b>Marmara Üniversitesi GSF'nin düzenlediği 4. Uluslararası Öğrenci Trienali kapsamında 33 ülkedeki 53 sanat okulundan öğrenciler İstanbul'a konuk oluyor.
Dieter Lutsch ve Susanne Weck, Berlin'deki Weissensee Güzel Sanatlar Akademisi'nden iki sanat öğrencisi. Birkaç gündür Üsküdar'daki Toptaşı Valide-i Atik Külliyesi'nin avlusunda çalışıp duruyorlar. Avlu içinde bir o köşeye bir bu köşeye gidip, ellerindeki hortumları kesip, külliyenin çatısına bağlıyorlar. Amaçları, mekânın çatısındaki çörteklerden su akıtıp bir çeşme atmosferi yaratmak. Bu bir restorasyon değil, bir enstalasyon! Dieter ve Susanne'ı diğer birçok yabancı sanat öğrencisi gibi ülkelerinden alıp bu külliyede sanat eserlerini yerleştirmeye getiren Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Öğrenci Trienali.
Açılışı bugün yapılacak Trienal, dünyanın dört bir yanından geleceğin sanatçı ve tasarımcılarını İstanbul'da buluşturuyor. Trienale, aralarında Avusturya, Almanya, ABD, Belçika, Fransa, İtalya, İspanya, İngiltere, Peru, Kore, Pakistan, Yunanistan, Ürdün ve Çin'in de yer aldığı 33 ülkeden 53 sanat ve tasarım okulu katılıyor. Okullar arasında İngiltere'den The Royal Academy of Arts, İtalya'dan Domus Acamedy, Fransa'dan Ecole Nationale Superieure des Arts gibi dünyaca ünlü kurumlar da bulunuyor.
Türkiye'den de 18 üniversitenin güzel sanatlar ve tasarım fakültesinin yer aldığı Trienal kapsamında resimden video enstalasyonlarına kadar çeşitli sergiler, kısa film gösterimleri, atölye çalışmaları ve seminerler gerçekleştirilecek. Trienal kapsamındaki etkinlikler Marmara Güzel Sanatlar'ın sergi salonları, Üsküdar Toptaşı'ndaki Valide-i Atik Külliyesi, Caddebostan Kültür Merkezi, Capitol Alışveriş Merkezi'nde gerçekleştirilecek.
Trienal 'Küreselleşme Çağında Kültür, Kimlik ve Sanat' başlıklı uluslararası bir sempozyuma da ev sahipliği yapacak. 6-7 Haziran tarihlerinde fakültenin konferans salonunda gerçekleştirilecek, sanat/tasarım açısından küreselleşme olgusunun olumlu/olumsuz yanları ele almayı, çeşitli ülkelerdeki yansımalarını ortaya çıkarmayı, eğitim biçimlerine etkisini sorgulamayı amaçlayan sempozyuma yabancı öğretim üyeleri de katılacak.
Pera Müzesi'nin katkılarıyla düzenlenen sempozyumda, yerel ve küresel arasında sanatçı kimliği, sanat ortamları ve büyük uluslararası sergilerin durumu, küreselleşmenin tekstil, grafik, iç mimarlık gibi tasarım alanlarına yansımaları, reklam ve küreselleşme, sanat ve küreselleşme gibi konularda bildiriler sunulacak. Anlaşılan sanat ortamındaki canlılık haziranda Beyoğlu'ndan 'karşı yakaya' kayacak.
Erkmen: Dünyanın en büyük öğrenci trienali
Geçen ay görevine başlayan, fakültenin 50 yıllık tarihindeki ilk kadın dekanı Nazan Erkmen, dünyanın en büyük öğrenci trienaline öncülük etmekten dolayı haliyle gurur duyuyor. Tabii bu işin kotarılması hiç kolay olmamış, bir yıl boyunca fakülte yönetimi durmadan çalışmış. Dünyadaki bütün sanat okullarının listeleri çıkarılıp, davetiye gönderilmiş. Onlarca okulla uzun süren yazışmalar yapılmış. Ve bütün bu okullar gelip ziyaret ettikten sonra daveti kabul etmiş.
"Hatta" diyor Erkmen, "O kadar talep oldu ki. Son anda katılmak isteyen Hindistan ve Slovakya'dan okulları kabul edemedik." Dünyanın dört bir yanından öğrencilerin bu etkinlikte etkileşime geçmelerinin 'muhteşem bir şey' olduğunu söyleyen Erkmen'e göre Trienal, küreselleşme sürecindeki dünyada sanatın yerini gündeme getirmek adına önemli bir işlev üstleniyor: "Etkinlik, dünyada sanat eğitiminin geleceğine ilişkin ipuçları veriyor. Uluslararası sanat ortamına hazırlanan gençlerin yoğun bir etkileşim ağı kurmasına olanak tanıyor. "
Erkmen, etkinliğin İstanbul'da gerçekleşmesinin de çok önemli olduğu kanısında: "Etkinliğin global sanat haritasında önemi gün geçtikçe artan İstanbul'un bu haritadaki önemini bir kez daha gündeme getireceğine inanıyoruz."
Erkmen'e çiçeği burnunda bir dekan olarak hedeflerini de soruyoruz. Erkmen'in temel hedefi uluslararası standartlarda bir çizgi izlemek: "Uluslararası çapta eğitim mübadelesi ve sanat alışverişini daha da destekleyeceğiz. Bunun yanı sıra konservatuvar kurmak, Mimar Sinan gibi bir güzel sanatlar üniversitesi olmak istiyoruz. Türkiye'de ilk defa, nasıl Salzburg'da varsa, bir yaz okulu açacağız. Burada yurtdışından da sanatçılar olacak. Ayrıca bu yaz çeşitli kurslar açacağız. 2007'deki 50. yıl kutlaması vesilesiyle bütün okulun fiziksel durumunu düzelteceğiz."
|