Osmanlı Sadrazamı Damat İbrahim Paşa'nın soyundan gelenler,
dedelerinin sahip olduğu 6 binin üzerindeki mal varlığı için İbrahim
Paşa Vakfı kanalıyla dava açtı. Nevşehir Gazeteciler Cemiyeti'nde bir
basın toplantısı düzenleyen ve kendisinin Osmanlı Sadrazamı Damat İbrahim
Paşa'nın çocuklarının torunlarından olduğunu belirten diş hekimi Dr.
Ayşe Zühal Saynaç, 1956 yılında, babası Atıf Saynaç aracılığıyla 1730
yılında ölen Damat İbrahim Paşa'nın soyundan gelen kişilerin bir araya gelmeye
başladığını söyledi.
Bu amaçla hem babasının hem de kendisinin uzun yıllar çalışmalar yaptıklarını
ve ilk aile toplantılarını geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiklerini belirten Dr.
Saynaç, şu anda 100'ü aşkın aile bireyinin tespit edildiğini açıkladı. Damat
İbrahim Paşa'nın 1668 yılında o zamanki ismi Muşkara olan Nevşehir'de doğduğunu
ve 1730'da meydana gelen Patrona Halil İsyanı'nda öldürüldüğü belirten Dr. Ayşe
Zühal Saynaç, Damat İbrahim Paşa'nın Osmanlı İmparatorluğu döneminde birçok
önemli işe imza attığını vurguladı.
Damat İbrahim Paşa'nın İstanbul ve Nevşehir'de yaptırdığı eserler için iki
ayrı vakıf kurduğunu ve sonrasında bu mallar için eşleri ve torunları tarafından
kurulan vakıf sayısının 40'a ulaştığını ifade eden Dr. Ayşe Zühal Saynaç, bugüne
kadar bu vakıflara ait 6 binin üzerindeki birçok taşınmaz malı tespit
ettiklerini vurguladı.
İstanbul'da Bab-ı Ali'deki Sübyan Mektebi ve Cağaloğlu'nda bulunan Fatma
Sultan Mescidi gibi bazı taşınmaz malların aradan geçen yıllar içerisinde
satılarak yıkıldığını belirten Dr. Ayşe Zühal Saynaç, şu anda Sübyan Mektebi
yerinde modern bir iş merkezi, Fatma Sultan Mescidi yerinde ise defterdarlık
binası bulunduğunu kaydetti.
Çırağan Sarayı da bizim
Çırağan Sarayı'nın da Damat İbrahim Paşa Vakfı'na ait olduğunu iddia eden
Saynaç, şimdi bu malların vakfa ait olduğunu ve bunlar gibi satılan vakıf
mallarının tekrar vakfa iade edilerek mazbut vakıf haline getirilen vakıflarının
yeniden mülhak vakıf olması için dava açtıklarını söyledi.
Belgeler tercüme ettirilecek
Davayı kazanmaları halinde Damat İbrahim Paşa'nın tüm mallarının vakıf
aracılığı ile idare edileceğini ve buradan elde edilecek gelirin üçte birinin
restorasyon çalışmalarına, üçte birinin fakir ve dar gelirlilere geriye kalan
bölümün ise Damat İbrahim Paşa'nın soyundan gelenlere aktarılacağını belirten
Dr. Ayşe Zühal Saynaç, "Çırağan Sarayı'nın da hep bizim olduğu söylenir. Bununla
ilgili Osmanlı arşivinde bir belge buldum ancak bunun henüz tercümesi yapılmadı.
Çırağan Sarayı'nı gezdiğinizde burada bir müze var. Bu müzede Çırağan Sarayı'nın
yerinde Damat İbrahim Paşa'nın bir köşkü olduğuna dair belge var. Bunun için
çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda Damat İbrahim Paşa Vakfı'na ait olan
mallar gerçek değerlerini almıyor. Bu malların birçoğu kirada. Buradan elde
edilen gelirler restorasyon çalışmalarına bile yetmiyor. Vakfiyede bulunan
şartlara göre vakfın gelirin üçte birinin fakir ve muhtaçlara, üçte birinin
vakfın mallarının onarımı için ve üçte birinin de torunlarına ve çocuklarına
aktarılması şartı var. Ancak maalesef bu şartların hiçbirini devlet yerine
getirmiyor" iddialarında bulundu.
Damat İbrahim Paşa'nın ölümünün 280. yılı nedeniyle Nevşehir'de
toplandıklarını ve yine Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılan Kurşunlu
Camii'nde bir mevlit okuttuklarını söyleyen Dr. Ayşe Zühal Saynaç, sayıları
sürekli artan Damat İbrahim Paşa'nın soyundan gelen kişilerin dedelerinin
eserlerini korumak için mücadeleye devam edeceğini vurguladı.
|