Bayramın, kısa süreli molanın keyfini çıkarabilenlerden misiniz? Büyük
kentlerde yaşayıp da, şu kış günlerinde sonbahardan kalma güneşin keyfini bir
nebze yaşabildiyseniz ne mutlu size. Çekişme, çıkar kavgaları kimileri için
mola verilebilecek bir şey değil. Tatil deyince akla gelmeyen Çanakkale
bölgesinde Edremit Belediyesi önemli bir strateji geliştiriyor. 12, hadi 12
olmasın 10 aylık turizm bölgesi yaratmaya çalışıyor. Oysa bölge, yazlıkçı
evleriyle en fazla iki ay hareket yaşıyor, geri kalan zamanda ölü toprağı
seriliyor üstüne. Keşke, mümkün olsa da bölgedeki tüm belediyeler, siyaset-parti
farkı gütmeden, elbirliği yapsa, ortak mücadeleye imza atsa. Ne var ki
bölgenin geleceğini tehlikeye atanlar da var.
En büyük tehlike, Kaz Dağı’na gözünü dikenler! Maden yatırımcıları
fırsatını bulsa, mitolojik adı İda, günlük kullanımda Kaz Dağları’nı altını
üstüne geçtirecek. En son Havran bölgesinde yer tahsis edilmesi önerilmiş
madencilere. “Gelin, siyanürü toprağa karıştıracaksanız, burada yapın” diye.
İşletme giderleri yüksek olduğu için yanaşmamışlar. Kaz Dağları’na gönül
verenler teyakkuzda. Onlardan biri de Muzaffer Bayraktar, Troia-İda Platformu
Başkanı. Öfkesini satırlarında anlatıyor, bakalım siz de hak verecek
misiniz? “İda’nın Kaz Dağı’nın bereket saçan gerçek yerüstü altınları.
Bir tarafta Çanakkale, Gökçeada, Bozcaada, diğer tarafta Biga, Gönen, öte yanda
Balıkesir, Edremit, Burhaniye ve Ören. 300 km karelik bir alanda Kaz Dağı’nın
nimetleri olan GERÇEK ALTINLARININ GETİRDİĞİ GELİRLERİ ifade edelim, Tarım
ürünleri, domates, ayçiçeği, kırmızıbiber, buğday, pamuk, pirinç, organik
meyvecilik, şarapçılık, zeytincilik, orman ürünleri, büyükbaş ve küçükbaş
hayvancılık balıkçılık ve turizm girdilerine rakamsal olarak
bakalım. Domates: 15 Milyon TL+ pamuk: 10 Milyon+ ayçiçeği: 20 milyon+ biber:
5 milyon+ tahılgiller: 26 milyon+ büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık: 73 milyon+
orman ürünleri: 15 Milyon+ zeytin: 227 Milyon + organik meyvecilik: 125 Milyon +
şarapçılık: 10 Milyon+ balıkçılık: 109 Milyon + turizm: 143 Milyon TL= Toplam
yıllık 778 Milyon Lira = 650 Milyon dolar. İstihdama bakalım: Sadece zeytin
hasadı döneminde yaklaşık 80 bin insan çalışma alanı buluyor. Turizm sektöründe,
140 bin insan çalışma alanı buluyor. Yaklaşık 240 bin kişi çiftçilikle geçimini
sağlıyor. Balıkçılık sektöründe 3 bin 500 kişi çalışma alanı buluyor. Orman
ürünleri ile geçimini sağlayan yaklaşık 13 bin kişi ile toplam 475 bin kişi
çalışma alanı buluyor. Peki, madencilerin hedefi ne? Muzaffer Bayraktar’ın
sözlerinden devam edelim: “Uluslararası madenciler Kaz Dağı’nın ALTINI OYARAK
BİR MİLYAR DOLARI ALMAK İÇİN DAĞIN ALTINI ÜSTÜNE getirecekler. Oysa İda’nın
nimetlerini sunduğu ÜSTÜNDEKİ ALTINLARIN DEĞERİ 650 MİLYON DOLAR. Yani 1.5 yıl
için kazın kafası koparılacak. Değer mi? Talan ile bir daha bir İda-Kaz Dağı
olamayacak.”
Kaç kişiye istihdam sağlanır?
Muzaffer Bayraktar, İda-Kaz Dağı’nı madencilere kaptırmama mücadelesinde
‘ekonominin dilinden’ konuşuyor. Sadece üretim değil, istihdam rakamlarını da
veriyor. Bugün Kaz Dağı’nın üstündeki doğal altınlarından tarım ve turizm
yoluyla yararlanılması halinde 475 bin kişilik istihdamdan söz
ediyor. Oysa maden yatırımlarıyla bölge insanının büyük bir bölümü işsiz
kalacak. Nitekim şunları söylüyor, Muzaffer Bayraktar: “Madenciler gittikleri
maden sahası yöresindeki yaşayan halka ‘İş aş vereceğiz’ diyorlar. Bir madende
ortalama 400 kişi çalışır. Kaz Dağı’nda aldıkları işletme ruhsatlı sahalarda
toplam 10 işletmede altın cevheri faaliyeti yapılacağını göz önünde
tuttuğumuzda, toplam 4 bin kişilik istihdam demektir. Oysa sadece zeytincilik
sektöründe 80 bin kişi ekmek yiyor. Tarım ve turizm sektörlerinde toplam 475 bin
kişiden söz ediyoruz. Dağı kaybedersek 475 bin kişi yersiz yurtsuz ve işsiz
kalacak.”
|