Foto: Serkan Kara (AA)
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, ''Konstantiniyye'den İstanbul'a
- 19. Yüzyıl Ortalarından 20. Yüzyıla Boğaziçi'nin Anadolu Yakası Fotoğrafları''
sergisi kapsamında ''Boğaziçi'nin 150 Yıllık Öyküsü'' başlıklı panel
düzenledi.
Serginin küratörü Mimar Dr. M. Sinan Genim'in moderatörlüğünde
gerçekleştirilen panelde konuşan fotoğraf tarihçisi Engin Özendes, fotoğrafın
sanat olsun diye icat edilmediğini belirterek, fotoğraf makinesinin icat
edilmesindeki amacın, düz yüzeye baskılı bir görüntü elde edebilmek olduğunu
söyledi.
Fotoğrafın ilk zamanlarda belge amaçlı kullanıldığını kaydeden Özendes, ''O
günün şartlarında çekimler dışarıda yapıldı. Turistler gittikleri ülkeleri
belgelemek için fotoğraf çektirmeyi tercih etti. Böylece fotoğrafın ticari
serüveni başladı. İlk sanatsal fotoğraf çalışmaları da stüdyoların açılmasıyla
oluştu'' dedi.
Özendes, Fransız fotoğrafçıların 1840'ta Ortadoğu'yu fotoğraflamak için
seyahate çıktığını, Türkiye'ye geldiklerinde ilk olarak İzmir'i çektiklerini
anlattı.
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı da Boğaz'ın liman
olmaktan çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, ''Proje çılgın mılgın değil.
Çılgınlık zaten var, bu proje İstanbul için zaruri. Yoksa ilerleyen yıllarda
Boğaz'daki kazaların sonu gelmeyecek. Böyle bir trafikte, yıllar önce yapılan
antrepolar olmaz. Bunların kaldırılması lazım'' diye konuştu.
İstanbul'un kendi fotoğrafçıları olmadığını ifade eden Ortaylı, ''İstanbul'u
ya gezginler ya da buraya gelip yerleşenler çekti. Bunların fotoğraf çekerken
neye dikkat ettiği bilinmiyor. İstanbul'un gerçek fotoğrafları 1950'lilerde
çekilmeye başlandı. Bu yıllarda Ara Güler çok çalıştı. Bu dönemin fotoğraflarını
değerlendirmek lazım. O dönem çekilen fotoğrafların çoğu matbuattan uzaktır. Bir
kampanya yapılması lazım. Bunların bilinmesi lazım, biz bunları yaşadık. 1950,
1960, 1970 yıllarının fotoğraflarını derlememiz lazım'' dedi.
Tekrar söz alan Özendes, Ortaylı'nın aksine, Ara Güler'e kadar gelen süreçte
Abdullah Biraderler gibi isimlerin İstanbul'u fotoğrafladığını söyledi.
Ortaylı da bunun üzerine, 1950 yılına kadar İstanbul'u çeken Türk
fotoğrafçıları olduğunu, ancak bu isimlerin belge bırakmak yerine, sarayın da
yardımıyla simge yerlerin fotoğraflarını çektiğini kaydetti.
Prof. Dr. Baha Tanman da Ortaylı'yı destekleyerek, eski fotoğraflarda tekrar
olduğunu, Ayasofya, Sultanahmet gibi yerler dışındaki mimari yapıların,
meydanların ve çeşmelerin fotoğraflanmadığını söyledi.
|