Atatürk Orman Çiftliği’ne...
Atatürk Orman Çiftliği, 20...
AİHM, Cumhubaşkanlığı Binası...
ABD Büyükelçiliği’nin Atatürk...
“Atatürk’ün İsmini Silemezsiniz”
AOÇ Arazisine Konut Yapılmasını...
Atatürk Orman Çiftliği’ni...
İmrahor Vadisi Millet Bahçesi...
Mimarlık Öğrencileri ‘Güncel...
“100. Yıl Çarşısı ve Ulus’un...
Tarihi Tenis Kulübüne Yıkım Tehdidi
Atatürk Orman Çiftliği’nde...
Atatürk Orman Çiftliği’ne...
Atatürk Orman Çiftliği’nde...
Atatürk Orman Çiftliği Betona Boğulacak
Atatürk Orman Çiftliği Davasında Müzakere Süreci Devam Ediyor
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, AİHM’e verdiği cevapta Atatürk Orman Çiftliği davasındaki hukuk tanımazlığa son verilmesini istedi.
Atatürk Orman Çiftliği’nde Saray inşası devam ederken plan davasında alınan yürütmeyi durdurma kararının uygulanmaması ve iç hukuk yollarının tüketilmesi üzerine 2015 yılında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kurumsal olarak Mimarlar Odası Ankara Şubesi, bireysel olarak Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan başvurmuştu. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin ve Candan’ın başvuruları üzerine, yargılamadan önce AİHM’in taraflara önerdiği “dostane çözüm önerisi” için görüşlerini iletmeleri için bugün (22 Temmuz) son gün. Konuyla ilgili açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne resmi olarak bildirdik. Kamuoyuna bir kez daha açıklıyoruz. ‘İktidarla görüşmeye açığız, belirli şartlarımız var’ Atatürk Orman Çiftliği talanı ve milyon metrekare dökülen betonlar, Atatürk’ün şartlı bağışına, vasiyetine ve hukuka aykırı şekilde inşa edilmiştir.” dedi. “Atatürk Orman Çiftliği’nde yargı kararları hiçleştirilmiştir” “Atatürk Orman Çiftliği’nde hukuk önünde eşitlik ilkesini ve evrensel hukuk kuralları ihlal edilmiştir” “1- A- Anayasa Mahkemesi, davayı actiopopularis olarak değerlendirerek kişisel mağduriyet nedeniyle bireysel başvuruyu reddetmiş olması doğrudan doğruya sözleşmenin 6.maddesinin 1.bendine aykırıdır. Zira başvurucu kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan ve Association BURESTOP 55 and Others v. France (no: 56176/18), 1/7/20211 kararında ifade edildiği gibi ‘kamu bekçiliği’ rolünde olan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanıdır, başvurusu kamu adına yapılmış bir başvurudur. Başvurucunun kişisel bir menfaati söz konusu değildir, Mimarlar Odasının kamusal görevinden kaynaklanan konumu nedeniyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılmış, başvurunun reddi üzerine mahkemenize başvurulmuştur. B- Mahkemece verilen yürütmenin durdurulması kararına uyulmaması dava sürecine esas yönünden etki etmiştir. Şöyle ki, şimdi Cumhurbaşkanı olan dönemin Başbakanının alenen kamuoyu önünde ‘mahkeme kararını uygulamayacağını beyan etmesi’ Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, hukuk uygulayıcılarının hukuka güven duygusunu zedelemiştir. Başbakanın yargı erkinin üzerinde irade beyan ederek yargının işlevsizliğini ilan etmiş olması elbette ki adil yargılanma hakkımızı sınırlandırmıştır. Dönemin başbakanı şimdi Cumhurbaşkanı’nın evrensel hukuk değerlerini kamunun önünde ihlal etmesi, hukuk önünde eşitlik ilkesini de ihlal ederek yargıyı hiçleştirerek evrensel hukuk kurallarını da ihlal etmiştir. Bu hukuksuzluk ve yürütmeyi durdurma kararlarının uygulanmaması, insanlığa ait olan birinci derece korunması gereken doğal ve tarihi sit alanına milyonlarca metrekare beton dökülerek inşaat yapılmasının devamını sağlayarak tarafı olduğu Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, Granada sözleşmelerini de ihlal edecek sonuçlar doğurmuştur. Yine yargı kararlarının uygulanmaması ile ülkenin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsi mal varlığı olan ve şartlı bağışla halkına emanet edilen Atatürk Orman Çiftliği alanlarının talan edilmesine yol açmış ve hukuk tanımazlık ile kamuoyunda derin yaralar açarak, hukuka güven kaybına neden olmuştur. 2- İdare mahkemelerince verilen yürütmenin durdurulması kararı uygulanmadığında başvurucuların Mahkemeye başvurma olanakları bulunmamaktadır, ancak mahkeme kararlarını uygulamamak suretiyle görevi kötüye kullanma suçu işlendiği iddiasıyla başvurucular tarafından Cumhuriyet Savcılığına başvuruda bulunulmuştur.” “Kamu adına kamu bekçiliğine devam edeceğiz” AİHM hükümete ve mimarlara şu soruları iletti: 1- Sözleşmenin 6. maddesinin 1. bendi, takip edilen davada geçerli şekilde uygulanabilir mi? İlk olarak, Anayasa Mahkemesi, davayı actiopopularis olarak değerlendirerek kişisel mağduriyet nedeniyle bireysel başvuruyu reddederken, idare mahkemelerinin başvurucuların dava açma konusunda menfaatlerini teslim etmesi durumunda başvurucuların medeni hak ve yükümlülükleri açısından söz konusu davayla bağları var mıdır? 2- İşbu davada idare mahkemelerince verilen yürütmenin durdurulması kararlarına uyulmaması, dava sürecine esas yönünden doğrudan bir etki yaratarak başvurucuların adil yargılanma haklarını, hatta bu yargılamalarda incelenen davalarını somut olarak sınırlandırmış mıdır? 6. Maddenin 1. bendinin burada geçerli olduğu varsayılarak; yerel ve/veya merkezi idarelerin, başvurucuların talebi üzerine idare mahkemelerince verilen yürütmenin durdurulması kararını uygulamadığı sürece başvurucular anılan hüküm uyarınca mahkemeye başvurabilirler mi? |