br />
Her bir çekim için üç gün harcıyorum
- Hazırlık safhası da dahil olmak üzere bir şehirde çekim için
yaklaşık kaç gün geçiriyorsunuz?
Her bir çekim için bir şehirde yaklaşık üç gün geçiyorum. Çekimden bir gün
önce o mekânda keşif yapıyorum. Sonra o gece konuya konsantre oluyor ve nasıl
bir çekim yapacağımı kararlaştırıyorum. Çekim günü özel izin aldığmız için,
ziyaretçilerin kütüphaneye giriş saatinden önce içeri girdik. Bazı durumlarda da
kütüphane ziyarete kapatıldı. Ancak, yine de hiç beklenmeyen sorunlar nedeniyle
çoğu zaman stresli bir ortam oluşuyor ve hata yapma riski bulunuyor. Çekimlerden
hemen sonra filmlerin banyosu yapılıyor ve neticeler kontrol ediliyor. Ama artık
film banyosu her yerde yapılamıyor bu nedenle asistanım filmleri Zürih, Viyana
gibi şehirlere banyo ettirmeye götürüyor.
- Türkiye'de mevcut hangi mimari yapı bir kütüphaneye dönüştürülse bu
kitaba girmeyi hak ederdi?
İstanbul'daki Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi en beğendiğim kütüphane. Ancak bu
kitabın konusu daha erken dönem kütüphaneleri kapsadığı için yer almadı.
- Mükemmel bir sonuç için banyo ve baskıda dünyanın en iyileriyle
çalışıyorsunuz. Özellikle İtalya'daki Lionello matbaasını tercih
ediyorsunuz...
Bu matbaa iki renkli baskı yapan ve yavaş çalışan bir makine kullandığı için
kitabın baskısı dört veya beş ay sürebiliyor.
- Bilginin Mabetleri kitabı için hiç kalkıp o şehre giderek yeniden
çektiğiniz fotoğraf oldu mu?
Hayır olmadı, ama opera evleriyle ile ilgili son projemde bir binayı yeniden
çekmek durumunda kaldım.
- Kapak fotoğrafı yaptığınız kareyi nasıl seçiyorsunuz?
Alternatifler arasından seçerek karar vermem yaklaşık 6 ay sürüyor.
Ahmet Ertuğ kimdir?
Londra'da mimarlık okudu
Ahmet Ertuğ, Londra'da Architectural Association School of Architecture'da
mimarlık öğrenimi gördü ve 1974'te mezun oldu. Fotoğrafçılığa da buradaki
öğrencilik yıllarında merak saldı. İngiltere, İran ve Türkiye'de mimarlık yaptı.
1979'da Japonya Vakfı'ndan geleneksel Japon mimarisi üzerine burs kazandı. Bu
vesileyle Japonya'da bol bol yolculuk edip eski tapınakların, Zen bahçelerinin
ve festivallerin fotoğraflarını çekme fırsatı buldu. İstanbul'a döndükten sonra
tarihi yarımadayı koruma planında mimar olarak görev aldı. 1980'li yıllarda ise
kendi yayınevinin kurarak fotoğrafçılığa yoğunlaştı. Ertuğ & Kocabıyık
Yayınevi bünyesinde Bizans, Helen, Roma ve Osmanlı sanatı üzerine 25 kitap
yayınladı. Bu kitaplar için çektiği fotoğraflar dünyanın en ünlü müze ve
galerilerinde sergilendi.
|