“Binalar Yalnızca Malzemeyle Değil Bilgiyle İnşa Edilir”

“Deprem gerçeğini değiştiremeyiz ama depreme dayanıklı yapılar ve depreme hazırlıklı bir toplum inşa edebiliriz”  diyen Celal Koloğlu; açıklamalarına şöyle devam etti. “19 yıl önce toplumsal belleğimizde büyük bir yara açan, Türkiye’nin gördüğü en büyük doğal afetlerden birini, 17 Ağustos Depremini yaşadık. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyoruz. Bir daha 17 Ağustos gibi acı bir hadisenin tekrar yaşanmaması için kamu, özel sektör ve tüm ülke vatandaşları olarak el ele vermeli, üzerimize düşen sorumlulukların bilincinde olmalıyız.
Topraklarımızın yüzde 90’u deprem riski altında, Türkiye yüz ölçümünün % 42'si birinci derece deprem kuşağı üzerinde, büyük şehirlerimiz 1. Derece ve 2. Derece deprem bölgeleri üzerinde kurulu, nüfusumuzun yarıdan fazlası bu bölgelerde yaşıyor, bu gerçeği değiştiremeyiz. Ancak depreme dayanıklı yapılar ve depreme hazırlıklı bir toplum inşa edebiliriz.

“Binalar Yalnızca Malzemeyle Değil Bilgiyle İnşa Edilir
Ülke olarak yaşadığımız acı deprem tecrübelerinde kalitesiz yapı üretiminin maliyetini tüm toplum olarak ödedik. Kalitesiz yapı derken yalnızca kalitesiz çimento ve betondan söz etmiyorum. Binalar yalnızca malzemeyle değil bilgiyle inşa edilir. Burada bilgiden kastımız projelere hayat veren mühendislik bilgisidir. Doğru mühendislik, doğru planlama ve doğru malzeme ile depreme dayanıklı konutlar inşa ettiğimiz takdirde depremden korkmamıza gerek yok. Ancak ülkemizde inşaat müteahhitliğinin kriterlerinin tam olarak tanımlanmamış olması, bu işi yapmak isteyenlerde yeterlilik, lisans gibi belirleyici unsurların aranmaması isteyen hemen herkesin sektöre girebileceği bir iş alanı haline dönüştürmüştür. Oysa ki müteahhitlik bir mühendislik alanıdır ve kutsal bir meslektir.

“Kentsel Dönüşüm Projelerinde İşin Ehline Teslim Edilmesi En Önemli Nokta Olmalıdır”
Yarım asırdan fazla bir süreçte şehirlerimiz ne yazık ki imar ve yapı yasalarına aykırı, düşük standartlı, sağlık koşulları elverişsiz çarpık yapılaşmanın esiri oldu. Kentsel dönüşüm projeleri bu sorunların çözülmesi için çok önemli bir adım, depreme dayanıklı yapılar inşa etmek, yatay yapılaşmanın önünü açmak için bir fırsattır. Yüzde 90’ı deprem kuşağında olan ülkemizde depreme dayanıklı yapıların üretilmesi, yapıda can ve mal güvenliğinin sağlanması, kontrolsüz ve kalitesiz yapılaşmayı önlemek açısından bu süreç çok dikkatli ve özenli şekilde planlanmalı ve yönetilmelidir.

Kentsel dönüşüm projeleri planlanırken işin ehline teslim edilmesi en önemli nokta olmalıdır. Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek bu büyük ve maliyetli dönüşümde yer alacak müteahhitlerin yeterliliklerinin tespit edilmesi ve kriterlerinin açık bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.

Bir tarafta dünya ölçeğinde, yenilikçi, teknoloji odaklı, nitelikli insan kaynaklarına yatırım yapan firmalar varken, diğer tarafta düşük fiyat teklifleriyle iş alma odaklı firmalar bulunmaktadır. Yalnızca fiyat odaklı bir bakış açısı ve aşırı düşük teklifler ile iş yapma kültürü bu süreçte çok ciddi bir tehlikedir. Esas olan yapılabilir fiyatlarla işin ihale edilmesi, gerçekçi fiyat uygulanması ve işin ehline teslim edilmesidir.

İNTES olarak bu konuda önemli bir girişimde bulunduk. Türk Standartları Enstitüsü ile bir protokol imzalayarak “Yapım sektöründeki müteahhitlere yeterlik kriterleri belirlenmesi” konusunda çalışmalarımızı başlattık. Çalışmanın sonuçlanmasıyla müteahhitlik mesleğinin kriterleri belirlenerek sadece hak edenin bu mesleği yapabileceği bir sistem gelişecek.

“Nitelikli Yapılar Ancak Nitelikli İşgücüyle İnşa Edilebilir”
Depreme dayanıklı binalar doğru planlama, doğru mühendislik ve kaliteli malzeme ile inşa edilir ancak kaliteli malzemenin yanında binaların inşaatında çalışan işçilerin eğitimli ve yetkin olması da son derece önemlidir. İNTES olarak “inşaat sektöründe yetersiz ve belgesiz işçi kalmasın” hedefiyle yola çıktık, bu hedef doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yetkilendirilen uluslararası akredite TÜRKİYE MYM aracılığıyla yapmış olduğumuz mesleki yeterlilik sınavları sonucunda 19 meslekte on binlerce işçiye Mesleki Yeterlilik Belgesi vermenin, çalışma hayatına nitelikli ve belgeli işgücü kazandırmanın gururunu yaşıyoruz.