Kazılarda Osmanlı dan kalma su künkü, Bizans ve Osmanlı keramikleri ve
çok sayıda pipo bulundu. FOTOĞRAF: SERKAN OCAK
İstanbul'un Ortaçağ'dan kalan tek kalesi Poyrazköy'deki Yoros.
Yıllardır kaderine terk edilen Bizans kalesinde kazılar başladı. Kazı başkanı:
Kazıya dünyadan ilgi var, Türkiye'den pek yok
Bir işçi elindeki
elekle toprak eliyor. Bir arkeolog fırçayla Osmanlı’dan kaldığı tahmin edilen su
künklerinin üzerini temizliyor. Bir mimar notlar alıyor, bir sanat tarihçisi
ölçümler yapıyor. Şeritler çekilmiş, önemli alanlar demir kapılarla
kapatılmış... Bizans’ın ayakta kalan son kalesi Yoros’ta şu
anda böyle bir manzara var.
Yoros Kalesi, İstanbul Boğazı’nın
Karadeniz’e açılan ağzında, Anadolu Yakası’ndaki son nokta olan Poyrazköy’de yer
alıyor. Aradan geçen yüzlerce yıla ve insanların hor kullanımına karşın 16
metreyi bulan iki kulesiyle hâlâ dimdik ayakta.
Bu değerli eser,
yıllardır kaderine terk edilmiş durumdaydı. Kulenin altında bulunan odalarda
hayvan otlatılan, mangalcıların mesire yerine dönen Yoros Kalesi, niyahet fark
edildi. İstanbul Üniversitesi’nin öncülüğünde Yoros’ta kazı çalışmaları başladı.
Kazı izni Bakanlar Kurulu’nun imzasıyla alındı. İ.Ü.
ile Kültür ve Turizm Bakanlığı kazıya maddi katkıda sağladı.
Yoros Kalesi’nde 15 kişilik profesyonel bir ekip şu sıralar yoğun bir çalışma
içinde. Kale duvarlarına sprey boyalarla yazılan yazılar boya sökücelerle, tel
fırçalarla çıkarılmaya çalışılıyor. Ama hasar büyük:
Monogram
çalındı
İ.Ü.’den sanat tarihçi Çağlar Erdoğan
“Geçen şubat kalenin ana girişinde bulunan monogram yani kabartma mermer levha
çalındı. Güvenlik olmadığı için hırsızlar duvarı parçalayarak monogramı çalmış.
Yere bir yatak gibi bir şey serip yukardan duvarla birlikte aşağı düşürmüşler
kabartmayı” dedi.
Yoros kazı başkanı İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi
Bizans Sanatı tarihçisi Prof. Dr. Asnu Bilban Yalçın’ın verdiği
bilgiye göre Yoros adı Hieron’dan (kutsal yer) geliyor. Hem Marmara hem de
Karadeniz’e açılacak gemilerin buraya gelip dua ettiği, adaklar adadığı tahmin
ediliyor. Bizans Vedenik ittifakı ile Osmanlı Ceneviz ittifakı sırasında burada
çok büyük deniz savaşları olmuş. Boğaz’ın bu noktasında çok fazla da batık
olduğu tahmin ediliyor. Kale sık sık el değiştiriyor. Sürekli savaşlara maruz
kalıyor. Osmanlı’da gümrük ve garnizon olarak kullanılıyor. Yoros, İstanbul’un
tek Ortaçağ kalesi.
Prof. Dr. Yalçın kalenin ilginç hikâyesini de
anlattı: “Bizans’ın en büyük tehditi Rus akınlarıydı. Bu nedenle bir savunma
amacıyla Yoros Kalesi’nin 12. yüzyılın sonlarında 13. yüzyılın başlarında
yapıldığını tahmin ediyoruz. Aynı kaleden Avrupa Yakası’nda da var. Ancak Avrupa
Yakası’ndaki kaleden geriye çok az kalıntı var. Bazı kaynaklar iki kale arasında
Boğaz’a zincir çekildiği yazıyor ancak bugüne kadar bir ize rastlamadık. Belki
sualtı araştırmalarında çıkar.”
Yalçın kaleyle bugüne kadar kimsenin
ilgilenmemiş olduğunu da vurguladı:
“İlginç olan Boğaziçi ile hiç
ilgilenmemesi. Şimdiye kadar Osmanlı’nın yalı ve köşkleriyle ilgilenilmiş. Kimse
alınmasın ama biz Boğaziçi’nin orta ve antik dönemdeki topografyasını
araştırmaya başladığımız zaman ilginç şeylere rastladık. Yurtdışındaki çok
sayıda bilim insanı çalışmalarımıza katılmak istiyor. Türkiye’da ise fazla ilgi
yok. Yoros Kalesi’nde hiçbir zaman gerekli ilgi gösterilmemiş. Tarih boyunca
burada kaçak kazılar yapılmış. Cumhuriyet öncesinden başlayan kaçak kazılar
halen de devam ediyor.”
|