Dünya Enerji Konseyi Türk Milli
Komitesi tarafından hazırlanan '2011 Enerji Raporu',
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı konferans salonunda düzenlenen toplantıyla
tanıtıldı. Toplantıda konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı
Metin Kilci, dünyanın şu anda benzeri görülmemiş bir
belirsizlikle karşı karşıya bulunduğunu, yaşanan ekonomik krizin enerji
piyasalarını da çok ciddi bir şekilde etkilediğini söyledi. Uluslararası
Enerji Ajansı verilerine göre, küresel enerji talebinin 2035 yılına kadar 3'te 1
oranında artacağının öngörüldüğünü belirten Kilci, bu artışın en önemli
sebebinin Çin ve Hindistan'dan kaynaklanacağını ifade etti.
Enerji talebinin yüzde 90'ının OECD üyesi
olmayan ülkelerden kaynaklanacağına işaret eden Kilci, 2011-2035 yılları
arasındaki dönem için de yaklaşık 38 trilyon dolarlık enerji yatırımı ortaya
çıktığını vurguladı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki karışıklıkların bölgedeki
yatırım planlarını önemli ölçüde sıkıntıya soktuğunu anlatan Kilci, bunun
bölgedeki ülkeler arasında bir istikrar adası konumunda bulunun, üretici ve
tüketici ülkeler arasında da kavşak noktası olma özelliği taşıyan Türkiye'nin de
önemini daha arttığını bildirdi. Enerjide arz
güvenliğinin yanı sıra yol güvenliğinin de çok önemli olduğuna dikkat çeken
Metin Kilci, Türkiye'nin yaklaşık 25-30 yıldan bu yana tedarikçi ülkelerin
kaynaklarını pazarlara ulaştırmada gösterdiği duyarlılık, tutarlılık ve
dürüstlüğü sayesinde son derece güvenilir ve ekonomik açıdan da son derece
fizıbıl bir koridor olma özelliğini dünyaya ispat ettiğini kaydetti. Kilci,
''Jeopolitik konumumuzdan kaynaklanan avantajlarımızı hiçbir zaman kötüye
kullanma ve fırsatçılık yapmadığımızı da tüm dünyaya gösterdiğimizi
düşünüyorum'' dedi. ''Cari açığın en
büyük sebebi olmakla suçlanan bir bakanlığız''
Türkiye'nin enerjide yüksek düzeyde dışa
bağımlılığına işaret eden Müsteşar Kilci, bunun da Türkiye'nin karşısında son
derece ciddi ve yönetilmesi gereken bir sorun olarak durduğunu söyledi. ''Yurt
içinde cari açığın en büyük sebebi olmakla suçlanan ve bu durumu savunmaya
çalışan bir bakanlığız'' diyen Kilci, enerjide dışa bağımlılığın dolayı yaklaşık
40-45 milyar dolar cari açığa neden olduğunu kaydetti. Kilci, ''Aslında bu bir
suç değil. Enerji kaynaklarımız yeterli değilse tabii ki başka ülkelerden temin
etmek zorundayız. Ama bunu yaparken olabildiğince yerli kaynaklarımıza önem
verdim zorundayız'' diye konuştu.
Projeksiyonlara göre önümüzdeki dönem enerjide petrolün dominant enerji
kaynağı olmaya devam edeceğini, doğalgaz, nükleer ve yenilenebilir enerji
kaynaklarında da artış olmasının beklendiğini kaydeden Kilci, kömürün de 2035
yılına kadar dünyanın pekçok ülkesinde elektrik arzını oluşturmaya devam
edeceğini dile getirdi. Türkiye'nin de kömür kaynaklarını olabildiğince
kullanması gerektiğine işaret eden Kilci, ''Maalesef ülkemizin düşük kalorilide
olsa yüksek miktarda kömür rezervlerini kullanmakta biraz geç kalmış
bulunuyoruz. Çevre konusunda duyarlılığının bu derece yüksek olmadığı dönemlerde
bu kömür yatırımlarını yapsaydık bugün dışa bağımlılığı azaltmada önemli bir
işlev görürdü'' dedi.
Nükleer santralin de Türkiye'nin geç kaldığı konulardan biri olduğunu anlatan
Kilci, Türkiye'nin nükleer santralden enerji üretimini ''bypass'' etmesinin söz
konusu olmadığını vurguladı. Kilci, nükleer santralde sadece Mersin Akkuyu
değil, Türkiye'nin nükleer santrale uygun olan her bölgesinde mümkün olduğu
kadar fazla nükleer santrali yapmaya ihtiyacı olduğunu
bildirdi.
|