br >
Behnisch Architekten ve Stefan Behnisch hakkında
Behnisch Architekten, Günther Behnisch’ in 1952’den bu yana Stuttgart’ta
faaliyet gösteren ve Münih Olimpiyat Stadyumu (1972), Alman Parlamentosu için
Bonn’da tasarlanan Toplantı Kompleksi (1992) gibi projeleriyle ünlenen Behnisch
& Partner mimarlık bürosunun bir yan kuruluşu olarak mimarın oğlu Stefan
Behnisch tarafından 1989 yılında kuruldu. Behnisch & Partner ile işbirliği
halinde ama firmadan bağımsız olarak sürdürdüğü etkinliğini kurumsal yapısında
meydana gelen değişiklikler nedeniyle farklı isimler (Behnisch & Partner
Büro Innenstadt; Behnisch & Behnisch; Behnisch, Behnisch & Partner)
altında devam ettirdi. 2005 yazından bu yana Behnisch Architekten adıyla anılan
büro, 1999 yılında Los Angeles ofisini (Behnisch Architects, Inc.) açtı. Kurucu
ortaklar Stefan Behnisch (1958), David Cook (1966) ve Martin Haas (1967)
faaliyetlerini Stuttgart’taki merkez ofiste sürdürüyor. Venice, California
ofisinin yöneticiliğini ise Christof Jantzen (1963), Stefan Behnisch ile
birlikte yürütüyor.
Alman mimar Stefan Behnisch, enerji-etkin tasarımlarıyla tanınan ve Alman
standartlarına göre, 100 çalışanıyla büyük bir firma olan Behnisch
Architekten’in yönetiyor ve birçok Alman mimar için bir rol modeli. Behnisch,
1989 yılında Stuttgart’ta kurduğu firmasında çağdaş mimariyi yüksek çevresel
performansla birleştirdiği işleriyle farklı bir ün kazandı. Mimar dünyada
–özellikle ABD’de- en çok biyoteknoloji şirketi Genzyme için Cambridge,
Massachusetts’de tasarladığı ödüllü merkez binasıyla tanındı. Bina 2004’te
açıldığında, yakınlardaki bir enerji santralinin atık enerjisiyle ısınma ve
soğuma sorununu çözmesi ve gündüz aydınlatmayı azaltmak için de gün ışığından
faydalanmasıyla, ülkenin en büyük LEED Platin binası olmuştu.
Daha sonraki çalışmalarında da –henüz tamamlanan, Baltık Denizi’nde,
Stralsund’da yer alan okyanus müzesi Ozeaneum ve Hamburg’daki mücevher biçimli
Unilever merkez binası gibi – Behnisch’in işlev ile çevre mühendisliğini formu
oluştururken kullanma biçimi, mimarlığının kıvrılmasına ve bükülmesine neden
oldu. Mimar, “Her zaman tasarımın çevresel boyutuyla ilgilenirdim, tasarımla
sürdürülebilirlik arasında herhangi bir çelişki olduğunu düşünmüyorum. Her zaman
sürdürülebilirliğin mimari formu oluşturabileceğine inanırım” şeklinde
açıklıyor.
Behnisch Architekten, sürdürülebilir mimarlığın önemli temsilcilerinden.
Kendi yönelimlerini, Dünya Çevre ve Gelişme Komisyonu’nun 1987 tarihli
Brundtland Raporu’nda ifade edildiği biçimde, “Bugünün gereksinmelerini gelecek
kuşakların kendi gereksinmelerini karşılama yeteneğini tehlikeye atmaksızın
karşılamak” olarak tanımlıyorlar.
|