aranti Galeri’deki "Mimarlığın Aktörleri: Türkiye 1900-2000" başlıklı sergi yoğun ilgi üzerine 3 Eylül 2005 tarihine kadar uzatıldı.
Küratörlüğünü Uğur Tanyeli'nin, tasarımını Bülent Erkmen'in yaptığı sergi; mimariyi, tasarımları, yapıları, fiziksel çevreyi değil; mimarları, yani mimarlık sahnesinin aktörlerini anlatıyor. 20. yüzyıl içinde yaşadıkları halde haklarında çok az şey bilip, çoğunun adını bile unuttuğumuz insanların izini sürüyor, onlardan artakalanları görselleştiriyor.
Sergi, mimarlığı ve genelde fiziksel çevre tasarımını önemseyen, ciddiye alan bir toplum olmak için, öncelikle onu var edenleri, alanın aktörlerini tanımanın gerekliliğini anımsatmayı amaçlıyor. O alanda uğraş verenlerin çabalarının ne denli zorlu olduğunu dikkate almaksızın, ürünleri ve sonuçları kavramanın ve giderek sevmenin olanaksızlığına dikkat çekiyor.
Sergi hakkında...
Fiziksel çevrede gerçekleşen dönüşümlere aktörler varlık kazandırır. Kentin makro ölçeğinden konut iç mekanının mikro ölçeğine dek, beğenilen beğenilmeyen her değişimi, her müdahaleyi, her planlama ve uygulamayı, her yıkımı ve yenilemeyi, her inşai, estetik ve hijyenik sonucu birileri gerçekleştiriyor. Birileri talep ediyor, birileri inşa ediyor, uyguluyor. Özetle, inşa edilmiş çevre ve bileşenleri, yüce bilge önderler ve aydın öncüler olası geleceği herkesten önce görüp buyurduğu için biçimlenmedi. Çevre, birileri öyle talep ettiği, kimileri öyle biçimlendirdiği ve kimileri de çeşitli biçimlerde direndiği, farklı istekler dile getirdiği için bugünkü şekliyle ortaya kondu. Çoğu zaman kaçınılmaz bir kader gibi görüp yakınılan, ya da kendiliğinden vuku bulmuş bir başarı gibi beğenilen her şey, toplumsal aktörler bilinçle veya bilinçsizce öyle olsun istedikleri/istemedikleri için belirdi, beliriyor. En geneldeyse, ancak gerçeğe dönüşebilen kadarı üzerinde uzlaşılabildiği için… Her toplumsal etkinlikte olduğu gibi mimari içerikli olanda da sonuç, ilgili aktörlerin örtük ve açık mücadeleleri içinde billurlaşıyor. O halde, mimarlığın ve çevrenin kalitesinden konuşmak onu var eden aktörlerden konuşmak demek.
Meslekten olmayanlar için mimarlığın tek aktörü mimardır. Oysa, gerçekler dünyasında tek bir mimar kimliğinden söz etmek olanaksız. Aksine, çalışma alanı, çalışma biçimi ve tasarım sorumluluğu farklı tanımlanmış çok sayıda mimarlık aktörü var. Dolayısıyla, onların ortaya koyduğu ürünler de farklı nitelik ve içerikte olmak zorunda. Sergi, Türkiye mimarlık sahnesinin anonimlikten en erken sıyrılmış, en eski aktörü olan "memurlar" ile başlıyor. Orada, Ankara Garı'nın mimarı gibi Şekip Akalın gibi tasarımcılar, Burhan Arif Ongun gibi trajik kişilikler bulunuyor. "Profesyoneller" çok bildik gibi gözükseler de, yakın zamana dek alanın en ihmal edilmiş grubunu oluşturuyor. Sergide bu grubu "Atatürk'ün mimarı" Seyfi Arkan, mimarlıktan romancılığa uzanan alışılmadık kariyeriyle Aptullah Ziya Kozanoğlu ve 20. yüzyılın en ünlü Türk mimarı Sedad Hakkı Eldem başta olmak üzere bir dizi tasarımcı temsil ediyor. "Amatörler"in sahneye girişi mimarlık bağlamında çok önemli bir dönemeç. Onların arasındaysa, örneğin Tevfik Fikret var. "Öğrenciler" hemen her dönemde çok suskun bir mimarlık aktörü tipini temsil ediyor. Buna karşılık "hocalar" 1980'lere dek alanın en aktif aktör tipini oluşturuyor. Hem entelektüel hem tasarımsal açıdan sahneye –bazen iyi, bazen kötü biçimde- onlar egemendir. Anıtkabir'in mimarları Orhan Arda ve Emin Onat bu grubun en bildik adları. "Kadınlar" her ülkede olduğu gibi burada da alana geç girer. Bir aktör olarak rolleri, yakın zamanlara kadar çok küçük olacaktır. "Ötekiler" başlıklı grup, bir zamanlar çok ağırlıklı oldukları mimari ortamdan 1920'lerden başlayarak silinen Gayrimüslim meslek adamlarını içeriyor. Öyle bir siliniş ki bu, artık onlara ilişkin görsel belge bulmak bile neredeyse imkansız. "Yabancılar" ise özellikle Batı ve Orta Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye proje hizmeti vermek üzere gelen mimarlar. Aralarında, Erken Cumhuriyet Ankara'sını inşa eden Holzmeister, Fransa dışındaki tek yapısı İstanbul'da bulunan Rob Mallet-Stevens gibi adlar var.
Garanti Galeri
İstiklal Caddesi 187 Beyoğlu
(0212) 293 63 71
Salı-Cumartesi 11:00-20:00
|