Türkiye haftalardır Emek Sineması’nın
yıkılmasını tartışırken İstanbul 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulu’ndan sessiz sedasız yeni bir proje daha geçti.
1914 yılında, kentte sinema salonu olarak inşa edilen ilk bina
olan Majik ile arkasındaki Maksim Gazinosu
yıkılıp birleştirilerek otel ve ticaret merkezi yapılacak.
Restorasyon kılıfı
Radikal Gazetesi'nden Ömer
Erbil'in haberine göre, Beyoğlu Belediyesi’nin de
onayladığı avan proje 8 katı bodrum, zemin artı 8 normal olmak üzere toplam 17
katlı. Avan projeye göre 2 yıl öncesine kadar Devlet
Tiyatroları’nca kullanılan tescilli binanın sadece ön cephe duvarları
korunacak. Proje, Koruma Kurulu’ndan ‘restorasyon’ adı altında
geçti. Tıpkı Emek Sineması, Beyoğlu Demirören
AVM, Beşiktaş’ta 14 katlı otele çevrilen Tütün Deposu
projeleri gibi.
Ofis mobilyaları sektörünün önde gelen ismi ‘Tuna Çelik’
tarafından satın alınan 4 bin 305 metrakarelik araziye yapılacak proje, uzun
yıllardır tartışma konusuydu. Daha önce AVM yapılması gündeme gelmişti. Koruma
Kurulu defalarca reddettiği projeyi 21 Temmuz’da onayladı. Beyoğlu Belediyesi de
imar planında ‘Sıraselviler Caddesi cephesinde 27.50 metre yükseklik, cami ve
Osmanlı sokak cephesinde yükseklik 15.50 metreyi aşmamak kaydıyla’ avan projeyi
uygun buldu. Belediye Radikal’e konuyla ilgili bir yanıt vermezken Tuna Çelik’in
sahiplerinden Nuri Tuna’dan da herhangi bir karşılık gelmedi.
Mimarlar Odası: Metroyu da riske sokar, iptal edilsin
Mimarlar Odası İstanbul Anakent Şubesi’nin hazırladığı
ÇED raporunda, alttan geçen Taksim Metrosu’nu
da tehdit ettiği belirtilen projenin iptali istendi. Raporda Majik Sineması’nın
‘Beyoğlu’ndaki tarihi ve kültürel simgelerden biri’ olduğuna dikkat çekilirken
Park Otel, Gökkafes, Saray ve Emek sinemaları gibi örneklerin hızla artmasının
geri dönüşü olmayan zararlara neden olduğu da vurgulandı. Raporda şöyle denildi:
“Ulusal koruma ilkelerine ve daha evvelce alınmış kurul kararlarına aykırı
olarak söz konu alandaki mimari ve kültürel mirasımız hakkındaki kararını sadece
ön cephe koruma (restorasyon) projesinin uygunluğu kapsamına indirgeyerek
yıkımına; 4305,54 m2’lik parselin tümünün yapılaşmasını öngören 8 bodrum kat,
zemin kat ve 8 normal katlı, toplam 448028.83m2’lik çevre ve metro güvenliğini
de tehlike altına alacak bir yapı kompleksinin ortaya çıkmasına onay veren
kararının da yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.’’
Orkestra eşliğinde sessiz film izlenirdi
Majik Sineması 1914’te açıldı. İstanbul’da sinema binası olarak kullanılmak
üzere inşa edilmiş ilk yapıydı. Mimarı İtalyan Giulio Mongeri,
ilk sahibi ise Sarıcazade Ragıp Paşa’ydı. İlk olarak
Majik Sineması adıyla Halil Kâmil tarafından
işletildi. O dönemde, küçük bir senfonik orkestra eşliğinde sessiz filmler
gösterilmekteydi. Birkaç defa sahibi ve işletmecisi değişen bina, 1944’te
Türk Sineması, 1946’da Yeni Taksim Sineması ve
1964’te Venüs Sineması olarak hizmet verdi.
Ardından Devlet Tiyatroları’nca kiralandı. Salon, Şubat
1971’de IV. Murat oyunuyla açıldı. 1975’e kadar tiyatro salonu olarak
kullanıldı, sonra yeniden Venüs Sineması oldu. 1979’da kurulan
İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun sahne ihtiyacı için 1983-1984
sezonunda yeniden kiralandı. 28 Ekim 1983’te Musahipzade Celal’in İstanbul
Efendisi oyunuyla açıldı ve 2009’a kadar da tiyatro sahnesi olarak kullanıldı.
‘Son düş şatosu da elden gidiyor’
Sinema tarihçisi Burçak Evren: Bu sinema salonu, sinema
tarihi açısından çok önemli. İstanbul’un sinema salonu olarak yapılan ilk
binası. Türkiye’nin düş şatoları bunlar. Alkazar, Elhamra, Saray, Emek derken
son sinema da elden gidiyor. Beyoğlu’nun çehresi değiştiriliyor. Maksim Gazinosu
da bugün anladığımız gazino kültüründe değildi. Repertuvarı olan müzik
şölenlerinin yapıldığı yerdi. Yıkılacağına restore edilip yeniden sinema olarak
açılsa. Dünyada 1500-2 bin kişilik salonlar yeniden hayata geçiriliyor. AVM
sinemalarından kurtuluş aranıyor. Biz yıkıyoruz.’’
Sinema eleştirmeni Atilla Dorsay: Türkiye’de inşa edilen ilk
sinema salonu. Burada ‘Vurun Kahpeye’ filmi için uzun kuyruklar oluştuğunu
biliyoruz. Şehrin belleği bu yapılar. Maksim de öyle. Gazino geçmişimizin izleri
var o yapıda. Gazino kültürünün en büyük mimarisi. Restore edip gazino müzesi
yapılsaydı. Tarihi yapılarımızı daha sonra çok arayacağız. Kültürel hayatımıza
etki eden iki önemli yapı, ikisini de kaybetmek çok acı.
|