ehir ve kasabaların yeniden imar ve inşası konusunda, 1933 yılından beri önemli görev ve sorumluluklar üstlenen İller Bankası tasfiye ediliyor. Kurulduğu tarihten sonraki 74 yıllık sürede, yerel yönetimlerin farklı hizmet alanları ile ilgili önemli görevleri yerine getiren İller Bankası, özel şirket işlevinde ‘İller Bankası Anonim Şirketi’ne dönüştürülüyor.
Hizmet alanı, yerel yönetimlerin kamu kullanımı niteliğini taşıyan her türlü alt ve üstyapı hizmetleri ile ilgili etüt, plan ve proje hazırlamak, bu konularda danışmanlık ve kontrollük hizmetleri vermek ve söz konusu yatırımların gerçekleşmesi için kredi sağlamak olan İller Bankası, ‘kamu kurumu’ niteliğinden uzaklaştırılarak ‘Bankacılık’ yapan bir özel şirket haline getiriliyor.
Ülke genelinde 18 Bölge Müdürlüğü aracılığıyla yerel yönetimlerle sıkı bir işbirliği içinde hizmet veren İller Bankası’nın tasfiyesi ile birlikte özellikle kaynakları sınırlı belediyeler ile birlikte bu bölgelerde yaşayan milyonlarca vatandaş bir çok alt ve üstyapı hizmetinden mahrum kalacak. Özellikle teknik kadro, kaynak ve teknik ekipman bakımından sıkıntı yaşayan belediyeler harita, imar planı, jeolojik ve jeoteknik etüt, içme suyu, kanalizasyon, arıtma, katı atık, deniz deşarjı, jeotermal enerji uygulamaları, belediye hizmet binaları, soğuk hava deposu, terminal, peyzaj projeleri ve uygulamaları gibi birçok çalışmayı yapamayacak. Yüksek faizlerle kredi almak zorunda kalacak olan belediyelerin bir çoğu iflasın eşiğine gelecek.
İller Bankası ülkenin can damarı
İller Bankası’nın resmi web sitesinde 2004 yılı Mart ayında yayınlanan İller Bankası Stratejik Planı’nın giriş yazısında Genel Müdür Hidayet Aksoy’un da ifade ettiği gibi İller Bankası, ‘Vatandaşa daha iyi hizmet götürülmesine katkı sağlamakla yükümlü’. Yazısında, İller Bankası’nın, yerel yönetimlerin altyapıdan üst yatırımlarına, danışmanlık hizmetlerinden ihalelere, kredilerden haritalara ve projelere kadar birçok hizmetleri yerine getiren ve önemi şehirleşmenin gelişmesine paralel olarak artan bir kuruluş olduğunu belirten Aksoy, nitelikli insan kaynağı, bilgi birikimi, yaygın hizmet ağı ile İller Bankası’nın yeni bir dönemin eşiğinde olduğunu ifade ediyor. İller Bankası’nın Türkiye’nin şehirleşme altyapısını sağlıklı, verimli ve kaliteli bir sistem üzerine bina etmeyi temel prensiplerinden saydığını söyleyen Aksoy, gelişen ve büyüyen şehirlerin nitelikli, uzun ömürlü, sağlıklı bir alt ve üstyapıya kavuşturulması için, şehirleşmenin ortaya çıkardığı çevre kirlenmesinin önlenmesi ve sürdürülebilir bir şehirleşme için, geleceğin Türkiye’si için İller Bankası’nın verdiği yüksek nitelikli hizmete dikkat çekiyor.
Ticarethaneye dönüşüm
AKP Hükümeti ise altyapı ve şehirleşme konusunda ülkenin en yetkin kurumunu bir ticarethaneye dönüştürüyor.
İller Bankası’nın tasfiyesinin belediyelere olan etkileri ile ilgili görüştüğümüz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İller Bankası’nın belediyelere proje ve finansman desteği işlevinin geliştirilerek sürdürülmesi gerektiğini belirtti. Bunun özellikle küçük belediyeler için hayati önem taşıdığını düşündüğünü ifade eden Kocaoğlu, “Bu faktörün göz ardı edilmemesi gerekiyor” dedi.
Hem ‘merkez’ hem piyasa vuracak
İzmir’in en büyük ilçesi Konak’ın Belediye Başkanı Ali Muzaffer Tunçağ da, İller Bankası’nın yok edilmesi ile birlikte aslında yerel yönetimlere büyük bir darbe indirildiğini belirtti. Yerel yönetimlerin oldukça elverişli koşullarda kredi almanın yanında altyapı hizmetlerinden de yararlanabildiğini ifade eden Tunçağ, “İller Bankası bugüne kadar kanalizasyon olsun, arıtma olsun, içme suyu getirme olsun birçok altyapı tesisini projelendirip, gerektiği yerde bu projeleri ekipman, iş makinesi ve eleman desteği vererek yaptırıyordu. Özellikle küçük belediyeler, teknik eleman desteğine sahip olurken şimdi bu imkanlardan yoksun kalacak” dedi. Yasa tasarısının reddedilerek iptal edilmesi gerektiğini söyleyen Tunçağ, hükümetin yaklaşık 3 bin 300 belediyeyi doğrudan piyasa koşulları içinde hareket etmeye zorlayacağını söyledi. Bunun da sonuçta belediyeleri altından kalkamayacakları borçlanmalara iteceğini kaydeden Tunçağ, “Belki bizim gibi maddi olanakları elverişli, büyük belediyeleri etkilemez ama küçük belediyeler bu tasarıdan en olumsuz şekilde etkilenecek” dedi. İşçi maaşlarını bile zor ödeyen belediyelerin yüksek faizli kredi borçlarının altından kalkamayacağını belirten Tunçağ, “Borcunu ödeyemeyen belediyelerin bütün mallarına el konulacak. Örneğin belediye kredi alarak, kanalizasyon yapacak. Bu borcu ödeyemeyince de borçlu olunan şirketler belediyenin mallarını haczedecek. İller Bankası’nın kapatılması, birçok belediye için altyapı hizmetlerinin verilmesinin engellenmesi anlamına geliyor” diye konuştu.
Merkezi hükümetin yerel yönetimlere daha fazla müdahale edebilmek için uğraştığını söyleyen Tunçağ, “Birçok gelirimiz, uygulamamız yerelde değil de merkezde çıkartılan yasalara ve mevzuatlara göre yapılıyor. Bazen durup dururken birtakım gelirlerden yoksun kalıyoruz. Bunların hiçbiri bize sorulmuyor. Merkezden karar veriliyor. Dolayısıyla da yerel yönetim anlayışı ters işliyor” diye konuştu.
Dexia’nın önü açılıyor
Yüzlerce mühendisin ve teknik elemanın görev yaptığı İller Bankası’nın tasfiyesinin yıllardır sürdürülen kamunun tasfiyesi planının bir parçası olduğunu söyleyen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Kamil Okyay Sındır, yasa taslağının açıklanmayan amacının Dexia adlı yabancı tekelin eline geçmeye hazır hale getirilmesi olduğunu ifade etti.
Taslağın 3 bini aşkın kamu çalışanını işinden edeceğini ifade eden Sındır, personelin sözleşmeli çalışmaya ve emekliliğe zorlanacağını veya havuza gönderileceğini ifade etti. Temin edilecek kredi faizlerinin yüksekliği nedeni ile belediyeler hizmet üretemez hale gelecektir. Projeler için oluşacak ek maliyetler halkın sırtına yüklenecek ve belediyeler halkla karşı karşıya gelecek” dedi.
|