Milli Park sahasındaki Munzur Çayı üzerinde yapımı kararlaştırılmış
baraj projelerinde sona gelinmek üzere. Devlet Munzur'u yok etmek için son
derece sabırsız ve kararlı.
Tunceli’deki Munzur
Vadisi, 1971’de Bakanlar Kurulu kararı ile Milli Park olarak ilan
edildi. İlginç özellik ve güzelliklere sahip olan, başta Bern Sözleşmesi olmak
üzere uluslararası sözleşmelerce de korunan birçok endemik bitki ve hayvan
türünü içinde barındıran Munzur Vadisi Milli Parkı’na dair
skandalların ardı arkası kesilmiyor.
Milli Park sahasındaki Munzur Çayı
üzerinde yapımı kararlaştırılmış olan Bozkaya Barajı ve HES, Kaletepe
Barajı ve HES, Konaktepe Barajı ve Konaktepe Barajı-Konaktepe HES I ile
Konaktepe HES II ve Milli Park sahasındaki Mercan
Deresi üzerinde yapımı kararlaştırılan Akyayık HES
projelerinde sona gelinmek üzere. Devlet, Munzur’u yok etmek için son derece
kararlı ve sabırsız.
Milli Parkın doğal sit alanı olarak tespit ve
tescili için 2008’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na
başvurmuştum. Talebime hiçbir yanıt verilmeyince, İdare Mahkemesi’nde dava
açmıştım. Hukuksal olarak tabiat varlıklarını da korumakla yükümlü olan Kültür
ve Turizm Bakanlığı, davaya cevap dilekçesinde davanın reddini talep
etmişti.
Dava sürecinde yaptığım araştırmalarda Kültür ve Turizm
Bakanlığı’na bağlı Elazığ Müze Müdürlüğü’nün 2001’de Munzur
Vadisi’nin 1. derece doğal sit alanı olarak
tespit ve tescil edilmesi gerektiğine dair rapor hazırladığını ve fakat
müdürlüğün tüm ısrarlı uğraşılarına rağmen bu talebin görmezden gelindiğini
tespit etmiştim. Bu tam anlamıyla bir skandaldı.
İdare Mahkemesi’ndeki
dava devam ediyor. Munzur Vadisi’nin doğal sit alanı olarak tespit-tescil
edilmesi yönündeki davamızın sebebi hem Munzur Vadisi’nin ilginç özellik ve
güzellikleriyle ender bulunan bir doğa alanı olması hem de hukuksal olarak doğal
sit alanlarında kesin olarak baraj ve hidro elektrik santrali
yapılamaması.
Mercan suyu
Yaptığım başka bir
araştırmada da Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme
Planı’nın 2002-2006 tarihleri arasında aralarında
profesör, doçent gibi akademisyenlerin de bulunduğu alanlarında uzman şehir
plancısı, jeoloji/hidrojeoloji mühendisi, meteoroloji mühendisi, çevre
mühendisi, mimar, jeomorfolog, su ürünleri mühendisi, sanat tarihi danışmanı,
arkeoloji danışmanı, orman mühendisi, biyolog, ziraat mühendisi, peyzaj mimarı
gibi ünvanlara sahip kişilerce hazırlanmış olduğunu ve fakat 2006’dan bu yana
Uzun Devreli Gelişme Planı’nın Çevre ve Orman Bakanlığı’nca
onaylanmadığını tespit ettim. Bu durum baraj ve HES’lere karşı ciddi bir
duyarlılığın olduğu Dersim’de büyük bir heyecana vesile oldu. Zira, Milli
Parklar Kanunu ile Milli Parklar Yönetmeliği’ne göre Milli Park Uzun
Devreli Gelişme Planı kesinleşmeden Milli Park alanında hiçbir yapı ve
tesise izin verilemediği gibi, Milli Park Uzun Devreli Gelişme Planı’nda yer
verilmeyen hiçbir yapı ve tesis yapılamıyor.
Buna rağmen Milli Park
sınırları içerisindeki Mercan Suyu üzerinde yapımına 1985’te
başlanan ve 2003’ten beridir de enerji üreten Mercan HES, Milli
Park Uzun Devreli Gelişme Planı kesinleşmeden inşa edilip işletilmeye başlanmış.
Bu durum bir başka skandal. 16 Mart’ta Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda
bulundum. Ortada devlet eliyle inşa edilmiş “kaçak yapı” var.
Hukuksal olarak bu HES’in yıktırılması ve sorumluların cezalandırılması
lazım.
Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı’nda da Munzur
Vadisi Milli Parkı sınırları dahilinde yapımı kararlaştırılan baraj ve HES’lerin
Milli Parklar mevzuatı ile Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere açıkça aykırı
olduğu ve bu baraj ve HES’lerin ekosisteme telafisi mümkün olmayacak zararlar
vereceği ve yapılmamaları gerektiği açıkça belirtiliyor.
Munzur
Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı Analitik Etüd Raporu’nda,
“Munzur Suyu ve Mercan Deresi üzerinde çok sayıda hidroelektrik santrali
projesinin gündeme gelmesi en önemli potansiyel çevre sorunudur. Bu durum
Tunceli’de akarsu ekosistemi bakımından en önemli doğal serveti oluşturan
akarsularda başta endemik alabalık türleri olmak üzere, balık varlığının ve
canlı yaşamın, akarsu vadilerinde bitki örtüsü ve yaban hayatın oluşturduğu
biyo-çeşitliliğin büyük ölçüde zarar görmesine ve ekolojik sistemin bozulmasına
yol açacaktır” tespitine yer veriliyor.
Munzur Vadisi Milli
Parkı 1/25000 Ölçekli Uzun Devreli Gelişme Planı Çalışması’nın -Plan
Karar ve Hükümleri- Plan Hükümleri bölümünde, “Planda yer alan tesis ve
düzenlemeler dışında hiçbir tesis yapılamaz. Yapılacak tesisler hiçbir şekilde
planda gösterilen amaç dışında kullanılamaz. 2873 sayılı Milli Parklar
Kanunu ve ilgili yönetmeliği gereği, milli park içinde sürdürülmekte
olan her türlü sondaj, sedde, baraj vb. altyapı çalışmaları durdurulacaktır”
deniliyor.
Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı’na dair
çalışmalar 2006’da bitirilmiş olmasına rağmen bahsi geçen plan
aradan geçen uzun zamana rağmen halihazırda Çevre ve Orman Bakanlığı’nca
onaylanmadı. Bunun sebebi son derece açık: Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun
Devreli Gelişme Planı’na dair belgelerde Milli Park sınırları içerisinde baraj
ve HES yapılamaz denildiği için bu plan özellikle onaylanmıyor. Baraj
projelerini oluşturan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli
Parklar Genel Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlı. Doğayı ve Milli
Parkları korumakla yükümlü bir genel müdürlük ile Milli Park alanında doğaya ve
çevreye zarar vereceği tartışmasız olan baraj ve HES projelerini hazırlayan bir
genel müdürlüğün aynı bakanlığa bağlı olması dünyada eşine az rastlanır bir
durum.
Çevre ve Orman Bakanı çevreyi ve ormanları koruyacağı yerde baraj
ve HES’leri savunduğu müddetçe bakanlığını yaptığı çevre de orman da kalmayacak
bir gün ve bu durumda koltuğu da. Dersimlilerce kutsal bilinen Munzur’un ahı
kendisini yok etmek isteyenleri tutar mı bilinmez ama bizler Munzur’un çocukları
Munzur’a kıymalarına izin vermeyeceğiz.
Barış YILDIRIM,
Avukat
|