'Afet Bilinci Araştırması'nın sonuçlarını açıklayan Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, 14 ilde 16-64 yaş grubuna dahil bin 212 kişiyle yapılan araştırma sonuçlarının, toplumun başta deprem olmak üzere afetler konusunda farkındalığının olduğunu; ancak, toplumun kendini risk altında görmediğini ortaya çıkardığını kaydetti. Gülen, ''Araştırmaya göre, Türkiye'de her 2 kişiden 1'i afete, her 5 kişiden 2'si depreme maruz kalıyor; ancak, toplumun yüzde 80'i oturduğu bölgeyi afet riski altında görmüyor. Bu oran İzmir'de yüzde 98'e çıkıyor'' dedi. Araştırmaya katılanların sadece yüzde 14'ünün fay hattı üzerinde olduğunu düşündüğünü belirten Gülen, ''Sonuçlar bölgeler bazında değerlendirildiğinde Türkiye'nin yakın tarihinde çok önemli kayıplar verdiği depremlerin gerçekleştiği Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayanların yüzde 92'si, oturduğu bölgenin deprem riski altında olmadığını dile getirdi. Bu oran, İç Anadolu'da yüzde 90, Akdeniz Bölgesi'nde yüzde 80, Karadeniz'de yüzde 79, Marmara'da yüzde 73, Ege Bölgesi'nde ise yüzde 69 olarak gerçekleşti'' dedi.
Afet denince 'deprem' anlaşılıyor
Türkiye'de afet denince yaklaşık yüzde 85'in aklına ilk olarak depremin geldiğini söyleyen Gülen, Türkiye'de her 5 kişiden 2'sinin sel, dolu, fırtına, toprak kayması, kuraklık, çığ ve volkanın yıkıcı etkileri olduğunu düşünmediğini anlattı.
Her 2 kişiden 1'nin doğal afete maruz kaldığını söylediğini anlatan Gülen, ''Bu oran, Akdeniz Bölgesi için yüzde 70 iken, Marmara Bölgesi için yüzde 66, İç Anadolu Bölgesi için yüzde 47, Karadeniz Bölgesi için yüzde 41, Doğu Anadolu Bölgesi için yüzde 37. Ege Bölgesi, yüzde 20 oranla doğal afete en az maruz kaldığını dile getiren bölge olarak dikkat çekiyor'' diye konuştu.
Sonuçlarda, doğal afetler içinde Türkiye'nin en çok zarar gördüğü selin çok da bilinmediğinin ortaya çıktığı dile getiren Gülen, ''Marmara Bölgesi'nde yaşayanların yüzde 7'si, Doğu Anadolu, Ege ve Akdeniz Bölgesi'nde yaşayanların yüzde 5'i, İç Anadolu Bölgesi'nde yaşayanların yüzde 4'ü sele maruz kaldığını dile getirdi. Sele en yüksek oranda maruz kaldığını ifade eden bölge ise yüzde 26 oran ile Karadeniz Bölgesi...'' dedi. Önlem almak gerek diyoruz ama uygulamıyoruz
Araştırmaya katılan her 5 kişiden 3'ünün deprem ve selle ilgili önlemleri gerekli bulduğu halde uygulamadığını, Türkiye'de her 100 kişiden sadece 5'inin kendini afet riski altında gördüğünü belirten Gülen, şöyle devam etti:
''Toplumun yüzde 59'u zorunlu deprem sigortası yaptırma, deprem çantası hazırlama, bina kontrolü yaptırma, eşyaları sabitleme ve emniyetli noktaları belirleme gibi deprem için tavsiye edilen temel önlemleri gerekli bulduğu halde uygulamıyor. Toplumda her 10 kişiden 1'i ise deprem için tavsiye edilen bu temel önlemleri almayı gereksiz bulduğunu ifade ediyor. Sel için önerilen tedbirleri gerekli bulduğu halde uygulamama oranı yüzde 54... Buna karşın deprem sırası ve sonrasında gerekli önlemleri bildiğini beyan edenlerin oranı yüzde 80'in üzerinde... Bu oran sel önlemleri için yüzde 90, sel sonrasındaki önlemler için ise yüzde 77...
Her 10 kişiden 1'i moral bozukluğu yarattığı gerekçesiyle depremle ilgili haberleri takip etmiyor. Bu oran 16-20 yaş grubunda 10 kişiden 2 kişiye yükseliyor. 10 kişiden 2'si afetlerle ilgili aksiyon alarak yardım kuruluşlarıyla beraber çalıştığını ifade ederken, her 10 kişiden 5'i doğada deprem öncesi habercisi olarak tanımlanan birtakım işaretleri olduğuna inanıyor, her 10 kişiden 4'ü ise deprem öncesinde köpeklerden farklı davranışlar bekliyor.
Ayrıca kedilerde farklı hareketler, kuşların dairesel uçmaları, çatılarda kümeleşmeleri, karıncaların banyo ve tuvaletlere yoğunlaşması, gökyüzünde renkli ışımalar, ateş topları, deniz, kuyu, kaynak ve kaplıca sularında sıcaklık artışı, deniz dibinde hareketlenme, deniz suyu seviyesinde yükselme, deniz kıyısında çamurlaşma, toplu balık ölümleri, balıkların karaya vurması, akvaryum balıklarının akvaryum dışına sıçraması, topraktan gaz çıkışları, güneş tutulması, gökyüzünde normalden fazla yıldız bulunması, ani hava sıcaklığı artışı da takip ediliyor''.
|