strong>Blue’Safe Mavi Kale, 2010’da ürün kalitesini geliştirmeye ve sosyal sorumluluk projelerine ağırlık vermiş gibi göründü.
Söylediğim gibi, sektör biraz merdiven altı ürünlere doğru gidiyor; ama Blue’Safe Mavi Kale paket ürünler konusunda liderliğini sürdürüyor. Daha önce 5 yıl ürün garantisi veriyorduk; bu garantiyi, sıvalı sistemlerde ilk kez 10 yıla taşıdık. Ayrıca bizim yetkilendirdiğimiz bayilerle de 2 yıl uygulama garantisi veriyoruz. Bunu, uygulama sigortası olarak da düşünebilirsiniz. Blue’Safe Mavi Kale, bir ticari marka olmaktan çıktı, sosyal sorumlulukla da bütünleşen bir alana doğru ilerliyor. Geçmişte, ‘yarısı yeter’, ‘mantolamanın kitabını yazıyoruz’ gibi pek çok önemli projeyi hayata geçirdik. Son iki yıldır da, yine sektörde bir ilki gerçekleştirerek bir modacıyla çalışıyoruz. Ümit Ünal ile önce İstanbul’u, sonra da Türkiye’yi mantoladık. Bu çok ilgi gördü, çünkü sektörde böyle bir şey yoktu. Blue Safe Mavi Kale, bir bilinçlenmenin adı olmaya doğru gidiyor. Bir modacıyla çalışması, tarihi değerlere sahip çıkması, insan hayatına önem vermesi ve ona artı değer katması, daha az enerji tüketimi sağlayarak doğayla barışık olması, onu bir mantolama sisteminin ötesine taşıyor. Ama alınacak çok yolumuzun olduğu kesin.
Türkiye, henüz yalıtımı tartışmaya çalışırken Avrupa’da gündem ‘pasif ev’lerdi. Bu anlamda Türkiye nerede?
Avrupa’da hakikaten nasıl daha az enerji tüketilebileceğinin üzerine kafa yoruluyor. Biz, Dow Chemical olarak bu tür projelere hem bilgi hem de kaynak aktarıyoruz. Türkiye’de yalıtımı anlatmaya çalıştığımızda, “Biz zengin değiliz, siz bunları zenginlere anlatın” tepkisiyle karşılaşıyorduk. Oysa zengin Avrupa ülkelerinde, doğalgaz zengini Rusya’da bizden daha çok yalıtım yapılıyor. Rusya’dan gaz ithal eden Türkiye ise yalıtım yapmıyor, havayı ısıtıyor. Ama artık yalıtım yaptırıp yaptırmamayı değil de, neyle yalıtım yapılacağını sorgular hale geldik; insanları kaliteli malzemelere yönlendirmek için uğraşıyoruz. Zaten Enerji Kimlik Belgesi uygulamasıyla bu bir insiyatif olmaktan çıktı, zorunluluğa dönüştü. Pasif ev konsepti, şu an için bütün binalara uygulanabilir bir çalışma değil; “Türkiye’deki 16 milyon bina pasif ev olsun” demek çok doğru olmaz. Bizim Türkiye’de önceliğimiz, hiç yalıtılmamış binaları yalıtımlı hale getirmek ve adım adım ilerlemek olmalı. Şu an Türkiye’deki mevcut binaların yüzde 90’ı yalıtımsız; bu, çok büyük bir rakam.
|