Genç Bir Ressamın Beyoğlu Sergisi

zgür Saral / cnnturk.com

Ressam Şefik Kemal Şimşek'in 14'üncü kişisel sergisi 31 martta, Beyoğlu Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde açılıyor.

Türkiye'nin genç yeteneklerinden ressam Şefik Kemal Şimşek, 14'üncü kişisel sergisini 31 mart perşembe günü açıyor. Beyoğlu Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde düzenlenecek sergi 15 gün boyunca resimseverlere açık olacak.

Bugüne kadar birçok karma sergiye ve heykel sempozyumlarına da katılan Şimşek, cnnturk.com'a sanata bakış açısını anlattı.

Merhaba, öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?
1978'de İstanbul'da doğdum ama aslen Trabzonluyum. 1997'de Kocaeli Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'ne girdim, 2001 yılında da mezun oldum.

Bu, 14'üncü kişisel sergim. Bunun yanı sıra asistan ve bireysel olarak birçok karma sergiye de katıldım. Ayrıca heykel sempozyumlarına da iştirak ettim.

Bu kadar faal olmanıza rağmen pek ismi duyulmuş bir ressam değilsiniz. Bunun nedeni ya da nedenleri nedir?

Bilemiyorum ama benim öyle bir kaygım yok zaten. Diyeceksiniz ki, "kendiniz için mi yapıyorsunuz eserlerinizi", tabii ki hayır. Çünkü yaptığım şey zaten görsel bir sanat.

Ben, benim ya da benim gibi birçok resasamın isminin duyulmamasını Türkiye'deki düzenle anlatabilirim. Şöyle izah etmeye çalışayım. Fakülteden önce de, bilinçli bir şekilde olmasa da bu 'iş'le uğraş vermeye çalışıyordum.

Bu 'iş' zaten ülkemizde hiçbir dış, olumsuz etken olmasa da zor. Üstüne üstlük bu çevreye girince şunu gözlemledim; hani çocukken köşe kapmaca diye bir oyun oynardık. Dört kişi korkak olunca siz de oyun boyunca ebe olmaya mahkumsunuzdur. Bunun gibi.

Türkiye'de resim, heykel ve benzeri sanatların, belki biraz ağır olacak ama sektörü, mafyası oluştu. Örneğin bir galeriye gittiğimde, benden ilk olarak kendimi tanıtmamı istiyorlar. Haklılar ama fosillerin köşeleri tuttuğu bu ortamda kendimizi tanıtmak da zor, hatta imkansız.

Sanata bakış açınız nedir ya da sizce sanat nedir?
Bence sanat bir yaşam duruşudur. Bir yüzdür sanat ve her yüzün bir hikayesi vardır. Yüzleşmedir, öykülemedir.Toplumdan beslenip, üretip, topluma dönmektir. Biraz anarşistlik de olmalıdır içinde. İki kapının ortasında hayatı yaşamak ve dokunmaktır ona.

Peki Türkiye'de sanat sizce nasıl bir durumda?
Ülkemizde şöyle bir tarih eksikliği var. Dünya sanat tarihine baktığımızda ekollerden bahsedilir: Rus, Alman, İtalyan... Bu ülkeleri çoğaltmak mümkün. O yüzden bize çok yabancı sanat.

Bir de sanat toplumumuzu hiç ilgilendirmiyorki. Ne yazık ki sanatsal etkinlikler ancak yerel basında ve sadece gece yarısından sonra iki dakikalık bültenlerle görüntüleniyor. Ve maalesef bu ülkede birçok Güzel Sanatlar mezunu ya işsiz ya da başka bir işle meşgul oluyor.

Sanat adına hiç güzel şeyler olmuyor mu Türkiye'de?
Hayır, tabii ki. Bunu söylemek çok iddialı olur. Çünkü ben inanıyor ve biliyorum ki, ben ve benim gibi insanlar çok. Ama bu ülkede bize şans tanınmadığını söylüyorum.

Sanat bir heyecan işidir bence, genç işidir. Daha doğrusu ruhu genç olan insanların işidir. Ama ne yazık ki bugün Türkiye'de sanat adına tanınan insanlar akademisyenlerdir.

Bunları söylerken akademisyenlik yanlıştır demiyorum ama ben resim yapabilmek için başka ticari işler yapmak zorunda kalıyorum. Benim ya da bizlerin böyle hayati kaygıları var. Sadece bize saygı duysunlar diyorum, çünkü sanat kimsenin tekelinde değildir, olmamıştır ve olmayacaktır da.