Foto: Veli Gürgah (AA)
Mersin'in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli beldesinde
'Akkuyu' adıyla kurulması planlanan nükleer santrale yönelik
çalışmalar tüm hızıyla sürerken, santralin kurulması işlemini üstlenen
Akkuyu NGS Elektrik AŞ Genel Müdürü Alexander
Superfin, santralin zemin etütleri ve tsunami tehlikesine karşı denizde
yapılan sismik araştırmaların gelecek yılın ortasına kadar tamamlanacağını
bildirdi.
Çeşitli incelemelerde bulunmak üzere geldiği Mersin'de, bu çalışmalar
bitirilip, bölgenin santral yapımına uygun olduğuna dair raporlar alınmadan
lisans başvurusu yapmanın bir anlamı olmayacağını vurgulayan Superfin,
''Kamuoyunda lisans ve inşaat izni konularında sıkıntı varmış gibi ileri sürülen
iddialar gerçeği yansıtmıyor. Gerekli çalışmaları tamamladıktan sonra her iki
belgeyi de tamamlayacağız. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu almadan
herhangi bir girişimde bulunmamız mümkün değil'' dedi. Bu raporların gelecek
yılın ortasında tamamlanmasının ardından kamuoyuna duyurulacağını açıklayan
Superfin, isteyen herkesin bu raporlara ulaşabileceğini ifade ederek, şöyle
devam etti: ''Türkiye'de yapacağımız santralin
tüm hazırlık süreci net bir şekilde kamuoyu ile paylaşılacak. Bu süreç
içerisinde Akkuyu başta olmak üzere Mersin'in bir çok yerine 'bilgi odaları'
kuracağız. Bu sayede de herkes santral ile ilgili istediği tüm bilgiye
ulaşabilecek, kafasındaki soru işaretlerini ilgililere danışabilecek. Nükleer
santral yapan firmaların en büyük eksiklikleri, halka kendilerini iyi bir
şekilde anlatamamak. Türkiye'de bu kısır döngüyü kıracağız.''
Rus hükümet yetkilileri ile Enerji Bakanlığı yetkilileri
arasında sıkı bir çalışma olduğuna dikkati çeken Superfin, Akkuyu'da şuana kadar
yapılan ve bundan sonra yapılacak her şeyin hem Türk yetkililer hem de Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından sıkı bir şekilde denetlendiğini bildirdi.
Foto:
Alexander Superfin (Sertaç Aksan
/ AA) Sigorta
konusunda mutabakat hazırlığı Superfin,
Akkuyu'da daha önce Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ)
tarafından nükleer santral yapılmasına ilişkin lisans alındığını hatırlatarak,
kendilerinin de bu lisansı satın alacaklarını, yapılan tüm işlemlerin büyük bir
hassasiyet içerisinde ve kanunlara uygun bir şekilde sürdürüldüğünü söyledi.
Kamuoyunda ''Olası bir aksilik halinde Rusya zararın sadece 700 milyon Avro'ya
kadar olan kısmını karşılayacak, zararın geri kalanını Türkiye üstlenecek''
şeklinde yanlış bilgilerin bulunduğunu dile getiren Superfin, ''Şu ana kadar
konuya ilişkin hiç bir anlaşma yapılmadı. Türk yetkililer ile bu konuyu en ince
ayrıntısına kadar görüşüyoruz. Hem biz, hem Türk tarafı elinden gelenin en
iyisini yaparak, doğacak zararın karşılanmasına yönelik ortak bir anlaşmaya imza
atacaklardır'' diye konuştu. Temel
2013'de, ilk enerji 2019'da Santrale
ilk betonun 2013 yılında atılacağını, tesisin elektrik üretmeye 2019 yılında
başlayacağını, Türkiye'nin ilk 15 yıl ''garanti alıcı'' olduğunu anlatan
Superfin, şunları kaydetti: ''İlk 15 yıllık
süreçte üretilen enerjinin tamamını Türkiye kendisi alacak. Daha sonra da
Türkiye isterse burada üretilen elektriği iç piyasaya ya da diğer ülkelere
satabilir. Şuan bunları konuşmak için erken olduğunu düşünüyoruz. Yapacağımız
santral Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 8'ini karşılayacak. Türkiye gibi
sürekli büyüyen bir ülkenin, enerji ihtiyacını tek bir santralle kapatması
mümkün değil. Şunu net bir şekilde belirtmeliyim ki, enerji ihtiyacı olan her
ülke nükleer enerji işine girmek zorunda.''
Türkiye'de, Rus teknolojisinin ''eski ve sağlam değil''şeklinde algılandığını
kaydeden Superfin, ''Bu teknolojiyi en iyi yapan ülkeler içinde ABD ve
Fransa'nın ardından biz geliyoruz. Bunu biz değil, Uluslararası Atom Enerjisi
Kurumu söylüyor. Türkiye'de yapacağımız santral 3. nesil bir santral. Dünyada
daha önce çok sayıda ülkede kullanıldı. Ancak Türkiye'ye yapacağımız son
teknoloji ile donatılan bir sistemde olacak. Kimsenin güvenlik konusunda bir
şüphesi olmasın'' diye konuştu.
Almanya'nın nükleer kararı
Superfin, ayrıca, nükleer santral yerine rüzgar, güneş ve sudan elde
edilecek enerjilerin kullanılabileceğini ancak bunun için Türkiye'deki tüm tarım
arazilerinin tribünlerle kaplanması gerektiğini savunarak, Almanya'nın,
Japonya'da meydana gelen nükleer santral faciasının ardından aldığı 'nükleer
santralleri kapatma' kararını ise 'politik bir karar' diye yorumladı. Bu kararın
Alman halkına 'yüzde 30 zamlı elektrik faturası' olarak döneceğini öne süren
Superfin, ''Almanya'nın enerji seçeneği oldukça fazla. Çok sıkıştığı bir durumda
Fransa'dan dahi temin edebilir. Ancak Türkiye'nin böyle bir şansı yok. Almanya
enerji konusunda bu kadar seçeneğe sahipken, kapatma kararı politik bir hamleden
öte bir şey değil'' şeklinde konuştu. Superfin,
santralde toplam 4 ünite devreye gireceğini ve her ünitede ortalama 500 kişi
çalışacağını, aynı zamanda yemek, ulaşım ve güvenlik ekiplerine kadar bir çok
alanda da iş sahası açılmasıyla dolaylı olarak yaklaşık 20 bin kişiye istihdam
sağlanacağını ifade etti. Sosyal projelere de yer vererek, yörenin sosyal
yaşantısını güçlendireceklerini belirten Superfin, kurulum sürecindeki tüm
kaygıların yersiz olduğunun ileride daha net anlaşılacağını sözlerine
ekledi.
|