Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Dünya Habitat
Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, bugünün Birleşmiş
Milletler İnsan Yerleşimleri Programı tarafından ''Kentler ve
İklim değişikliği'' ana temasıyla Dünya Habitat Günü olarak
kutlandığını belirtti.
Kentler ve iklim değişikliği arasındaki iki yönlü etkileşimin artık bilinen
bir gerçek olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
''Kentleşme ve iklim değişikliğinden bahsedildiğinde olaya iki türlü
yaklaşmak mümkündür. Birincisi iklim değişikliğinin kentler üzerindeki etkileri,
diğeri ise kentlerin iklim değişikliğine ve sera gazı emisyonlarına katkısıdır.
Bilimsel araştırmalar, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden en fazla
yaşadığımız kentlerin ve dolayısıyla bizlerin etkileneceğini gösteriyor.
İklimdeki bu dengesizlikler dünyadaki yaşamı tehdit etmeye başlamıştır. İklim
değişikliği, tüm dünya ile birlikte üzerinde yaşadığımız kentleri de yaşam
kalitesi bağlamında etkilemektedir. Bugün itibariyle dünya nüfusunun yarısından
fazlası kentlerde barınmaktadır. Bu nedenle, iklim değişikliğine karşı verilen
mücadelenin kentlerde kazanılacağı ya da kaybedileceği çok açıktır. Günümüzde
kentler dünya enerjisinin yüzde 75'ini tüketmekte ve ayrıca sera gazı
emisyonlarının yüzde 80'inden sorumludur. Dolayısıyla dünya enerji tüketiminin
büyük kısmı ya kentlerde oluşur ya da kentsel fonksiyonların doğrudan
sonucudur.''
Modern yaşam tarzıyla birlikte kentsel saçaklanma, artan ulaşım talebi ve
enerji tüketiminin atmosfere salınan karbondioksit emisyonlarını da artırdığına
işaret eden Bakan Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:
''İklim değişikliği konusu 2023 yılı vizyonlu sürdürülebilir bütünleşik
kentsel gelişmeyi ve yerleşmelerde yaşam ve mekan kalitesini artırmayı amaçlayan
Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı (KENTGES) 2010-2023
strateji belgesinde de önemli bir yer almaktadır. Bakanlığımız, İklim
Değişikliği Ulusal Eylem Planı'yla da Türkiye için iklim değişikliği
politikalarını kalkınma politikaları ile bütünleştirmeyi amaçlamakta. Bu planda
Türkiye'ye, yüksek yaşam kalitesi ve refahı tüm vatandaşlarına düşük karbon
yoğunluğu ile sunabilen bir ülke olma vizyonu konmuştur. Yerleşmelerden
kaynaklanan sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması ile ilgili olarak yeni
yerleşmelerde yerleşme ölçeğinde sera gazı emisyonunun mevcut yerleşmelere göre
en az yüzde 10 azaltılması, kentsel ulaşımın sürdürülebilir ulaşım ilkeleri
doğrultusunda yeniden yapılandırılması, kent içi ulaşımda, bireysel araç
kullanımından kaynaklı emisyon artış hızının sınırlandırılması hedefleri konmuş
ve bu amaçlarla ilgili eylemlerin hayata geçirilmesine
başlanmıştır.''
|