STRONG>Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Yönetim Kurulu Başkanı
Hamdi Doğan, Türkiye'nin ekonomik büyüklükte 2023'te dünyanın
ilk 10 ülkesi arasına girmeyi planladığını, buna karşın Birleşmiş
Milletler İnsani Gelişim Endeksi'nde 126. sırada, Uluslararası
Rekabet Endeksi'nde 61. sırada bulunduğunu belirterek, '''Böylesi büyük
hedeflere ulaşabilmesi ve bunun sürdürülebilir başarıya dönüştürülmesi, ekonomik
ve sosyal göstergelerin elekten geçirilmesi ve sorunlu olanlara öncelik
verilmesini gerektirmektedir'' dedi.
KalDer ve
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nce (TÜSİAD)
'Yenileşim Yönetimi' ana temasıyla bu yıl 19'uncusu düzenlenen
'19. Kalite Kongresi'nin açılış toplantısında konuşan
Hamdi Doğan, bir sivil toplum kuruluşu olarak, günceli
yitirmeden gündemde kalabilmenin ve 20 yılı geride bırakmanın başlı başına
takdir edilmesi gereken bir performans olduğunu belirtti. Doğru yol haritasını
çizdiklerini ve bu sayede doğru yol izlediklerini dile getiren Doğan, ''Her yıl
birbiri ardına yaşanan ve yaşatılan heyecan ve bilgi yoğunlaşması, kalite kongre
ve ödül törenlerimizi Türkiye'nin ve Avrupa'nın en seçkin kalite paylaşım ortamı
olma özelliğine taşımıştır'' diye konuştu. Kongre boyunca, ''Yenileşim''
konusunda, dünya ölçeğindeki değerleri ve en iyi uygulamaları paylaşacaklarını
vurgulayan Doğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Kongrelerin
başladığı 1992 yılından bugüne kadar, yaklaşık 30 bin kişi kongrelerimizi
izlemiştir. Bugüne kadar olan dönemde, KalDer adeta bir kalite akademisi olarak
5 bine yakın eğitim programı gerçekleştirdi. Bu programlarda yaklaşık 80 bin
kişi eğitim görmüştür. KalDer, işletmelerimizin insan kaynağı ihtiyaçlarını
karşılayan etkin ve yetkin bir kurumdur. 20 yıl içerisinde çeşitli illerde
şubeleşerek, yayılımı sağlamaya çalıştık. Bugün üye sayımız 2 bine ulaştı.
Başlatılan 'Ulusal Kalite Hareketi'nde, 420 kuruluş bizlere katıldı. 2005
yılında başlattığımız 'Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi', ülkemizde
uygulanmaya başlatıldı. Bugün 20 sektörde 125 markada ölçümler yapılıyor. Bu
kongrede, 'Vatandaş Memnuniyeti Uygulama ve Ölçümlerine' geçebilir miyiz,
'kaynaklarımızın bütçeden dağılımını böyle bir ölçüm performansına bağlayabilir
miyiz', konularını da tartışacağız.''
''Büyük ödüller sıralamasında Türkiye, Avrupa'da 2.''
Hamdi Doğan, KalDer'in, yalnızca
sanayi ve ticareti değil, aynı zamanda diğer sektörleri de rekabet ortamına
hazırlayan bir yapıya büründüğünü ifade ederek, bu durumun KalDer için,
Türkiye'nin yaşam kalitesinin yükseltilmesinde yüklendiği önemli misyonlardan
biri olduğunu dile getirdi. Doğan, KalDer'in uluslararası alanda işletmelerin ve
kuruluşların başarı göstergelerini de yukarıya taşıyan bir performans
gösterdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Avrupa Kalite Ödülünde
7 kuruluşumuz büyük ödül, 11 kuruluşumuz da başarı ödülünü elde etti. Büyük
ödüller sıralamasında Türkiye, Avrupa'da 2. sırada yer alıyor. KalDer günceli
yakalamada öncü olma ve stratejik işbirliği görevlerini, zamanında doğru
uygulamıştır. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Sıralaması'nda ülkemize yakışır
bir sıraya girene kadar, KalDer olarak bu açılımların arkasında duracağız.
Türkiye şu an dünyanın 17. büyük ekonomisi olma yolunda. Şu anda görünümümüz
odur. Ekonomik büyüklükte, 2023'te de dünyada ilk 10 ülke arasına girmeyi
planlıyoruz. Bu önemli hedefe karşın, Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim
Endeksi'nde 155 ülke arasında 126. sırada bulunuyoruz. 'Uluslararası Rekabet
Endeksi'ne bakığımızda ise, 133 ülke arasında 61. sıradayız. Böylesi büyük
hedeflere ulaşabilmesi ve bunun sürdürülebilir başarıya dönüştürülmesi, ekonomik
ve sosyal göstergelerin elekten geçirilmesi ve sorunlu olanlara öncelik
verilmesini gerektirmektedir.''
''Türkiye, yenileşim sıralamasında da maalesef 69. sırada''
Doğan, Türkiye'nin yenileşim
sıralamasında da 69. sırada yer aldığını belirterek, ''Verimlilik ve yenileşim
arası, bir geçiş sürecinde yaşıyoruz. Türk ekonomisi ve işletmeler, katma değeri
yüksek ürün ve hizmetleri geliştirmek durumdalar'' dedi. Bugün Türkiye
ihracatının sadece yüzde 5,1'inin yüksek teknolojili ürünlerden oluştuğunu ifade
eden Doğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Avrupa Birliği ülkelerinin
ortalamaları ise yüzde 21,5. Türkiye tonlarca üreterek gelişmede özlenen boyutu
yakalamada sıkıntılar çekecektir. Yakalasa dahi sürdürmekte sorunlar
yaşayacaktır. Buradaki yoğunlaşmanın tüm işletmelere yayılmasını, fırtına olmasa
bile bir rüzgar estirmesini bekliyoruz.''
Doğan, gelecek yılki kongrenin
ana temasının ''Kalite Fark Yaratır veya Fark Kalite Yaratır'' olduğunu ve 28-30
Kasım 2011 tarihleri arasında gerçekleştirileceğini belirtti.
''Teknoloji ve inovasyon yatırımlarını
teşvik eden bir ekonomik yapı gerek''
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tayfun Bayazıt da,
20. yüzyılın sonlarında, iş dünyasında öne çıkan unsurların kalite, inovasyon ve
sürdürülebilir büyüme olduğunu söyledi. Artık ekonomik büyümeden bahsederken,
mevcut kaynakları tüketmeden, gelecek nesillere yüksek yaşam standartları
sunabilecek bir büyümeden bahsedildiğini dile getiren Bayazıt, ''İstikrarlı,
rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomi için de, bilime, teknolojik gelişime ve
inovasyona dayalı bir büyüme şart'' dedi. Bayazıt, inovasyonun mümkün ve yaygın
olacağı bir ortam için, istikrarlı bir ekonominin gerektiğini belirterek, şöyle
devam etti:
''Girişimciliğe fırsat veren, yüksek katma değerli, üretimi
odak noktası yapan, teknoloji ve inovasyon gibi riskli görülebilecek yatırımları
teşvik eden bir ekonomik yapı gerekir. Yenileşim ancak yeni fikirlere açık,
araştırmadan uygulamaya geçişi mümkün kılan ortamlarda var olabilmektedir. Risk
almayı teşvik eden bir kültürün yanı sıra yaratıcılığı özendiren bir eğitim
sistemi, yenilikçi iş dünyasının gereksinimi olan işgücünü de karşılayacaktır.
TÜSİAD'ın bazı platformlarda vurguladığı gibi, Türkiye'nin, genç nüfusuna iyi
bir eğitim verebilmesi, araştırmayı ve yenilikçiliği her eğitim kademesinde
gerçekleştirmesi, yenileşme politikalarının amacına ulaşabilmesi için
vazgeçilmez bir unsurdur.''
|