BR>
3 müze 2010'u hatırlatacak
İstanbul'a yeni
kültür-sanat mekanları kazandırmak adına yürüttükleri çalışmalar sonucunda şehre
üç yeni müze kazandırdıklarını bildiren Avdagiç, 'Adalar Müzesi', 'Avrupa Kültür
Başkenti Mübadele Müzesi' ve 'TÜRVAK Sinema Tiyatro ve Televizyon Müzesi'nin
açıldığını, uzun yıllardır kullanılmayan Vortvots Vorodman Kilisesi'ni kültür
merkezi olarak kullanılmak restore ettiklerini anlattı.
Mekansal
çalışmaların yanı sıra 2010 sonrasında da izlerini sürdürecek pek çok kitap
yayını, 40'ı aşkın sinema, drama ve belgesel projesini hayata geçirdiklerini
belirten Avdagiç, ''80 kitaplık 'İstanbul'um' projesi, Kadı Sicilleri, İstanbul
Ansiklopedisi, Şiirin Sultanları, III. Selim, İstanbul'un Ezanları, Osmanlı
Serpuşları, Mahya gibi yayınları okurların beğenisine sunduk'' dedi.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı çatısı altında kültür ve
sanatın 14 disiplininde, gelenekselden çağdaşa her ilgili kitlesine hitap eden
türlü işler gerçekleştiğini ifade eden Avdagiç, ''Telaffuzu dile kolay 9 bin
500'ü aşkın etkinlikten en az biri, küçük veya büyük her İstanbulluda bir iz
bıraktı'' diye konuştu.
''İstanbul'u ve İstanbul'un Avrupa
Kültür Başkentliliği sürecini kimse tartışmasaydı, bir sorun olduğunu
düşünürdük''
Şekib Avdagiç, ''Yaptıklarınızın takdir
edilmesinden çok, Ajansın yapısı, başına sizin getirilmeniz ve reddedilen
projeler konuşuldu. Ajansın, kültür ve sanattan uzak insanlarca yönetildiği,
Kültür ve Turizm Bakanlığının bile işin dışında bırakıldığı, siyasetin elinin
hep ajansın üzerinde olduğu yönünde eleştiriler oldu. Bugün bakınca biraz da
özeleştiri yapacak olursanız, pişmanlıklarınız var mı? Keşke şunu da yapsaydım
dediğiniz konular var mı?'' sorusu üzerine, şunları söyledi:
''İstanbul
hepimiz için çok fazla önem arz ediyor; bu sebeple İstanbul'a dair her şeyi
tartışmak gerekiyor. İstişare etmeden, iş birliği yapmadan, farklı fikirlere söz
hakkı vermeden hiçbir yere varamayız. Avrupa Kültür Başkentliliği sürecini de
konuşmamız ve sorgulamamız elbette tabiidir. Biz çalışmalarımızın her döneminde,
her kesimden gelen tüm eleştirilere açıktık. Konuşmayı, tartışmayı ve
sorgulamayı, bizi yavaşlatan değil, aksine ileri götüren, katılımcılığı,
paylaşımı ve iş birliğini geliştiren hususlar addettik. İstanbul'u ve
İstanbul'un Avrupa Kültür Başkentliliği sürecini kimse tartışmasaydı, bir sorun
olduğunu düşünürdük.
Fikir birliğine önem veren Ajansımız, ilk günden
bugüne her sorunun yanıtını verirken, nitelikli eleştirileri değerlendirip
çalışmalarına güç katarken; bilmeden, yeterli araştırma yapmadan, zikredilmiş
söylemler olmaktan öteye geçmeyen 'bazı eleştiriler'in de bizleri yorduğu bir
gerçektir''.
|