"Biz, doğamızı, toprağımızı ve yaşamımızı geri dönülmeyecek şekilde tahrip
edecek HES projelerine karşı çıkmaya devam ediyoruz" diyor Cide'nin Hamitli
Köyü'nde yaşayan Zafer Keçin. Aynı zamanda Loç Vadisi Koruma Platformu aktivisti
olan Keçin'le, vadideki gelişmeleri konuştuk. Vadide yapılması planlanan
Hidroelektrik Santral(HES)leri, bu santrallerin köylülerin hayatını nasıl
etkileyeceğini ve çevreye vereceği zararları anlatan Keçin bianet'e şunları
söyledi:
"Loç Vadisi'ndeki Devrekâni çayı Valla Kanyonu'nu boyunca yedi, sekiz
kilometre akar. Planlanan Hidroelektrik Santral (HES) projelerine göre bu akan
su, yedi sekiz kilometrelik borularla tünele aktarılacak; şirket, 425 bin
metrekarelik bir gölet oluşturacak. Dolayısıyla vadide su kalmayacak. Geriye 1,2
metreküplük su bırakılacağı söyleniyor, dalga geçer gibi. O su kime yetsin?
Ancak taşların arasında kaybolup gider.
"Derenin kuruması bu vadideki iklimin değişmesi demek. Köylünün bağı,
bahçesi, o dereden su içen hayvanı etkilenecek. Ayrıca toprak kuruduğunda yağan
yağmur bölgede heyelan riski yaratacak. Santral inşaatını yürüten şirket
ağaçları kesmeye başladı bile. Köylünün odun olarak kullandığı ağaçlar da zarar
görüyor."
Keçin'in verdiği bilgiye göre, yöreyi inceleyen uzmanlar ayrıca vadideki
canlı hayatın dereden buharlaşan suyla beslendiğini, suyun yok olmasının
vadideki tüm ekosistemi yok edebileceğini belirtiyor.
"Şirket köylülere maddi kaynak vaat etti"
Loç Vadisi'nde dört köy bir mahalle bulunuyor. Vadinin toplam nüfusu dört
bine yakın. Yörede köylüler, HES'ler konusunda ikiye ayrılmış durumda: "İlk
örgütlenmemiz Mart 2009'da Loç Yöresi Derneği olarak halkı bilgilendirme
toplantısı düzenlememizle başladı. Toplantıda HES projelerine karşı çıkacağımızı
belirttik. O gün bize destek veren köylüler zamanla fikir değiştirdi, o günkü
bütünlüğümüzü kaybettik. Köylüler arasında fikir ayrılıkları, şirketin insanlara
maddi kaynak vaat etmesiyle oluştu.
"Fakat biz yılmadan tüm doğamızı, toprağımızı ve yaşamımızı geri dönülmeyecek
şekilde tahrip edecek HES projelerine karşı çıkmaya devam ediyoruz."
Köylüler şirkete izin vermedi
Ümran Boru iştiraki Orya Enerji A.Ş. bu pazartesi (26 Temmuz) inşaat
çalışmalarına başlamak istedi, vadide kamp kurup nöbet tutan köylülerle
karşılaşınca jandarmayı çağırdı. Köylülere iki gün sonra tekrar geleceğini
söyleyen şirket, çarşamba günü tekrar köylülerle karşılaştı.
"Çarşamba günü, sabah yedi, yedi buçuk gibi alana gittik. İşçiler geldi, bu
sefer jandarma yoktu. Şantiyeye girip çalışmalarına izin vermeyeceğimizi
söyledik. İşçiler geri döndü."
İnşaatın durdurulmasıyla ilgili açılan davada mahkeme, bilirkişi raporunu
bekliyor. Keçin, "Bugün (29 Temmuz) şirketten kimse gelmedi. Bilirkişi raporunun
sonuçlanmasına yaklaşık 25 gün kaldı. Biz rapor tamamlanana kadar her gün vadide
takipte olacağız, şirketin çalışmasına izin vermeyeceğiz" diyor.
Haftasonu Doğa Derneği, Karadeniz İsyandadır Platformu ve Bartın
Üniversitesi'nden öğretim görevlilerinin köylülerle dayanışmaya geleceğini
belirten Keçin, herkesi Loç Vadisi'ne sahip çıkmaya çağırıyor.
"Bu bölgeye HES yapılmayacak"
Karadeniz İsyandadır Platformu'ndan İsmail Akyıldız'sa bianet'e şunları
söyledi:
"Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), sadece savaş koşullarında çıkarılan
'Acil Kamulaştırma Yasası'nı kullanarak bir anlamda buradaki sulara 'el koydu'.
Sular, hukuki açıdan özel mülkiyet olamaz, kamu malıdır. Bu bir anlamda
'gasp'tır.
"Yapılması planlanan barajlar 20 megavatlık enerji üretecek. Sadece bu
kadarlık bir enerji için bu güzellik yok edilecek.
"HES'lerle ilgili hukuki davaların biri hariç hepsinde 'yürütmeyi durdurma
kararı' ya da 'iptal kararı' çıktı. Davalar Çevre Etki Değerlendirme (ÇED)
raporları üzerine açılıyor. Ancak ÇED raporları masa başında veriliyor. Bölgeye
gitmeden, bazen 'google earth' kullanılarak hazırlanıyor. Örneğin İkizdere
üzerinde kurulması planlanan HES projesi için planlanan raporda, su akmayan bir
alana HES kurulması uygun görülmüş.
"Vadide HES projesini Ümran Boru iştiraki Orya Enerji yürütüyor. 'Ümran Boru
Defol' diyoruz ancak aslında biz şirketlerle uğraşmıyoruz. 'Bu bölgeye HES
yapılmayacak' diyoruz.
"Talebimiz şudur: Yapılan bütün HES projeleri durdurulmalıdır çünkü mevcut
yasalar bölge insanının karar alma süreçlerine katılımında gerekli hassasiyeti
göstermemektedir. Bütün bu projeler halka rağmen yürütülmektedir, halka zorla
dayatılmaktadır. 'Acil Kamulaştırma Yasası' tamamen insanlık dışı bir yasadır.
Yasa değişmeli ve bundan sonra halkın katılımı ile gerçekleştirilecek projeler
üretilmelidir."
|