Sosyal yaşamın sürdürülebilirliği, kent vizyonunun ve
hemşehricilik bilincinin oluşturulması için belediyeler tarafından kurulması
yasal bir gereklilik olan kent konseylerinin Türkiye'de
3 bin belediyeden sadece 100'ünde kurulduğu belirlendi. Selçuk
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Akif Çukurçayır, TÜBİTAK
destekli, Selçuk, Atatürk ve Sakarya
üniversitelerinden oluşan akademisyenlerle kent konseyleri üzerinden
bir araştırma yaptıklarını söyledi. 2005
tarihli belediye yasasında yer alan, yerel demokrasiyi, vatandaş katılımını ve
farklı kesimler arasında işbirliğini geliştirmek amacıyla kurulması öngörülen
kent konseyleri üzerinde bir buçuk yıl çalıştıklarını ifade eden Çukurçayır,
kent konseylerinin kurulmasının yasal bir gereklilik olduğunu bildirdi.
Çukurçayır, Türkiye'nin her bölgesinden 44 il ve 24 ilçe olmak üzere 68 kent
konseyinde görev yapan başkan, genel sekreter ve üyelerle görüştüklerini,
yapılan araştırmalarda, belediye başkanlarının yerel düzeyde demokrasiden
hoşlanmadıklarının ortaya çıktığını belirtti. Kent konseylerinin
kurulmasının yasal bir gereklilik olduğunu vurgulayan Çukurçayır, şunları
kaydetti: ''Araştırmamızda kent konseylerinin
kurulmasında genellikle belediye başkanlarının isteksiz olduğu, kurulan kent
konseylerinin işletilmesinde önemli sorunların olduğu ortaya çıkmıştır. Genel
olarak kent konseylerinin işletilmesinde bir tür ''askıya alma'' durumu söz
konusu. Özellikle Büyükşehir belediyeleri bu mekanizmalardan pek hoşlanmamakta.
Türkiye'de yaklaşık 3 bin belediyeden 100'ünde kent konseyi işletilmektedir.
Kent konseylerinin kurulması yasal bir gereklilik iken belediye başkanı isterse
kurmakta, istemezse kurmamaktadır. Kent konseylerinin yerel demokrasinin
uygulanabilmesi için var olması gerekir.''
''Belediye başkanları kent konseylerinden hoşlanmıyor''
Belediye başkanlarının, belediye
meclisleri üzerinde de etkili olduklarını savunan Çukurçayır, ''Belediye
başkanlarının kent konseyleri gibi demokratik mekanizmalardan hoşlanmadıkları
göz önüne alındığında, genel olarak 'tek adam' yönetimi gibi bir tablonun ortaya
çıktığını belirtmek mümkün. Katılımcı demokrasi yerine belediye başkanı ve
çevresindeki birkaç kişinin etkili olduğu bir yerel siyaset söz konusu. Bu yerel
siyasetin de yerel demokrasiye ve sonuçta ülke demokrasisine hizmet etmediği
rahatlıkla söylenebilir. Belediye başkanları kent konseylerinden hoşlanmıyor''
diye konuştu. Kent konseylerinin ABD ve Avrupa
Birliği ülkelerinde gittikçe yaygınlaşan ve etkili olan 'açık yönetim'
yaklaşımına göre yapılandırılması gerektiğini anlatan Çukurçayır, kent
konseylerinin güçlendirilmesi ve desteklenmesi gereken yapılar olduğunu,
konseylerin belediyelerin kurumsal ve politik yapısının bir parçası haline
gelmesi gerektiğini söyledi. Çukurçayır, İçişleri Bakanlığının kent
konseylerinin işlevselliğini izleyecek bir birim kurması veya mevcut bir birimi
kent konseylerinden sorumlu hale getirmesi gerektiğini sözlerine
ekledi.
|