Birinci derece doğal SİT alanı olan AOÇ arazisi sınırları içindeki Beytepe kavşağı, Sabancı Bulvarı arasında kalan ormanlık alanda, Büyükşehir Belediyesi tarafından yol inşaatı için yüzlerce ağaç katledildi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi söz konusu alana dair AOÇ Birinci Derece Doğal Sit alanı içinde düzenlenen yol güzergahlarına ilişkin, 1/10000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı değişikliği ile 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planının yürütmesinin durdurması ve iptali istemiyle Çevre Şehircilik Bakanlığı’na dava açmıştı. Bilirkişi raporunda dava konusu planların şehircilik ilkeleri planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığını yönünde görüş bildirilirken ve dava süreci devam ederken, Büyükşehir Belediyesi alanda ağaç katliamı yaptı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kent İzleme Merkezi’nin alanda yaptığı incelemede, aralarında endemik bitki türü olan mavi ladinlerinde yer aldığı, karaçam, söğüt ve kavak türünde yüzlerce ağacın hunharca kesilmiş olduğu, kepçelerin ve kamyonların alandaki parçalanmış ağaç köklerinin hızlıca ortadan kaldırmak için çalıştığı gözlendi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan’ın konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyledir:
“Cumhuriyet değerlerinin kurucu mekanı Atatürk Orman Çiftliği’ne öfkeleri bitmedi. Vizyonsuz, değer bilmeyen, gelecek projesi olmayanlar, öfkeyle bir kenti bir ülkeyi yönetemezler, sadece yönettiklerini zannederler. Daha yaşanabilir alanlar yaratmak, gıda sorunun yaşadığı bir süreçte kentsel tarım alanı olarak halka sağlıklı gıda sunacak bir alan olan Atatürk Orman Çiftliği'ni betonlaştırmak, iktidarın kentsel vizyonsuzluğunun göstergesidir” dedi.
Tüm ekolojik dengeyi alt üst edecek bir ağaç katliamı yapıldığını vurgulayan Candan şöyle devam etti: “Daha yaşanabilir alanlar yaratmak, gıda sorunun yaşadığı bir süreçte kentsel tarım alanı olarak halka sağlıklı gıda sunacak bir alan olan Atatürk Orman Çiftliğini betonlaştırmak, iktidarın kentsel vizyonsuzluğunun göstergesidir. Dünya kent merkezlerinde tarımsal faaliyetlerini daha yeni gündemine alırken, Cumhuriyetin kentsel tarım vizyonunu 93 yıl önce planlamış olması devrimin üreten ve yeni bir devrim yaratacak güçte olduğunun ve öncü olduğunu işaret eder. Katliam yapılan alanda dava süreçlerimiz devam ederken, derelerin olduğu, arıcılık faaliyetlerinin yapıldığı, kentte az kalan hava koridoru özelliği taşıyan ormanlık alanlardan biri daha Atatürk’ün vasiyeti ve şartlı bağışına aykırı bir şekilde yok edildi. Bu yollarla birlikte AOÇ’nin, Ankara’nın ve bizim geleceğimiz yok ediliyor. Bu vandallıktır."
“Suç Duyurusunda Bulunacağız” Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna olmak üzere sorumluluğu olan Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve ihmali olan tüm yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunulacağını ifade eden Candan “Alana dair yürütmeyi durdurma kararının beklendiği bir davamız devam ederken, Büyükşehir Belediyesi tüm ekolojik dengeyi alt üst edecek, hava koridorlarını, dere yataklarını, arıcılık faaliyetlerini, kent ekosistemini değiştirecek, trafiği alt üst edecek yol yapım çalışmasına hukuka aykırı bir şekilde başladı. Yüzlerce ağaç katledildi. Çevrede yaşayan arıcılar yol çalışmaları nedeniyle derelerin çamur aktığını tüm ekolojik yaşamın olumsuz etkilediğini belirtiyor. Bir çivi bile çakılmaması gereken, birinci derece doğal tarih ve SİT alanı olan Atatürk Orman Çiftliği alanında yeni yollar yapılması için ağaçları katledenler, kenti nefessiz bırakmaya yeltenenler, geleceğimizi yok etme hedefiyle yola çıkanlar, yargı önünde hesap verecek. Gökçek uygulamalarını devam ettiren Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna başta olmak üzere sorumluluğu olan Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve ihmali olan tüm yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
Ankara’nın Akciğerlerini ve Derelerini Kurutuyorlar” “Ağaç katliamına tanık olanlarla yaptığımız görüşmelerde söz konusu alanda birkaç gündür ağaç kesiminin yapıldığını ancak böylesine büyük bir katliama girilmediği söyleniyor. 10 Ekim günü Ankara garında yaşanan katliamın 3.yılında gece alana girerek büyük bir ağaç katliamı yapmışlar. Simgelerle değerlerimizle uğraşan bu anlayış tarihin kara sayfalarında yerini alacak. 50 metre genişliğinde yollar açılarak, AOÇ alanları yok ediliyor. Çevrede yaşayanlar burada doğal bir yaşam formu olduğunu, arıcılık yapıldığını, yakınlarında bulunan Beytepe deresinin ise tehlike altında olduğunu belirtti. Doğaya düşman bu zihniyet Ankara’nın akciğerlerini ve derelerini kurutuyor. Talana yönelik her türlü süreci halkımızın da desteği ile kamuoyu önünde teşhir etmeye, hukuksal sürece taşımaya devam edeceğiz. Atatürk Orman Çiftliği özgürleşene, bağrına saplanan hançerler, israfın ve ihanetin simgeleri Kaçak Saray, Ankapark ve yollar çekip çıkartılıncaya kadar bu mücadele bitmeyecek.”
"AOÇ’de bilirkişi raporu lehimize gelmişken yapılan bu katliam hukuksuzluktur" “Raporda söz konusu yolların Atatürk’ün şartlı bağışına ve AOÇ’nin kuruluş amaçlarına aykırılığı ortaya konmuş. Raporda ekolojik yaşama büyük darbe vurulacağı vurgulanırken, söz konusu yolun yer altı suyu toplanma alanı olan bir vadi oluşumunun üzerine yerleştirildiği, 50 metre genişlik verilerek bu doğal oluşumun da yok edilmesine yol açacağı da belirtiliyor. Bu durumun çevresindeki tarım arazilerini verimsiz hale getireceği de ifade ediliyor. Raporda yine ‘Sabancı Bulvarı ile Ankara bulvarını birbirine Hacettepe Kavşağı ile Bilkent Kavşağı noktalarında bağlaması düşünülen iki yol da verimli tarım arazilerinin içinden geçmektedir. Tarım arazilerini böylesine genişlikte iki yol ile üç parçaya bölmek orada bulunan bitki örtüsüne zarar verecek ve tarımsal niteliği bozacaktır. Söz konusu yoğun trafik öngörülen ve genişliklere 50 metre olarak önerilen yolların Atatürk Orman Çiftliği arazisinden geçiyor olması Ankara’nın üst ölçekte olan bu tarım arazilerinin de hava kirliliğine neden olacak ve ilerde bölgede ve Ankara genelinde hava kirliliği olacaktır. Dava konusu yollar AOÇ’nin geleceğe taşınmasını olumsuz etkileyecektir. Tarım arazilerinin ve Atatürk mirasının korunması gerekliliği AOÇ sınırlarında 1. Derece trafik yollarının mevcut olduğu dava konusu planla önerilen yeni yolların zaten azalmış olan AOÇ alanlarının daha da azalmasına ve çiftlik üzerinden değişik tasarruflar iççin baskılar oluşturmasına neden olacaktır’ deniliyor. Böylece raporda Atatürk’ün şartlı bağışına aykırılığı da gözler önüne seriliyor.”
"Planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı" Söz konusu yolların şehircilik ilkelerine planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğunu da bildiren Candan, “Bilirkişi raporunda AOÇ arazisinin üst ölçekli planlarda belirtildiği gibi mutlak korunması gerektiği, 2038 Ankara Çevre Düzeni Planı planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı, doğal ve tarihi alanı bölmek suretiyle yapılması düşünülen yolun bölgedeki trafiği artıracağı, bu yolların ekstra trafik yüküne neden olacağı, Ankara’nın ulaşımı konusunda üst ölçekli planlarda ve 2038 Ankara Çevre Düzeni Planın da ana ulaşım planı yapılması vurgusu yapılarak toplu taşım geliştirilmesi kabul edilmektedir. Bu açıdan da AOÇ’nin mutlak korunması gerektiği 1/1000 ölçekli ve 2038 Ankara Çevre Düzeni Planı’nda AOÇ alanının dava konusu yol ve kavşaklarda parçalanarak korunmadığı, bu yönü ile planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı için üst ölçekli planlarla uyumlu olmadığı yönünde de görüş bildirilmiş. Ankara Çevre düzeni planı açından AOÇ için tüm üst ölçekli planlarda ve 2038 Ankara Çevre Düzeni Planında kentin havalandırma koridoru özelliği taşıyan arazi topluluğu içerisinde yer aldığı kent içindeki açık yeşil alan sisteminin en önemli ve en büyük parçasını oluşturduğu da vurgulanmış” diye konuştu.
"Ulaşım planlaması fiyasko, Şehir hastaneleri açısından ihtiyacı karşılamıyor" Candan, raporda söz konusu önerilen 2 bağlantı yolunun genişlikleri itibariyle Eskişehir yolu ile aynı olduğu, 2 adet Eskişehir yoluna daha ihtiyaç olup olmadığı ya da bu bağlantı yollarına gelecekte ne kadar ihtiyaç olduğuna dair sorgulamanın yapıldığını da bildirdi.
Candan, “Raporda bu konuda detaylı bir araştırma yapılmadığı vurgulanmış. Ayrıca kamu zararı olan Bilkent Şehir hastanelerine bağlantı sağlayacağı düşünülen bu yolların görevini Anadolu Bulvarı, Şaşmaz Bulvarı ve Ankara Bulvarı bağlantılarının yaptığına işaret edilmiş. Ulaşım planlamasının fiyasko olduğu da gözler önünü serilmiş. Kentin akciğerleri ODTÜ ve AOÇ’nin kamu zararından ibaret şehir hastanelerine kurban edilmesine izin vermeyeceğiz. Atatürk Orman Çiftliği Atatürk’ün şartlı bağışı ve vasiyeti ile bize emanet edildi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde mülkiyet hakkının korunması ve mülkiyetin şartlı bağışa ve hukuka göre korunması gerekmektedir. Bize emanet edilen Atatürk’ün mülkiyeti, şartlı bağışa, vasiyete ve hukuka göre kullanılmıyor. Atatürk Orman Çiftliği taşıdığı kültürel peyzaj değeri ile evrensel olarak da dünyaya ait bir alandır. Umarsızca talan edilmesi kabul edilemez. Ankara’yı beton yığına dönüştürenlerden, dereleri kapatanlardan doğa intikamını her yağmur yağdığında misliyle almaktadır” dedi.
|