Tartışmalı kalkınma ajanslarının bütçeleri, Avrupa Birliği (AB) hibeleriyle
oluşturulacağı bildirilmesine karşın, “ulusal kaynaklardan” besleniyor. Kamuya
borcu olan belediyelerin proje sunamadığı ajanslara, her yerel yönetim
bütçesinin yüzde 1’i “pay” olarak kesiliyor. Ege Belediyeler Birliği, bu payın
ödenmemesi yönünde “temenni” kararı alırken, konunun TBMM, İçişleri ve Maliye
bakanlıklarına iletilmesini de kararlaştırdı.
Zor durum...
Ege Belediyeler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,
belediyelerin İller Bankası gelirlerinden İzmir Kalkınma Ajansı’na (İZKA)
kesilen yüzde 1’lik payın yerel yönetimleri zor durumda bıraktığını söyledi.
Kocaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İZKA bütçesinin üçte birini
karşıladığını, bunun 12 milyon liraya karşılık geldiğini belirterek, “Yüzde
1’lik bütçe payı, yatırımlarızın yüzde 3-4’ü demek. Zaten bir belediye eğer
yüzde 30 yatırım yapıyorsa çok büyük başarı. Oranın düşürülmesi için Ankara’ya
başvuracağım. Ayrıca, borcu olan belediyelerin proje vermesi engelleniyor. Buna
da bir çözüm bulunmalı. Kalkınma için projeler hayata geçmeli” dedi.
Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur da,
belediyenin ajanslarının fonlarından yararlanması için kamuya borcu olmaması
gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’de borcu olmayan bir yerel yönetim bulmanın
zor olduğunu vurgulayan Batur, “Hem bizim gelirlerimizin yüzde 1’ini bu kuruma
aktarmak için kesinti yapacaklar, hem de fonlardan yararlandırmıyacaklar. Bir
yıl içinde bu kuruma ödediğimiz para 400 bin lirayı buluyor. Bu rakamlar çok
yüksek. Burada amaç belediyeleri devre dışı bırakarak bazı şeylerin yaşama
geçirilmesi” diye konuştu.
Şaşkınlık artacak
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Birgül
Ayman Güler, ajansların bir Avrupa Birliği (AB) dayatması olduğunu, kuruluş
aşamasında sadece AB fonlarından hibe kredilerin verileceğinin belirtildiğini
anımsattı. Güler, şimdi tüm belediye ve özel idarelerin, “Bu kesinti de nereden
çıktı?” sorusunu yönelttiğini anımsatarak, şunları söyledi:
“Yakın gelecekte ajanslar, bölge planı yapma, uygulama ve denetleme
alanlarında belediyelerin üzerinde yer alacak. İllerin ve belediyelerin
şaşkınlıkları o zaman daha da artacak. Bölge kalkınma ajansları, Türkiye’nin
geleneksel ve yerleşik il yapısını sarsmaya adaydır. Bu, özellikle ajans
sınırları ile il özel idaresi sınırlarının aynı olduğu Ankara, İstanbul ve
İzmir’de çok belirgin olarak ortaya çıkmaya başlamıştır. Örneğin, 2008 yılında
İzmir İl Özel İdaresi 100 milyon lira gelire sahipken, aynı yıl İzmir Kalkınma
Ajansı 29 milyon tutarında proje dağıttığını duyurmuştu. Daha ilk yılında,
yaklaşık 100 yaşındaki il özel idaresi karşısına böyle bir harcama gücüyle çıkan
ajans, il yönetiminde kaynak-yetki-güç paylaşımının beklenmeyen yeni gücü olarak
çıkıverdi. Üstelik bu güç, ‘yeni’, ‘farklı’ bir kaynakla da gelmedi, merkezi ve
yerel bütçelerden ayrılan paylarla doğdu. Ajanslar, yerel yönetim ve genel
yönetim sistemine, kamu kaynağı ve kamu gücünü, ‘yeni elit’le ve ‘AB
perspektifi’nde kullanan ‘yeni güç odağı’ olarak belirdi.”
Ajanslara yerel ve merkezi yönetim tarafından 2010 yılı için toplam 600
milyon lira aktarılmasının öngörüldüğü vurgulanıyor.
|