Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Türkler Avrupa'ya Tam Zamanında Giriyor

Türkler: Bin Yılın Yolculuğu sergisini buralarda duymayan kalmadı. Serginin reklamları haftalık gazete eklerinden şık dergilere kadar her yerde. Açı

Radikal

Sergiler

Türkler Avrupa'ya Tam Zamanında Giriyor
BAŞLANGIÇ TARİHİ: 9 Mart 2005 09:43
BİTİŞ TARİHİ: 9 Mart 2005 09:43
+ Ajandama Ekle

Türkler: Bin Yılın Yolculuğu" sergisini buralarda duymayan kalmadı. Serginin reklamları haftalık gazete eklerinden şık dergilere kadar her yerde. Açıldığı günden beri büyük bir ilgi var sergiye ve gelenlerin kalabalıklığına bakılacak olursa son yılların en popüler sergilerinden birisi olacak gibi görünüyor. Londra gibi her gün birçok sayıda ve çok önemli sanatsal etkinliğin gerçekleştiği bir dünya sanat ve kültür merkezinde Türkler sergisinin bu başarısını dikkate değer bulmak lazım. Sergi, Kraliyet Akademisi'nin birçok odasına yayılmış, yüzlerce parçanın yer aldığı, gezilmesi ve anlaşılması için çaba gerektiren, eğlenceden öteye geçen bir etkinlik. Buna rağmen odalar neredeyse sergilenenleri görmeyi engelleyecek ölçüde tıklım tıklım insan dolu ve yazılıp çizilenlerden anlaşıldığı kadarıyla bir giden bir daha gitmek istiyor. Bu ilginin sebebini merak etmemek mümkün değil. Hemen akla Türkiye'nin lafının son dönemde İngiltere'de çok ediliyor olması geliyor. Türkiye'nin Avrupa üyeliği meselesi burada bir nebze de olsa ilgi çekiyor kuşkusuz. Nitekim bazı gazetelerin köşe yazarları hemen finansmanından zamanlamasına, serginin mantığını Avrupa üyeliği müzakerelerine bağladılar. Hatta bir yazar bu konuda kinayeli bir gözlemde bulunmaktan kendini alamamıştı. "Eğer", diyordu, "Bu sergi Türkiye'nin AB ile olan yakınlığını gösterme doğrultusundaki kampanyasının bir parçası olarak düşünülmüşse, Türk tarihinin ne kadar Asyalı olduğunu göstermesi bakımından tam ters etki yapıyor" (Laura Cumming, Observer, 23 Ocak). Ama, Avrupa'da olup bitenlere biraz mesafeli duran İngilizler için bu Türkiye merakının arkasında başka nedenler olmalı. Turizm bunlardan birisi. Süpermarkette çalışanından banka elemanına, sigortacısından öğretmenine Türkiye tatil için çok çekici bir yer. Son dönemde Türkiye'de mülk alan İngilizlerin sayısında büyük bir artış olduğunu da biliyoruz. Bu insanların Türkiye'yi ve kültürünü merak etmelerinin zamanı geldi herhalde. Öbür taraftan da şu tespiti yapmak lazım; İngiltere'de, gerek Osmanlı gerekse Osmanlı öncesi tarihi olarak, bugünkü Türkiye'nin geçirdiği yolculuğa ilişkin genel bir bilgisizlik hakim. Osmanlı'nın 500 yıl önce Avrupa'nın kapılarına dayanarak Hıristiyan kültürü tehdit ettiği, İslam dinini Viyana dibine kadar getirdiği anlatımlarının ötesine geçmiyor bilinenler. "Türklerin Bin Yıllık Yolculuğu"nu gezerken insanların biraz da bu egzotik Doğu İmparatorluğu'nun cevherlerini ilk elden görme isteği var. Zira sergilenen pek çok parça İngilizler için yepyeni. Mohammad Siyah Kalem'in çizimlerinin bu kadar ilgi çekmesi biraz da bu egzotiklik arayışı ile ilgili.

Kafa karıştırıcı
Ama kiminle konuşsanız aynı şeyi söylüyor: Bu sergilenen tarihi anlamak çok güç. Çoğu köşe yazarı üstüne basa basa serginin ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu vurguladı. Çin porselenlerinin, Suriye ve İran seramiklerinin, Buda portrelerinin, Hıristiyan sembollerinin Türklerle de ne ilgisi var diye soruldu. Uygurlar, Selçuklular, İlhanlılar, Osmanlılar, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Semerkand'ı başkent edinen Timur, Altay'daki hanlıklar...Bu kadar farklı ve çoğu zaman birbiriyle kavgalı karakterlerle dolu bir tarih nasıl Türk başlığı altında kavranabilir? Kültürlerin yekpare, belli bir coğrafya ile sınırlı ve de bireylerin karakterlerini belirleyen hegemonik tasarımlar olduğunu ileri süren klasik bakış açısıyla, bin yıl gibi uçsuz bir zamana yayılan ve binbir fiziki özelliği bünyesinde barındıran, kavranması çok zor büyüklükte coğrafyası ve kültürler karışımı ile bu Türk etnisitesinin tarihini anlatmak mümkün olabilir mi?
Sergi üzerine düşünen bazı yazarlar bu zengin ve bazen çelişkili parçaları birbirine bağlayan bir mantık aradı. Bunlardan en yaygını serginin tanıtıcı malzemelerine ve kataloğuna da damgasını vuran bakış. Bu bakışa göre Türklerin özelliği bütün içinden geçtikleri ve temas kurdukları kültürlere açık olmaları, bu kültürleri kullanabilmeleri ve kültürlerin sentezini önemsemeleri. Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihi ile ilgili "Lords of the Horizon" kitabının yazarı Jason Goodwin'e göre, örneğin, sergi bir kültürün gelişim hikâyesinden çok bin yılı aşkın bir süreye damgasını vuran deneyimin temel oluşturduğu ortak bir duruşun ya da pratiğin hikâyesini anlatıyor. "Türkik deneyimin kalbinde yatan muazzam karışımlar ve çakışmaların ne olduğuna dair bir his verebildi bu sergi" diyordu Goodwin (Times Online, 15 Ocak). Bu kozmopolit okuma pek alışkın olmadığımız bir tarz. Ancak, her şey bir yana, şimdiye kadar aşırı milliyetcilerin tekelinde kalmış olan Türklük anlatımını özcü niteliğinden kurtararak Türklük etnisitesine ilişkin sorgulama sahasını serbestleştirmesi itibarıyla bu kozmopolit okuma teşebbüsü tarihi bir dönüm noktası.

http://www.yapi.com.tr/etkinlikler/turkler-avrupaya-tam-zamaninda-giriyor_23750.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!