Türkiye bugün küresel iklim
değişikliğiyle mücade için oluşturulan ‘tek’ uluslararası girişimin bir parçası
oldu. Uzun bir bekleyişin ardından Türkiye 2009 başında Kyoto
Protokolü’ne katılmaya karar vermiş, ilgili kanun
TBMM’de onaylanıp BM’ye yollanmıştı.
Prosedürün tamamlanlaması için gereken 90 günlük süre bugün doldu.
Sera gazı salımında ‘baş sorumlu’ ABD. Ama ABD tek başına
değil. Dünya yüzündeki her ülke ve her insan öyle ya da böyle sera gazı salımına
katılıyor. Peki sizin katkınız ne? Boğaziçi Üniversitesi’nden Doç. Dr.
Gürkan Kumbaroğlu ile Sabancı Üniversitesi’nden Doç. Dr. Yıldız
Arıkan’ın ‘Açık Toplum Vakfı’nca basılan
‘Farkındalık ve Fark Yaratmak’ raporu, bu konuda ‘farkındalık’
yaratıyor.
Ege ilk sırada: Türkiye’nin tüm coğrafi bölgelerinden 2 bin
422 kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan ankette, ekonomik faaliyetlerin ve
gelir düzeyinin yükseldiği yerlerde, örneğin Ege Bölgesi’nde korbondioksit
salımı en üst noktayı görürken, doğuya gidildikçe rakam azalıyor. Ulaşım
kaynaklı kişi başı yıllık salım miktarlarında da Ege, yine başı çekiyor;
Güneydoğu’da minimum rakamlara rastlanıyor. Ev yaşamı kaynaklı salımlarda
Akdeniz’de en düşük, İç Anadolu’da en yüksek rakamlara rastlanıyor. İklimin
etkisiyle güneyden kuzeye artış gözleniyor.
Türkiye termik santrale sarıldı: Raporda en çok göze çarpan
noktalardan biri Türkiye’nin ‘enerjiyi üretim biçimi’. Rapora göre Türkiye’de
1990 yılından 2006’ya kadar geçen 16 yılda hidroelektrik enerji kurulu gücü iki
kat arttı: 13086 megavata ulaştı. Bu artışa rağmen Türkiye’nin toplam elektrik
üretiminde hidroelektrik enerjinin payı yüzre 40’tan yüzde 25’e geriledi.
Türkiye çığ gibi büyüyen enerji ihtiyacı için kömür ve doğalgazlı termik
santrallara yüklendi. Termik santrallarının Türkiye’deki toplam enerji
üretimindeki payı yüzde 75’e dayandı.
Tarımsal üretim az, atık çok: Bir diğer dikkat çekiçi nokta:
1990-2006 yılları arasında tarım sektörü kaynaklı sera gazı salımlarda ciddi bir
düşüş yaşandı. Atık kaynaklı salımlarda ise rekor miktarda artış yaşandı. Katı
atıkların çürümesiyle atmosfere yüksek oranda metan içeren ‘çöp gazı’ salınıyor.
. Bir birim metan gazı, karbondioksitten 24 kat daha etkili bir sera gazı.
Avrupa'da yedinciyiz: Türkiye kişi başı korbondioksit
salınımı düşük ancak nüfus gücü nedeniyle toplam salım miktarı yüksek bir ülke.
2006 yılı korbondioksit salım değerleri kıyaslandığında Türkiye toplam salım
hacmi sıralamasında 30 Avrupa ülkesi arasında yedinci sırada yer alırken kişi
başı salım sıralamasında sondan bir önceki sırada.
Küçük çözümler, büyük etkiler: Televizyonu kumandasından
değil de düğmesinden kapatarak, bir yıl boyunca 32.91 kg daha az korbondioksit
salımı elde edilebilir. Plazma TV lüksünden vazgeçemeyenlere de öneri açık: ‘LCD
kullan, CO2 salımı yüzde 25 azalsın’. Masaüstü bilgisayarın, dizüstü
bilgisayarına oranla beş kat daha fazla korbondioksit salımına neden olduğu da
raporda yer alırken, gaz salımı en yüksek elektrikli ev aletleri ise çamaşır
kurutma makinesi, fırın ve su ısıtıcı olarak belirleniyor.
Enerji verimli ampul tercih edilirse salım, yüzde 70 oranında azalıyor. Klima
yerine tavan fanı kullanılması halinde ise yüzde 91’lik CO2 salımının azalışı
gözlemleniyor. Rapora göre kömür kullanan aileler ise doğalgaz kullanabilseydi,
binlerce kilogram daha az gaz salımına sebep olacaklardı.
|