b>Yaşadığımız dünyanın ve bağlı olarak mimarlığın geleceği giderek artan "küreselleşme" olgusunun baskısı altında. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi; meslek odasının örgütsel yenilenmesine kaynaklık edecek birikimi değerlendirecek ve geleceğe ilişkin yorumları üyelerle buluşturacak bu genel tema üzerinde bir dizi yuvarlak masa toplantısı yapmayı hedefliyor. Oda politikalarının biçimlenmesine yardımcı olmak üzere EKA-MBÇK ( Mimarlık, Eğitim ve Kültür Araştırmaları Mesleki Bilimsel Çalışma Kurulu ) tarafından düzenlenen bu dizinin birbirine bağlantılı alt temalarla sürdürülmesi planlanmaktadır.
Bir diğer yandan bu toplantıların 2. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı'nın ardından Kurultay 1-2'nin birikimine dayanarak 3. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı'na doğru bir sürecin hızla organize edilmesine yönelik bir işlevi de olacağı düşünülmekte. Ayrıca 2003 yılında olduğu gibi EKA Konferansları ile bilgilendirmeler de paralel olarak sürdürülecek. İkinci toplantı konusunun "Hizmetlerin Serbest Dolaşımı ve Mimarlık Mesleği" olarak belirlenen bu dizinin ilk toplantı teması ve bilgileri aşağıdadır. Tartışma metnini sunacak Necdet Teymur'un hazırladığı ön yazı ile birlikte bilgilerinize sunulmakta:
"MİMARLIĞIN EVRENSELLİK ve/ya KÜRESELLİĞİNİN NERESİNDEYİZ?"
Tartışma Metni:
Prof. Dr. Necdet Teymur ( ODTÜ )
Tartışmacılar:
Prof. Hakkı Önel ( YTÜ )
Doç. Dr. Günhan Danışman ( BÜ )
Doç. Dr. Deniz İncedayı ( MSÜ / MİV - Mimarlık Enstitüsü)
Güven Birkan ( Mimarlar Odası AB-GATS Süreci Meslek Pratiği ÇG )
Mehmet Bozkurt ( "Mimarlık, Mimarlar Odası, Yarın…" Komitesi… )
"Mimarlık her zaman insanlarla ilgili olmuştur. Önceleri ayrıcalıklı bir küçük zümreye hizmet veren mimarlık, son yüzyılda daha toplumsal işlev taşımaya başladı. Son yarı yüzyılda ise, "Küreselleşme" dediğimiz olguya kısmen de olsa katıldı. Özellikle son 20-30 yılda ABD'nin uluslararası yayılmacılığının daha da artması, Japon firmalarının tüm dünyada, Avrupalı inşaat ve mimarlık şirketlerinin ise daha çok Ortadoğu'da pay kapma çabaları, AB' de mimarlık diplomalarının karşılıklı kabulü ve de GATS süreçleri, "evrensel" mimarlığı, "küresellik"le tanıştırdı.
AB ve UIA'nın öngörüleri ise bir yandan mimarlıktan beklenen "olmazsa-olmaz" bilgisel ve teknik boyutları, diğer yandan da mimarlığın bir "meslek" olarak diğer toplumlar ve mesleklerle ilişki ve sorumluluklarını etik ve yasal kurallara bağladı. AB ve UNESCO / UIA'nın 11 maddesi, kültürel, toplumsal ve teknik yetkinlikleri aynı derecede vurgulamakta. Ancak, bu arada, AIA ve RIBA, daha çok "müşteri-ağırlıklı" meslek anlayışını da korumakta.
Birey olarak mimarlar, bu gelişmeler olurken, bir yandan "evrensel", ama her zaman olduğu gibi, "bireysel" ve de "yerel" olmakta devam ediyorlar. Bu olguyu 1992'den beri "küreyerel"/ "glocal" olarak nitelendiriyorum. Ancak, Türkiye'deki deprem gerçeğinde olduğu gibi, birçok birey mimarın, dünyanın öbür ucundaki biçimsel olguları günü-gününe izlerken, deprem olgusunu kendi dışlarında görerek evrensel olma adına "yerel sorumluluğu" üstlerinden atamayacağı da bir gerçek. Nitekim, UIA'nın Mutabakat, Kılavuz ve Eğitim metinleri, bu sorumluluğu örnek vermeden de olsa vurgulamakta.
Bunlara paralel olarak, sayıları gittikçe artan dergilere ilaveten, bilgisayarlaşma, şirketleşme, yeni malzeme ve yapı teknikleri ve yapılı ve doğal çevrenin "sürdürülebilme" sorumluluğu da gerek mimarlık uygulamalarında, gerekse mimarlığın toplumsal varlığında yeni "metalaşma", ve "küreselleşme" alanlarına işaret etmekte. Türkiye devlet, örgüt, toplum ve mimarlığının bilinen zayıflık ve eksiklikleri ile bu süreçlere ne denli uyulabileceği, mimarlar, Mimarlar Odası ve eğitimcilerce ciddiyet ve ivedilikle tartışılmalıdır."
14 Ocak 2004 Çarşamba, saat: 18.00-21.00
Yıldız Hizmet Binası Toplantı Salonu
|