İhracatta Yeşil Dönüşüme Yönelik...
Dr. Emre Ilıcalı’dan ‘Isı Adası’ Uyarısı
“Sera Gazında Denetim Başlıyor,...
“İklim Kriziyle Mücadele Şirketlerin...
"Yeni Nesil Binalar Nasıl...
EBRD, Türkiye'ye 500 Milyon...
Bakan Kurum'dan OECD Ülkelerine...
“Yapı Ruhsatlarının ‘Enerjisi’ Arttı”
Dr. Emre Ilıcalı, Yeşil Kalkınmanın...
Altensis, Yeşil Kalkınma Devrimini...
AB, Karbon Emisyonu Yüksek...
Kentsel Dönüşümde Gözler Sıfır...
“Avrupa Yeşil Mutabakatı’na Uyum için Kritik 3 Yıl”
Altensis Kurucu Ortağı Dr. Emre Ilıcalı 2026 yılı itibariyle Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında gelecek karbon vergilerine yönelik aksiyon alınması için önümüzdeki 3 yılın çok önemli olduğunu belirtti.
Avrupa Birliği’nin 2019’da kabul ettiği, "Yeşil Mutabakat" adı verilen iklim değişikliğiyle mücadele programına göre, AB ülkeleri karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 55 azaltmayı, 2050 yılına kadar da karbon nötr olmayı hedefliyor. Bu kapsamda getirilen Sınırda Karbon Düzenlemesi tasarısına göre, Avrupa Birliği’ne ihracat yapan belli sektörlerdeki üreticiler, 2026 yılından itibaren ürün başına belirlenen karbon emisyonu limitlerinin üzerine çıkmaları durumunda karbon vergisi ödeyecekler. İlk aşamada sınırda karbon düzenlemesine tabi olacak 5 sektör; demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre ve elektrik olarak belirlendi. Söz konusu bu sektörlerde, Türkiye’nin ihracattaki payı oldukça büyük. Özellikle çimento ve demir-çelik sektörlerinde, Türkiye Avrupa Birliği’nin en büyük ihracatçıları arasında yer alıyor. Bu anlamda söz konusu bu karbon limitleri ve vergilerinin bizim ihracatçılarımızı da önemli oranda etkileyeceği öngörülüyor. Sınırda Karbon Düzenlemesi kapsamında, ihracatçı firmaların kendi ülkesinde karbon konusunda düzenlemeler olması durumunda, bunlar AB Karbon Vergisi’nden mahsup edilebiliyor. Bu yüzden Türkiye içinde bir Karbon Ticaret Sistemi veya Karbon Vergisi getirilmesi öngörülüyor. Zira Türkiye ihracat dünyası Yeşil Mutabakat'a uyumu sağlayacak yatırımları ve yerli karbon düzenlemelerini devreye almazsa, ihracatta yıllık milyar dolarlara varan bir vergi yükü ortaya çıkabileceği hesaplanıyor. Konuya dikkat çeken Altensis Kurucu Ortağı Dr. Emre Ilıcalı, Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum için önümüzdeki 3 yılın kritik olduğunu belirtirken, “2026 yılında başlayacak Sınırda Karbon Düzenlemesi’nden önce harekete geçip, gerekli yatırımları yapmamız ve karbon ayak izimizi azaltmamız gerekiyor. Ayrıca 2030 yılına kadar hızlıca harekete geçip karbon ayak izini yüzde 50 azaltmazsak, sadece vergi yükü ile karşılaşmayız, aynı zamanda dünyanın sürdürülebilirliğe dayalı yeni ekonomi anlayışında avantajlı bir konum elde edemeyiz. Rekabet gücünü kaybederiz. Bu sadece ihracatçıların değil, ekonomideki tüm aktörlerin, kamu ve yerel yönetimlerin sorumluluğunda.” dedi. Türkiye’nin 2053 yılında karbon nötr olma hedefini ortaya koyduğunu hatırlatan Dr. Emre Ilıcalı, “Konuya ilişkin tartışmalar hala devam etse de bu niyetin ciddiyetle ortaya konulmuş olması önemli. Ancak şurası da bir gerçek ki gidişat her ne kadar mevzuat tarafında hızlanmış olsa da bu hedeflerin tutturulması için maalesef yeterli gözükmüyor. Çok acil olarak tüm sektörlerde sırasıyla enerji tasarrufu, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımı odaklı bir yaklaşım zorunlu hale gelmeli.” yorumunu yaptı. Yenilenebilir enerjiye yeni teşvikler Dr. Emre Ilıcalı bu tür olumlu mevzuat değişikliklerine rağmen istenen gelişmenin hala sağlanamadığını, bunun da iklim değişikliğiyle ilgili konularda sadece teşviklerin artık yeterli olmadığını belirtti. Ilıcalı, “Maalesef küresel iklim değişikliğiyle mücadelede oldukça geç kaldık. Bu sebeple, kalıcı çözümler istiyorsak yeni yayınlanan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nde olduğu gibi her sektörde enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji uygulamalarının belli seviyelerde zorunlu hale gelmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu. |