Çin'in alüminyum, boksit, çinko, magnezyum, kok kömürü ve
silikon gibi bazı hammaddelerin ihracatına kısıtlama getirmesi üzerine harekete
geçen ABD ve Avrupa Birliği (AB) Dünya Ticaret
Örgütü'ne (DTÖ) ortak bir şikayet başvurusu yaptı. Şikayet mektubunda Çin'in
DTÖ'nün belirlediği uluslararası ticaret kurallarını ihlal ettiği öne sürüldü.
Çin ise dün karşı bir açıklama yaparak bu iddiaları reddetti ve politikalarının
DTÖ düzenlemelerine uygun olduğunu belirtti. Pekin yönetimi ayrıca ABD'nin
Çin'den ithal ettiği pişirilmiş piliç etini sınırlandırmaya yönelik yasanın
incelenmesi için DTÖ'nün bir panel oluşturmasını da istedi.
Çin ile ABD ve AB arasında yaşanan bu gerilimin doğu-batı arasındaki ticareti
olumsuz yönde etkileyerek bir ticaret savaşını tetiklemesinden endişe ediliyor.
Guardian gazetesi dün bu konuyu işleyen haberinde Çin ve
ABD'nin ticaret savaşının eşiğinde olduğunu yazdı.
Çin'in ihracat kısıtlaması getirdiği hammaddeler çelikten otomobile,
mikroçipten uçağa birçok ürünün üretiminde kullanılıyor. Söz konusu
kısıtlamaların fiyatlar üzerinde yükseliş yönünde bir baskı yaratması da
bekleniyor. Yapılan şikayet aynı zamanda ABD ve AB'nin küresel ekonominin
krizden çıkarılması için Çin'den daha fazla işbirliği yapmasını istedikleri bir
döneme denk geldi. Çin ABD ile ordunun modernizasyonu, internetin kontrolü,
insan hakları ihlalleri gibi konularda da karşı karşıya
gelmişti. Amaç çevre ve doğal kaynakların
korunması
Çin Ticaret Bakanlığı ihracat kısıtlamaları ile ilgili
açıklamasında ılımlı bir ton kullanarak, "Bu konudaki ihracat politikalarının
ana amacı çevrenin ve doğal kaynakların korunmasıdır. Çin, politikalarının DTÖ
ile uyumlu olduğuna inanmaktadır" dedi. Sorunun çözümünde DTÖ prosedürlerinin
izleneceği belirtilen açıklamada Çin'in müzakere taleplerine olumlu bir yaklaşım
göstereceği de dile getirildi.
Çin'in devasa sanayi kapasitesi, ucuz işgücü ve gelişmiş altyapısı Çin
ürünlerinin dünya pazarlarını istila etmesindeki en büyük etken olarak
görülüyor. Bu durum ABD ve Avrupa'da kârların azalmasına neden olurken istihdam
piyasasını ve hatta bazı sektörlerin varlığını bile tehdit ediyor.
Çin'in ihracata sınırlama getirmesinin altında farklı nedenler de yatıyor.
Bunlardan biri, çok hızlı büyümeleri nedeniyle aşırı ısındıkları belirtilen bazı
sektörlerdeki büyümenin kontrol altına alınması. Hızlı büyüme, elektrik
talebinin hızla artmasına, çevre kirliliğinin yoğunlaşmasına, hammadde
maliyetlerinin yükselmesine ve kârlılığın azalmasına neden oluyor. Çinli
yetkililer dünya pazarlarına yönelik arzın istikrarı için ihracat sınırlamasının
düzenli bir şekilde başvurulan bir yöntem olduğunu
söylüyor. Başka ülkeler de benzer önlemler
alıyor
Çin'in savunmasını başka ülkelerin de benzer önlemler alması ve bu durumun
bir kural ihlali olmadığı üzerine kuracağı tahmin ediliyor. Çin Ticaret
Bakanlığı'nın bir yetkilisi Reuters'a yaptığı açıklamada, "Birçok ülkede bu tür
ihracat kısıtlamaları var. Örneğin kerestenin hammadde olarak ihracatı
yasaklanırken işlenmiş ağaç ürünlerinin ihracına izin verilebiliyor. Çin bu
olaydaki niyeti de kuvvetli bir şekilde sorgulayacaktır" dedi. Çinli yetkili
ABD'nin de bazı teknoloji türlerinin ihracatını sınırlandırdığına dikkat çekti.
Çin yönetimi, zaman zaman yaptığı açıklamalarda ABD'nin yüksek teknolojisinin
satışına izin vermesi durumunda ticaret açığının küçüleceğini dile getiriyor.
ABD'nin yüksek teknoloji ürünlerinin satışını sınırlandırmasının arkasında ise
bu ürünlerin sivil amaçların yanı sıra askeri amaçlarla da kullanılacağı
endişesi bulunuyor.
Çin genelde hammadde ithal eden bir ülke ancak sınırlama getirdiği
hammaddelerin birçoğunun ana tedarikçisi. Örneğin dünya genelinde magnezyum
üretiminin yüzde 70-80'i Çin tarafından gerçekleştiriliyor. Magnezyumun ülke
dışına satışında ise yüzde 10 ihracat vergisi uygulanıyor. Manganez ve silikon
üreticisi Chongqing Trust-Glory New Metals şirketinin başkan yardımcısı Fu Li,
Reuters'a yaptığı açıklamada "ABD ve AB, Çin'in kaynaklarını içeride tutma ve
yüksek katma değerle ürünlerin rekabetini artırma planından memnun değil. Çin'in
politikasında yanlış bir şey olduğunu sanmıyorum" dedi.
|