Nüfusu yaklaşık 4,6 milyon olan başkentin toplam motorlu kara taşıt sayısı 1
milyon 234 bine çıktı. Bu sayının yaklaşık 887 binini otomobiller oluşturuyor.
Başkent, Türkiye’deki anakentler arasında kişi başına düşen otomobil sayısında
zirvede bulunuyor. Gazi Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Metin Şenbil, bu durumunun nedenlerini
açıklarken, “Batı yönünde önemli koridorlar boyunca toplu taşım sistemi ile
koordineli ve ahenk içinde büyümesi gereken kent, aksine toplu taşımdan mahrum,
plan mantığından uzak bir keyfiyet ile büyümektedir. Kentin giderek kontrolsüz
yayılması, araba sahipliliği ve kullanımının hem sonucu hem de nedeni
olmaktadır” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu, (TÜİK) Aralık 2009 dönemine
ilişkin “motorlu kara taşıtları” verilerini geçen ay sonunda
açıkladı. Bu veriler incelendiğinde, başkentteki araç sayısının sürekli arttığı
ortaya çıkıyor. Buna göre, 2009 Aralık itibarıyla Ankara’da toplam motorlu taşıt
sayısı 1 milyon 234 bin 695 adet olarak belirlendi. Rakamlar, başkentte otomobil
sayısının da sürekli yükseldiğini gösteriyor. Ankara’da şu an trafiğe kayıtlı
887 bin 703 otomobil bulunuyor. TÜİK verilerinden yapılan hesaplamaya göre,
Ankara, 16 anakent arasında kişi başına düşen otomobil sayısında ilk sırada yer
alıyor. Toplam otomobil sayısının nüfusa bölümünden elde edilen rakamlara göre,
Ankara’da 1000 kişiye 190 otomobil düşüyor. İkinci sırada yer alan Antalya’da
1000 kişiye 142 otomobil, üçüncü sıradaki İstanbul’da ise 137 otomobil yansıyor.
Listenin devamında da 1000 kişiye sırasıyla; İzmir’de 125, Eskişehir’de 124,
Kayseri’de 113, Bursa’da 100, Konya’da 98, Adana’da 88, Mersin’de 85, Sakarya’da
83, Kocaeli’nde 77, Samsun’da 73, Gaziantep’te 70, Erzurum’da 46 ve
Diyarbakır’da ise 22 otomobil düştüğü gözleniyor.
2004’ten itibaren Ankara’daki araç sayısı
Yıllar Toplam kara taşıt sayısı Otomobil
- 2004 936 936 696 157 - 2005 1 008 546 738 960 - 2006 1 085 151 783
198 - 2007 1 143 379 820 355 2008 1 193 038 854 691 - 2009 1 234
695 887 703
‘En önemli etken toplu taşımadaki eksiklikler’
Gazi Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi ve Şehir
Plancıları Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Metin
Şenbil, ortaya çıkan bu verileri Cumhuriyet Ankara’ya değerlendirdi.
Aylık hane halkı gelirinin 3000 ile 5000 ABD Doları seviyesine geldiği zaman
hane halkının otomobil edinme olasığının artığını belirten Doç. Dr. Şenbil, hane
halkının demografik özelliklerini özetleyen hayat döngüsü, arazi kullanım
özellikleri, ulaşım altyapısı ve organizasyonu ile toplu taşım özelliklerinin de
bu duruma etkili olduğunu kaydetti.
Nüfusa oranla otomobil sayısında başkentin Türkiye’deki diğer büyükşehirleri
geride bırakmaksının nedenlerine ilişkin soruya karşılık da Doç. Şenbil, şu
tespitleri yaptı:
* Birbirinden kopuk plan kararları alındı: Başkentte arazi kullanımı ve toplu
taşım sistemi ile ilgili kararlar alınırken otomobil sayısının ve kullanımının
artması ile sonuçlanan kararlar alınmıştır. Arazi kullanımı açısından trafiğe
etkileri düşünülmeden ve birbirinden kopuk alınan plan kararları, başkentteki
otomobil sayısını ve kullanımını önemli ölçüde etkiliyor. Mesela sayıları her
geçen gün artan alışveriş merkezlerinin trafiğe etkilerini bilmemekle birlikte
bu merkezlerin çoğunun toplu taşım sistemi ile entegrasyonları zayıftır.
* Kent kontrolsüz yayılıyor: Batı yönünde önemli koridorlar boyunca toplu
taşım sistemi ile koordineli ve ahenk içinde büyümesi gereken kent, aksine toplu
taşımdan mahrum, plan mantığından uzak bir keyfiyet ile büyümektedir. Kentin
giderek kontrolsüz yayılması, araba sahipliliği ve kullanımının hem sonucu hem
de nedeni olmaktadır. Diğer bir deyişle 7 gün 24 saat erişilebilen otomobilin
sunmuş olduğu rahatlık hane halklarını zaman ve mekânda hareket kabiliyetlerini
en üst düzeye çıkarmaktadır.
* Çayyolu metrosu hâlâ bitirilemedi: Diğer yandan 1994 yılında onaylanmış
Ulaşım Ana Planı’na göre, Eskişehir yolu güzergâhını kullanan ve 2005 yılında
bitirilmesi planlanan Çayyolu metrosunun hâlâ bitirilmemesi en fazla otomobil
sahibi olmaya ve kullanmaya aday hane halklarının ve önemli trafik talebi
yaratan üniversitelerin, kamu kurum ve kuruluşların, merkezi iş alanı gibi
kullanımların bulunduğu Eskişehir yolu ve yakın çevresindeki otomobil sayısında
ve kullanımında son yıllarda patlama yaratmıştır. Bu gibi örnekler başkentin
diğer ana koridorları içinde söylenebilir.
* İki bölge arasındaki ilişkiler merkezden yapılıyor: Toplu taşıma sisteminin
artık devasalaşan metropoliten alan karşısında hâlâ orta ölçekli bir kentte
verilen toplu taşım sistemi gibi iki nokta arasında çalışmaktadır. Bu iki
noktadan birisi genellikle şehir merkezi olmaktadır. Oysa günümüz metropoliten
kentlerinde yolculukların niteliği değişmiştir. Mesela kentin merkez dışındaki
bölgeleri arasındaki ilişkiler bu bölgeler ile merkez arasındaki ilişkiler
düzeyine gelmiştir. Buna karşın iki bölge arasındaki ilişkiler yine merkez
üzerinden yapılmaktadır. Bu da gereksiz yere sistemin binlerce toplu taşım aracı
tarafından işgal edilmesi demektir.
* Ara toplu taşıma, şıkışıklığa neden oluyor: Başkentte toplu taşımanın
şebeke esasından hareket etmeyen temelinde otobüse ve kapasitesi az ama trafik
sıkışıklığına dayanak oluşturan ara toplu taşımaya dayanması en önemli yerel
yönetim hizmetleri arasında sayılan bu hizmetin olması gerekenden uzak kaldığını
açığa vurmakla birlikte, başkentte otomobil sayısındaki ve otomobil
kullanımındaki artışa önemli ölçüde etki ettiği de açıktır.
|