Fotoğraf ve Görseller: Transbay Transit Center ve
Architectural Record adlı internet sitelerinden temin
edilmiştir.
San Francisco’nun 71 senelik ‘Transbay Terminal
Otobüs İstasyonu’nu yıkmak üzere gelen yıkı güllesi, bir dönemin
kapanışına ve yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyordu. 71 senelik, tekdüze
beton yapının, uzun bir planlama sürecinin sonucunda ‘Transbay Aktarma
Merkezi’ olarak değişmesi ve belki de son yıllarda Amerika’da inşa
edilmiş en iddialı ulaşım merkezi olması planlanıyor.
‘Pelli Clarke Pelli Architects’ tarafından
tasarlanan 4.2 milyar dolarlık proje
; çok modlu ulaşım merkezini, 5.4 dönümlük çatı parkını ve 1.000 fit
yüksekliğiyle Transamerica Pyramid’in ‘kentin en yüksek yapısı’ unvanını elinden
alacak bir kuleyi de bünyesinde barındırıyor.
Batı'nın
‘Grand Central Terminal’i olarak lanse edilen aktarma merkezinin 2017
senesine tamamlanması bekleniyor
. İnşaatına Mayıs ayında başlanacak olan
‘Transbay Aktarma Merkezi’, Market Caddesi’nin güneyinde kalan mahalle biriminin
karma kullanımlı yeni merkezinin odak noktası olacak.
Projenin finansmanı; satış-vergi gelirleri, köprü geçiş ücretleri, federal
krediler ve hibeler dahil olmak üzere pek çok kaynaktan sağlanacak.
Geçtiğimiz
ocak ayında ABD Ulaştırma Bakanı Ray LaHood projenin 400 milyon dolarının
federal teşvik fonlarından karşılanacağını, 2.25 milyar dolarlık Anaheim-San
Francisco arasındaki yüksek hızlı demiryolu bağlantısının ise hibe olacağını
bildirmişti.
2007
senesinde, yeni aktarma merkezinin tasarımını yapacak firmayı belirlemek üzere
‘Transbay Joint Powers Authority’ tarafından açılan yarışmayı
Pelli Clarke Pelli firması kazandı. Firma’nın tasarladığı cam ve
demirden oluşan yapı, yaklaşık 5 adet yapı adasını
kaplayacak
şekilde tasarlanacak ve otobüsleri,
banliyö trenlerini ve Kaliforniya’nın yüksek hızlı demiryolu bağlantısını
entegre edecek ki bu, aktarma merkezine ülkenin ilk yüksek hızlı tren
istasyonuna sahip olma özelliğini de kazandırıyor.
Şehir plancıları aktarma merkezinin
yıllık 45 milyonun üzerinde yolcuya hizmet vereceğini
belirtiyor. Yolcular, demir sütunlardan oluşan bir ağ tarafından desteklenen
ışık dolu, çok katmanlı bir tesisten yürüyecekler. Pelli Clarke Pelli’nin Kurucu
Başkanı Fred Clarke, çalışmanın temel tasarım elemanı ‘Çatı Parkı’
için: “Bütün tasarımın muhtemelen en cesur parçası”
değerlendirmesinde bulunuyor ve ekliyor: “ve tahminimce projenin tercih
edilmesinin de ana nedenlerinden biri de çatı parkını bünyesinde barındırıyor
olması”.
‘Peter
Walker and Partners Landscape Architecture’ tarafından tasarlanan ‘Çatı Parkı’
kamuya tamamen açık olacak ve aktarma merkezinin bütün çatısı bu amaçla
kullanılacak. Yürüyüş parkurlarını, oyun alanlarını, kafeleri, bir
amfitiyatroyu, bahçeleri ve aşağıda, aktarma merkezinde, bulunan
otobüslerin hareketi ile eyleme geçen su fıskiyeli bir çeşme
de bulunacak. Kullanıcılar söz
konusu parka merdivenler, yürüyen merdivenler, asansör ve belki de füniküler
aracılığıyla ulaşacaklar.
Clarke söz
konusu ‘Çatı Parkı’nın aktarma merkezini daha samimi bir hale
getireceğini
ve bu sayede aktarma merkezinin günlük yolcular tarafından sadece
soğuk bir ulaşım merkezi olduğu algısının kırılacağını ifade ediyor.
Bununla birlikte ‘San
Francisco Chronicle’ adlı günlük gazetenin kentsel tasarım
eleştirmeni John King söz konusu ‘Çatı Parkı’nın kaç kişi tarafından
gerçekten kullanılacağını merak ettiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Konuyla
ilgili olarak ciddi bir septisizm söz konusu ve park, tam anlamıyla
işlevsel olabilmek için belki de çok büyük ve kentten fazlasıyla ayrışmış
durumda”.
|