Fotoğraf: Çağrı Öner
Dünyanın her yerinde olduğu gibi, Ankara da terk
edilmiş bir endüstriyel yapıyı sanat merkezine dönüştürdü ve
Cer Modern’i açtı. Eski hangarlar, yeraltına doğru yeni
mekânlar da eklenerek dönüştürülmüş, büyük ve çok amaçlı bir yapı ortaya çıkmış.
Açılış için iyi bir fikirle, Ankaralı bir koleksiyoncunun, Ebru
Özdemir’in özellikle güncel resmin neredeyse tüm iyi sanatçılarından
birer ikişer örnek barındıran şaşırtıcı koleksiyonu seçilmiş. En önemlisi,
aslında sahibi Kültür Bakanlığı olan Cer Modern’in işletmesi.
İşletme, bakanlık bürokratlarına emanet edilmemiş, TÜRSAB
aracılığıyla bağımsız bir idaresi olması sağlanmış. Açılış günü herkes Cer
Modern’de hissettiği ‘tazelik’ten söz ediyordu ki, bu tazelik
duygusu biraz da İstanbul’un güç odaklarından uzakta bir yerlerde olmakla
ilgiliydi sanırım...
Cer Modern adı, bu kurumun nasıl
bir geleneğe eklenmek istediğini de gösteriyor. Tate Modern,
İstanbul Modern gibi, endüstriyel yapıların içine kurulan
modern ve çağdaş sanata odaklı kurumlardan biri olma niyeti var. Diğerleri
‘müze’ olarak anılmayı seçerken Ankara’daki Cer Modern bir
‘sanat merkezi’ olarak tanımlıyor kendini. Bu tanım farkı,
koleksiyon oluşturma hedefiyle ilgili. İstanbul Modern’in yıllar içinde
oluşturduğu bir koleksiyonu var. Ama gerçekte, sürekli serginin önemli bölümü bu
koleksiyon dışında emanet alınan eserlerden oluşuyor. Müzeye hareketlilik
kazandıran, enerjisini sağlayansa alt katta sürekli değişen sergiler. Yani, Cer
Modern’in hiçbir zaman bir müze olmayı hedeflemesi, bir koleksiyon yapması
gerekmiyor. Hatta yapmasa, enerjisini buna harcamasa çok daha iyi. Pazartesi
günü bu sayfalarda çıkan Ayşegül Sönmez röportajında denildiği
gibi artık ‘evlerin duvarlarında hazineler yatıyor’. İşte
Ankara, evlerin duvarlarındaki, devlet kurumlarının ve bankaların depolarındaki
bu hazineleri harekete geçirsin yeter. Tabii esas harekete geçirilmesi gereken,
Ankaralı sanatçılar ve sanat izleyicisi.
Cer’in
binası doğru, sergisi doğru, işletmesi
doğru dedik ama üç doğru Ankara’ya dair bütün
yanlışları götürmüyor. Ankara, kültür sanatla alakasız, hatta daha
fenası sanat kurumlarına düşmanca davranabilen bir yerel
yönetim yüzünden kendinden çok şey kaybetti; uzun süredir bir çöl
muamelesi görüyor. Cer Modern, bu kentin kendi enerjisini keşfetmesini
sağlayabilir. Doğru dürüst çalışan bir kültür sanat merkezi, sanatçıları da
sanat izleyicisini de, eli bir türlü cebine gitmeyen Ankaralı firmaları da
ateşleyebilir. Bu iyimserliğin devam etmesi ise Cer Modern yönetiminin iyi bir
ekip kurup, elindeki binanın hakkını verecek, her metrekaresini dolduracak bir
tempo tutturmasına bağlı.
|