Arkeolog İlhan Akşit'in Kültür ve Turizm Bakanlığı
yayınlarından çıkan ''Anadolu Uygarlıkları ve Türkiye'nin Antik
Kentleri'' kitabı, çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu'ya
ve Türkiye'nin antik kentlerine ışık tutuyor. AA muhabirinin derlediği bilgiye
göre, 479 sayfadan oluşan kitapta ''Anadolu'da Tarih Öncesi Çağlar'', kronolojik
sıralamaya göre Anadolu'da kurulan uygarlıklar, ''Anadolu'da Helenistik Çağ'',
''Anadolu'da Roma Çağı'' ve antik kentler yer alıyor. Haluk Uygur, Faruk Akbaş,
İzzet Keribar, Lütfi Özgünaydın, Güngör Özsoy, Hasan Basri Özsu, Kadir Kır,
Erdal Yazıcı'nın çektiği fotoğraflar, kitabın görselliğine de ayrı bir renk
katıyor.
Sunuş bölümünde kitap hakkında görüşlerini belirten Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay, kültürlerarası iletişim ve etkileşimin yoğun
bir biçimde yaşandığı günümüzde, toplumsal kalkınmanın yolunun kültürel
kalkınmadan geçtiğinin artık yadsınamaz bir gerçeğe dönüştüğünü belirtti. Sahip
olunan sanatsal, kültürel ve tarihi birikimi geçmişten bu güne taşımanın,
zenginleştirerek geleceğe aktarmanın daha da önemlisi kendi insanlarının yanında
dış dünyaya tanıtmanın Türkiye'nin kültürel kalkınması için son derece önemli
olduğunu vurgulayan Günay, şunları kaydetti:
''Açık hava müzesi niteliğindeki ülkemizin sahip olduğu tarihi miras,
yüzyıllara sığmayan kültürel zenginliğin karış karış işlenmesiyle örülmüş bir ağ
gibidir. İnsanlığın tarihini ve uygarlığın geçirdiği her evreyi apaçık
gözlerimizin önüne seren antik kentlerimiz de bu ağın düğüm noktalarını
oluşturmaktadır. Sahip olduğumuz bu tarihi zenginliği korumak, yaşatmak ve
tanıtmak, aynı zamanda geleceği inşa etmektir. Tarih öncesi uygarlıklardan
başlayarak Anadolu'da izleri bugüne kalabilmiş antik bölge ve kentleri anlatan
bu prestij eseri, alanındaki en derli toplu çalışma olduğu inancıyla
beğenilerinize sunuyoruz.'' Yazarın
gözünden Anadolu tarihi Arkeolog
İlhan Akşit de kitabın ön sözünde, Anadolu'nun ilk insanın
mağara yaşantısından başlayarak bir çok uygarlığın yaratıldığı ve uygarlık
tarihi açısından bilinen en zengin coğrafya olduğunu belirtti. Anadolu'nun
vefalı bir ana gibi bağrından bir çok medeniyeti çıkardığını, zenginlikleriyle
onları besleyip büyüttüğünü ifade eden Akşit, zaman içinde bir uygarlık
sonlanırken başka bir uygarlığın doğmasının ve bu sürecin Anadolu topraklarında
ilkel insandan itibaren kesintisiz olarak günümüze kadar devam etmesinin,
Türkiye'nin bugün ''Uygarlıklar Ülkesi'' olarak anılmasına neden olduğunu dile
getirdi.
Anadolu'da Paleolitik ve Mezolitik Devir'lerden sonra Neolitik Devir'e ait
her gün yeri bir merkezin ortaya çıkarıldığını anlatan Akşit, elde edilen yeni
bilgilerin Anadolu'daki Neolotik Devri 2000-3000 yıl geriye götürdüğünü ifade
etti. Kalkolitik Devri'nden sonra gelen ilk Tunç Çağı'nda Anadolu'da beyliklerin
oluşmaya başladığını ve bu beyliklerden üstün bir kültüre sahip Hitit
İmparatorluğu'nun doğduğunu belirten Akşit, kitabın ön sözünde şunları dile
getirdi:
''400 yıl kadar bu toprakların hakimi olan Hititler'in yarattığı yüksek
uygarlığın izlerini bugün Anadolu'nun bir çok yerinde görmek mümkündür. Bugüne
kadar başka uygarlıklara bağlanmak istenen ve bu uygarlıkların malı olmamak için
on yıl savaşmış olan Troia'nın son zamanlarda yapılan kazılarda Wilusa adı ile
Hititler'e bağlı bir beylik merkezi olduğu anlaşılmıştır. Hititler'in
yıkılmasından sonra onların hakiki örf ve adetleri Genç Hitit şehir
devletlerinde yaşamaya devam etmiştir. Arkasından doğuda Urartu, batıda Phryg ve
Lydia Uygarlıkları doğmuştur. Lydialılar'ı yenen Persler'in 200 yıllık
hakimiyetinden sonra İskender'in tarih sahnesine çıkışıyla Anadolu'da Helenistik
Çağ başlamıştır. Daha sonra Bizans İmparatorluğu 1000 yıldan fazla Anadolu
toprakları üzerinde yaşamış ve bizlere yaşamışlığın izlerini bırakmıştır. Daha
sonra Anadolu'ya egemen olan Selçuklular ve sonrasında 600 yıl hüküm süren
Osmanlılar da sayısız görkemli eser inşa etmeye devam etmişlerdir. Bugün bütün
bu uygarlıkların kültür zenginlikleri, ülkemizi çok özel bir konuma taşımakta ve
dünyanın hayranlığını, haklı olarak Anadolu'muzun üzerine çekmektedir.''
İlhan
Akşit Ankara Üniversitesi Dil Tarih
Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden 1965 yılında mezun olan İlhan Akşit,
Aphrodisias Kazıları'nda ''Bakanlık Temsilcisi'' olarak görev yaptı. Çanakkale
Müzesi Müdürlüğü'ne 1968 yılında atanan Akşit, bu görevi sırasında Troia'da
bugün de ziyaretçilerin ilgisini çeken tahta atı yaptırdı. Anadolu'da din
kültüründe büyük önem taşıyan Gürpınar'daki Khryse-Apollon Tapınağı'nda beş yıl
kazı yaparak bu tapınağın ortaya çıkmasını sağladı. Çanakkale Şehitler Anıtı
altındaki Harp Müzesi'ni ve Bigalı Köyü'nde Mustafa Kemal'in 19. Tümen Karargahı
olarak kullandığı evi müze olarak düzenledi. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
Müdürlüğü'ne 1976 yılında atanan Akşit, 1978 yılında TBMM Milli Saraylar
Müdürlüğü görevine getirildi. Bu görevi sırasında ziyarete kapalı olan
Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı ve Küçüksu Kasrı'nı yeniden düzenleyerek
turizme açtı.
Akşit bugüne kadar ''Hititler'', ''Batı Anadolu Uygarlığı'', ''Efes'', ''Işık
Ülkesi Lykia'', ''Kapadokya, ''Kariye Müzesi'', ''Ayasofya'', ''Topkapı
Sarayı'', ''Mustafa Kemal Atatürk'', ''Tarihin Taşa Yazıldığı Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'' gibi bir çok Türkçe ve yabancı dillerde yayınlanmış eserlere imza
attı.
|