dana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak , yerel yöneticiler arasında, ''mesleki ve siyasal geçmişi''nin birikimlerinden ötürü, ''imar mevzuatı''nı en iyi bilenlerdendir. Türkiye Belediyeler Birliği'ni de yıllarca yöneten Durak, 1963'te İTÜ'den inşaat mühendisi olunca, önce DSİ ve YSE'de görev yaptı. 1980'e kadar da Adana'da 4 dönem ''Adalet Partili Belediye Meclis Üyesi'' kimliğiyle 2000'in üzerinde konut inşa ederek ''müteahhitlik rekoru'' kırdı...
Bu ''deneyim''iyle 1984'te ANAP'tan belediye başkanı olan Durak, 1989'da seçilemeyince inşaatçılığa döndü. 1994 ile 1999'da, yine ANAP'tan başkan olduysa da bir süre DYP'ye de geçen Durak, 2004'ten bu yana 4. dönem başkanlığını ise ''AKP''li olarak sürdürüyor...
İşte böylesi bir geçmişe, Türkiye'nin en büyük ''apartman yığılması'' olarak tanımlanabilecek ''Yeni Adana'' projesi de eklendiğinde, her ''belediye yasası tasarısı''nda sesini en çok yükselten de Aytaç Durak oluyor...
Özellikle Yeni Adana'nın, aslında ''tarlaları yüksek imar haklarıyla parselleyip apartman arsalarına dönüştürmek''ten ibaret olduğu; bu devasa ''kat karşılığı kentleşme''nin çekiciliği yüzünden ''asıl Adana''nın ihmal edildiği gerçeği ise aynı projede arsa alanının 3 katına yaklaşan inşaat haklarının ''rant büyüsü'' altında unutulup gidiyor...
Güzelim eski kent dokusu ilgisizlikten can çekişirken ''Adana kebabı'' için bile tarihi semtlerdeki kebapçılar yerine, Yeni Adana'nın ''fast-food et lokantaları'' tercih ediliyor...
Başkanın suç duyurusu
Bütün bunları anımsamamızın nedeni ise Mimarlar Odası'nın yeni kurulan Hatay Şubesi'ni kutlamak için Antakya'ya geçerken okuduğumuz yerel haberler oldu... Görevi ve ''geçmiş''i gereği kaçak yapılaşmada ''başsorumlu'' olan Aytaç Durak, aynı yapılara ''göz yumanlar'' hakkında ''suç duyurusu''nda bulunmuş! Seyhan ilçe belediyesi ile bazı yapı denetim firmalarını da sıraladığı ''suçlu''lar listesinin en başına ise tutmuş ''mimar ve mühendis odaları''nı yazmış!
Neden mi? ''Kaçak yapıları bildirmediler'' diye...
Durak'ı belli ki çok beğenen ''Adana Haber Gazetesi'' de ''Büyükşehir'den İmar Taarruzu'' sürmanşetiyle şunları yazıyor: ''Her iki meslek odası da suçlanıyor... Bu bir milat...'' (4 Ağustos 2006)
Zaten 'tavır'lı imiş
Önce şaka gibi gelen haberleri inceleyip ''gelişmeler''i öğrendiğimizde, Aytaç Durak'ın odalara karşı ''tuhaf''laştığını anlıyorum. Öteden beri kaçak yapılaşmaya karşı en büyük mücadeleyi sürdüren odalarımıza karşı bu ''garip''sediğim tavır, meğer ''imar yönetmeliği''ni değiştirerek başlamış...
''Oda onayı''nı taşıyan projelerin ''kabul edilmeyeceği''ni açıkça yazarak, mimarlık ve mühendislik hizmetlerinin ''meslek kuruluşunca denetimi''ni bile engelliyor. Oysa bu denetim, sadece Türkiye'nin özlemi değil, başta AB olmak üzere tüm uygar dünyanın ''imar kültürü''nde de en temel kural...
Peki, Aytaç Durak neden böyle davranıyor? Yanıtı, Adana'daki mimar ve mühendis odalarının yayınlarında sayısız örnekte bulmak mümkün...
Örneğin, yıllardır bitirilemeyen, ülkedeki en yüksek maliyetli, en plansız ve kent dokusuna en uyumsuz bir sözde ''metro'' , adeta ''kent içi tren'' denebilecek kabalıkta... Bunu sorgulayanlar ise sadece meslek odaları...
Yine Adana'da, şehircilik ve ulaşım bilimine aykırı ''köprülü kavşaklar'' için de odaların haklı eleştirilerine teşekkür etmek yerine; hep ''kızgınlık'' gösterildi... Yakın geçmişin ''Çamlıca olayı''ndaki gibi, kentin akciğerlerini imara açanlara karşı mücadelede bile odaları alkışlamak yerine ''sakıncalı'' ilan ettiler...
Yakıştıramadım
Evet... Bütün bunlar Aytaç Durak'ın suç duyurusundaki psikolojiyi anlatmaya yetse bile, yine de yılların deneyimli belediye başkanına yakıştıramadığımı söylemeliyim... Kendisine uygun olanın ise meslek odalarıyla böylesi ''absürd'' yöntemlerle didişmek değil; kamusal ve teknik sorumluluk içinde işbirliği ve dayanışma olduğunu, bilmem ki nasıl anlatmalı?..
|