İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, Ulaştırma Bakanlığı’nın
Garipçe-Poyrazköy üzerinden geçirmek istediği 3. Boğaz Köprüsü
ve bağlantı yolları güzergâhlarının imar planlarına işlenmesine açıkça hayır
diyemiyor. 3. köprü için öne sürülen başlıca gerekçe ise “ağır vasıta geçişi ve
yük taşımacılığının kent içine girilmeden gerçekleştirilmesi...”
Yani, “yap-işlet-devret”le köprüye müşteri olan “meçhul”(!) firmanın 49 yıl
“geçiş parası toplaması” uğruna ormanların gözden çıkartıldığı proje,
köprülerden geçen araçların sadece yüzde 3’ünü oluşturan ağır vasıtalara hizmet
edecek...
Oysa, yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kuruluşu olan İstanbul
Deniz Otobüsleri AŞ’nin (İDO) geliştirdiği bir başka projeye göre,
halen Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden geçiş yapabilen tüm TIR, kamyon ve hatta
otobüsler için, karayolundan 6-8 saatte gidebildikleri mesafeyi denizden 2
saatte alabilecekleri Ro-Ro seferleri için tüm fizibiliteler tamamlanmış
durumda.
“Ambarlı-Mudanya-Bandırma” arasında planlanan “Ro-Ro
projesi”yle ne orman yağmalanacak; ne de kaçak kentleşmeye olanak
sağlanacak. İstanbul’un doğasını ve yaşam kaynaklarını “kurtaracak” projenin
maliyeti, 3. köprü ve yolları için öngörülen 6 milyar doların “yüzde 10”unu
geçmiyor.
Yaklaşık 4 yıldır süren proje çalışmalarında fizibiliteleri bile tamamlayarak
“ihale” aşamasına getirilen İDO projesine göre ayda 20 milyon 460 bin TL’lik
yakıt tasarrufu elde edilecek; 2009 verilerine göre ortalama 700 kazanın da
önüne geçilecek. Bakalım İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, doğrudan
“kendi”ne bağlı kuruluş olan İDO’nun İstanbul’u sonsuza dek kurtaracak deniz
ulaşımı seçeneğini ne zaman sahiplenecek?
|