Mimarlara özel çalışma alanı
Fibrobeton – Düzce’yi özel kılan en önemli yenilik ise mimarların kullanımına ayrılan 2000 metrekarelik deneysel çalışma alanı. Mimarlara, betonun karışımından başlayarak, standart olmayan her türlü malzemeyi çalışma olanağının sunulduğu birimde, renk karışımından ürünün birebir ölçekli örneğine kadar her şeyi görebileceği bir ortam sunuluyor. Ürün geliştirmenin, rengi, deseni, malzemesi, teknik ve görsel ihtiyaçlarıyla uzun bir süreç olduğuna ve mimarın projesinin kabuğunu oluştururken tamamen deneysel bir yöne gidebildiğine işaret eden Maraşlı, bu şekilde malzeme gelişimini tasarımcılarla birlikte yaptıklarını söylüyor. Şu ana kadar bazı projelerde uygulanan bu yöntem, oldukça da başarılı olmuş. Erginoğlu Çalışlar Mimarlık’ın Prime Mall projesi, Zaha Hadid’in Capital Hill projesinin iç mekan çalışmaları bunun güzel birer örneği.
Modern formları üretime aktarmak da bir uzmanlık işi
Tam bu noktada, parametrik tasarım ürünü cephe formlarının üretime aktarılmasındaki yetkinlik gündeme geliyor. Maraşlı, o tasarımları üretime aktarabilmenin başka bir uzmanlık gerektirdiğini vurguluyor ve kullandıkları tasarım programlarının işlerini kolaylaştırdığını sözlerine ekliyor.
“Şu anda organik form tasarımında iki program öne çıkıyor. Catia Enovia ve Rhino. Biz, daha bağımsız bir çalışma ortamı sunan Rhino ile tasarımlar yapıyoruz. Böylece, mimarın tasarımıyla birlikte çalışma imkanınız oluyor. Bizim için, tasarım aşaması, kalıbın oluşturulması ve ürünün üretimi, üretim sonrası doğrulama, ürünün sahaya gitmesi ve montajı süreçlerinin aynı parametrelerle birbirini izlemesi çok önemli”.
Süreçler
Proje odaklı üretim, süreçlerin de değişken olmasını beraberinde getiriyor. Örneğin 20 bin metrekareye yakın üretimin yapıldığı Gürcistan Parlamentosu projesi neredeyse 8 ayda tamamlanırken; çok daha küçük ölçekli projeler, 2 – 2,5 yıl sürebiliyor. Nitelikli projelerde sürecin akışının tek başına kendilerine bağlı olmadığını açıklayan Maraşlı, projenin kendi gelişiminin daha belirleyici olduğunu söylüyor ve mal sahipleriyle mimarların doğru iletişim kurmasının önemine işaret ediyor: “Uygulama projesi inşaat başladıktan sonra ortaya çıkmaya başlıyorsa, ki bu Türkiye’de çok yaygın, o zaman süreçler kimsenin kontrolünde olamıyor. Proje bitiyor; ama ya detaydan, ya kaliteden, ya da mühendislikten, birçok şeyden feragat etmek zorunda kalıyorsunuz”.
Söz konusu üretim, projelerden bir ay önde olmayı gerektiriyor. Bu da, proje bazlı depolama yapılması anlamına geliyor ve 30 bin metrekareye yakın bir depolama alanı gerektiriyor. Kimi zaman projeler gecikebiliyor, bu da daha uzun süre depolama anlamına geliyor. Bu aşamada Düzce tesisinin bir başka özelliği ön plana çıkıyor: Yeterince stok alanının olması.
|