TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati
Uyar, Resmi Gazete'de yayımlanan 646 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Söz konusu açıklamada
kararname ile ilgili olarak " ülkemizde plansızlığı planlama
politikasına dönüştüren yetki parçalanması yeni bir boyut kazanmıştır"
ifadesine yer verildi.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati Uyar tarafından yapılan
basın açıklamasının tamamı ise şöyle:
"Resmi Gazete'de 10.07.2011 tarihinde yayımlanan 646 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 1'inci maddesinin 'c' bendi ile 13/12/1983
tarihli ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 13'üncü maddesinin birinci fıkrasına yapılan ekleme ile
ülkemizde plansızlığı planlama politikasına dönüştüren yetki parçalanması yeni
bir boyut kazanmıştır.
Yapılan düzenleme ile Maliye Bakanlığı, Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün
yetkileri arasına 'Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu
altında bulunan taşınmazların imar planlarını yapmak, yaptırmak, tadil etmek ve
imar uygulamasını gerçekleştirmek' yetkileri de alınmıştır.
Kamu adına, kişi ve kurum ayrımı yapılmadan eşitlikçi bir yaklaşımla
üretilmesi gereken plan kararlarının verilmesinde mülkiyet sahibinin
yetkilendirilmesi anlamına gelen bu düzenleme, planlamanın temel ilkelerine
açıkça aykırıdır.
Yapılan düzenleme, planlama yetkilerinde parçalanmanın yanlışlığının sıkça
dile getirildiği, Kentleşme Şurası ve Şura sonrası Resmi Gazete'de yayımlanan ve
tüm kurumlar açısından bağlayıcı bir strateji belgesi haline gelen KENTGES
kararlarına açıkça aykırı olduğu kadar, bu yanıyla iktidar açısından açık bir
çelişkidir.
Çevre ve Bayındırlık Bakanlıklarının birleştirildiği, 'Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı'nın kurulduğu, ülkemizde uzun süredir devam eden üst
ölçekli plan onama yetkisi karmaşasının sona ereceğine ilişkin umutların
yeşerdiği bir dönemde yapılmış olan bu düzenleme umutlarımızı yeniden
karartmıştır.
Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından yapılan, yaptırılan ve tadil edilen
planların üç ay içinde ilgili yerel yönetim birimi tarafından onaylanmaması
durumunda, onama yetkisinin Milli Emlak Genel Müdürlüğü'ne geçmesine ilişkin
düzenleme, aslen yerel yönetimlere ait olan plan hazırlama ve onama yetkilerine,
hazine arazileri yönünden el konulması anlamına gelmektedir.
Düzenleme ile yerel yönetimler baskı altına alınmakta, belediye
meclislerinin ve il genel meclislerinin yasadan kaynaklı yetkileri görmezden
gelinmekte ve yetkilerine el konulmakta, seçilmiş yerel organlara yönelik
merkezi dayatma sistemleştirilmektedir.
Diğer yandan yapılan düzenleme ile belde belediyelerinin hazine arazileri
üzerinde plan yapma/yaptırma ve onama yetkileri tümüyle ortadan kaldırılmış,
Belediye Kanunu ve İmar Kanunu hükümlerine aykırı biçimde belde belediyelerinin
sınırları içinde hazine arazilerinin planlanması konusunda valilikler
yetkilendirilmiştir.
Sayıları 2000'i aşan ve seçimle gelen belde belediyelerinin
yetkilerine tümüyle el konulurken, belde sınırları içinde hazine arazilerine
ilişkin tasarrufta bulunma hakkı merkezi idarenin uzantısı olan valiliklere
devredilmek istenmekte belde belediyeleri yok sayılmaktadır.
Kararnamede yapılan bir başka düzenleme ile hazine arazilerine yönelik Milli
Emlak Genel Müdürlüğü tarafından yapılan planlarda getirilen imar
fonksiyonlarının ilgili belediyeler ve valilikler tarafından 5 yıl süre ile
değiştirilemeyeceğine yer verilmiş, Yerel yönetimlerin Anayasa‘dan ve yasalardan
kaynaklanan yetkileri 5 yıl süre ile kısıtlanmıştır.
Kamu mülklerinin değerinin plan kararlarıyla arttırılması ve oluşturulan
değerin satış ve el değiştirme sürecinde korunması mantığına dayanan düzenleme,
kentlerde sosyal ve teknik altyapı alanlarının oluşturulabilmesi açısından büyük
öneme sahip olan kamu arazilerinin tümüyle elden çıkarılmasının yanı sıra,
geçmişte sosyal ve teknik altyapı tesisleri için düzenlenmiş olan alanların da
satışa hazırlanması anlamına gelmektedir.
Bu yaklaşım, kısa süre içinde kentlerimizin emlak değeri yükselen
bölgelerindeki planlı ya da plansız boş kamu arazilerinin yanı sıra, mülkiyeti
Maliye Hazinesi'ne ait olan tüm tesislerin, okulların, yeşil alanların, sosyal
ve kültürel tesislerin, sağlık tesislerinin, spor tesislerinin de planlarının
değiştirilerek satılması, kentlerimize altından kalkılamayacak bir büyük
darbenin vurulması anlamına gelmektedir.
Atılacak yanlış adımlarla kentlerimize vurulacak böylesi bir darbe,
kentlerimizi bugün bulunduğu noktadan çok daha geriye sürükleyecektir.
Bu nedenle, göreve yeni başlamış olan Hükümetimizin, bir önceki Hükümet
döneminde gerçekleştirilmiş olan Kentleşme Şurası ve KENTGES kararlarına sahip
çıkmasını, kentlerimizi içinden çıkılmaz duruma sürükleyen, plan onama
yetkilerinde var olan parçalı yapıya yeni parçalar eklemekten kaçınmasını, var
olan çok parçalı yapıyı ortadan kaldıracak adımları atmasını
bekliyoruz".
|