997’den beri Avrupa Birliği’nin en
yüksek binası unvanını elinde tutan Almanya’nın Frankfurt
kentindeki Commerzbank Kulesi bu unvanı önümüzdeki
aylarda Londra’daki bir binaya vermeye hazırlanıyor. Londra’nın
merkezinde inşaatı bugünlerde son hızıyla süren Shard (Kırık
Parçası), diğer bir adıyla Londra Köprüsü Kulesi 310
metre yüksekliğiyle, 259 metre yükseklikteki Commerzbank’ı geride bırakacak ve
AB’nin bu alandaki rekorunu üstüne alacak.
Yatırımın büyük bölümü Katar sermayesinden
Deutsche Welle Türkçe'de Mahmut
Hamsici imzasıyla yer alan habere göre, Haziran ayında açılışı
yapılacak proje, dev İngiliz gayrimenkul şirketi Sellar
Group’un öncülüğünde bir grup İngiliz firmasının ortak yatırımı olarak
ortaya çıktı. Proje sahipleri 2000 yılında, Paris’teki Centre
Pompidou’nun tasarımında da imzası bulunan dünyaca ünlü İtalyan mimar
Renzo Piano ile projenin mimarlığını üstlenmesi yolunda el
sıkıştı.
Projeyi hayata geçirme yolunda çalışmalar devam ederken 2007’deki ekonomik
krizle birlikte projede de ekonomik sorunlar baş gösterdi. Bu dönemde
Katar Ulusal Bankası, Katar İslami Bankası,
Katar merkezli Qinvest Bankası ve yine Katarlı gayrimenkul
yatırımcısı Barwa’nın oluşturduğu konsorsiyum ilk aşamada 150
milyon pound yatırım yaparak projenin yüzde 80’ini satın aldı. Bu süreçte
Katarlı devlet yetkilileri ve Katar Merkez Bankası tarafından bu adımın
İngiltere ile Katar’ın ne kadar iyi ilişkiler içinde olduğunu gösterdiği yönünde
açıklamalar yapıldı. Bu süreçten sonra projenin hayata geçirileceği yerde
bulunan Soutwark iş kuleleri yıkılarak 2009 Sonbaharı’nda yeni yapının inşaata
başlandı.
Saray gibi daireler
Shard Kulesi’nde ofisler, saray gibi daireler, restoranlar, beş yıldızlı
Shangri La Hotel, spa merkezi, ziyaretçilerin kullanımına açık manzara bölümleri
bulunacak. En tepedeki katınsa sadece çok önemli konferanslar ve politik
buluşmalar için tahsis edilmesi planlanıyor. Dairelerin her birinin on binlerce
pounda satılacağı ancak henüz satış yönünde bir adımın atılmadığı basına
yansıyan bilgiler arasında. Projenin sahiplerince ‘dikey kent’ olarak
adlandırılan binada iki katınsa Katar Kraliyet Ailesi’ne ayrılması ve ailenin
Londra’daki evi olması bekleniyor.
‘Zenginliğin ve gücün simgesi'
Londra’nın merkezindeki, Thames nehrinin hemen yanındaki
Soutwark bölgesi son yıllarda inşaat yoğunluğuyla göze
çarpıyor. Tüm bu gelişime rağmen bölgede gençler arasında yoğun işsizlik gibi
sosyal sorunlar varlığını sürdürüyor. Bazı sosyal bilimciler çevresinde sosyal
sorunların olduğu bir bölgede yükselen, zenginliği ve gücü simgeleyen bu binanın
kentteki soylulaştırma adımlarının parçası olduğu yönünde eleştirilerini dile
getiriyor.
Proje sahipleriyse geçtiğimiz aylarda yerel yönetim ve bölgede bulunan
Soutwark College ile bir anlaşma yaparak binanın açıldıktan sonra eleman
alımında bölgenin gençlerine öncelik tanınacağını vaat etmiş durumda. Binanın
açılışıyla birlikte bölgede var olan turist yoğunluğununsa kat be kat artması
bekleniyor.
|