evlerin duvarlarında, zamanın süzgecinden geçerek kalıcılaşan
birtakım renkler, gözlerimizi geçmiş zamana göndermelerde bulunan güçlü bir
uyuma tanık yapmakla yetinmez, tarihsel dokunun apaçık ve gözde atmosferine de
kilitler. Bursa’da, zamansal ve coğrafi etkenlerin işbirliğiyle aşındırdığı
evlerin duvarlarında oluşan renkçi soyutlamalara hiçbir gözün ilgisiz kalması
söz konusu değildir. Duvarlar, bakışımızı sıvaların her katmanındaki geçmişin
yaşam izlerine ve bu izlerin işaret ettiği estetik bir beğeniyle
yüzleştirmektedir.”
Çerkes Karadağ kimdir?
Fotoğrafçı ve sanat yazarı Çerkes Karadağ, ulusal ve uluslararası fotoğraf
yarışmalarına; Türkiye’de ve yurtdışında birçok karma, ortak ve çağrılı
sergilere katıldı. Ulusal ve uluslararası fotoğraf ödülleri kazandı. Dergi ve
gazetelerde fotoğraf sanatı konusunda makaleler ve denemeler yayımladı. Prag ve
Budapeşte kentlerini fotoğrafladı. Fotoğrafları birçok Türk şair, yazar, ressam
ve seramikçinin eserlerine konu oldu. 1987 yılında Ankara’da kurduğu profesyonel
fotoğraf stüdyosundaki çalışmalarını 2005 yılına kadar sürdürdü. Bugüne değin
Türkiye’nin önemli sanat dergilerinde, yerel ve ulusal gazetelerde, radyo ve TV
kanallarında sanatsal çalışmalarını konu alan haber, röportaj ve söyleşiler
yayınladı. Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, bazı Türkiye
Büyükelçilikleri ile Basın ve Yayın Genel Müdürlüğü’nün resmi web sitelerinde
çağdaş Türk fotoğrafının önemli isimleri arasında gösterilmektedir. Halen
‘’Artan Dergisi’’nde sanat yazıları yazmakta, İstanbul’daki atölyesinde
çalışmalarını yürütmektedir.
|