Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Genel Başkanı Murat Özdemir, Yeşil Yol Projesi'nin bölgeye katkısı olacağını, burada yaşayanların çekincelerinin de dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Özdemir, Genel Başkan Yardımcısı Kadem Ekşi ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığınca (DOKAP) yürütülen ve sekiz ilin yaylalarını birbirine bağlayacak Yeşil Yol Projesi güzergahında yaptıkları bir haftalık çalışmanın ardından bir rapor hazırladıklarını söyledi.
Projenin kalkınma amaçlı olarak iyi niyetle hazırlandığını ifade eden Özdemir, "Oralarda yapılacak olan turizm ve ekonomik gelişmelerin hepsi önemli. Bunları kısa vadede değil uzun vadede düşünmemiz lazım. Bugün yapacağımız bazı yatırımların yüzyıllar sonra çocuklarımıza ve torunlarımıza nasıl etki edeceğini gözardı etmemiz gerekir" diye konuştu.
Her projenin olumlu ve olumsuz tarafları bulunduğunu söyleyen Özdemir, turizmcilerin konuya tek taraflı yaklaşmış olabileceklerini, teknik eğitim almış kişilerin görevinin ise projenin pozitif yanlarını artırmak ve negatif yönlerini ise minimize etmek olduğunu dile getirdi.
Özdemir, çalışmaların öncelikle gönüllerde ve akıllarda yapıldıktan sonra icra edilmesi gerektiğini belirterek, şöyle dedi:
"Bir projeyi gönüllerde ve zihinlerde insanlarla şeffaf bir şekilde paylaştıktan ve ikna ettikten sonra uygulayamaya soktuğunuz zaman bugün karşılaştığımız belki bilmeden manipülasyonlarla yönlendirilen olumsuz tepkilerinden önüne geçmiş olursunuz. Projeleri konuşmakta bir sıkıntı yok, hepimizin niyeti iyi. Bölge insanının kalkınmasını kim istemez. Bölgede yapılabilecek bu projelerden dolayı bir sıkıntı varsa bu da hepimizin zararınadır. Sonuçta biz buraların insanıyız. Genel olarak bu projeye karşı çıkmanın bir gereğini görmüyoruz. Sonuçta buralar yaylalar. Coğrafyanın bize müsaade ettiği şekilde coğrafyayı fazla zorlamadan bu ulaşım yollarını açmamız lazım."
"Barış yolu inşa ediliyor"
Genel Başkan Yardımcısı Kadem Ekşi de DOKAP’ın hazırladığı çalışmayla doğu ve batı aksında Karadeniz’in sahil yoluna paralel yeni bir barış yolu inşa edildiğini ifade etti.
Bölgede bir yol inşa edildiğini söyleyen Ekşi, "Burada fırsatlar var. Bugün anlamsız bir şekilde Yeşil Yol'a karşı çıkan marjinal gurupların ya da kendilerine kurtarılmış alan olarak kendilerine mekan arayışlarının hiçbir fikri ve iktisadi bir yapısının da kanaatinin olmadığını da buradan açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz" diye konuştu.
Ekşi, Yeşil Yol'da bir sorun olmadığını, bölgede dile getirilen endişelerin yapay olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu: "Yeşil Yol 2 bin 600 kilometre uzunluğunda bir yol. Bu yolun problemli geçiş noktası olarak görülen bölgesi 20-30 kilometreden ibaret. Vatandaşlarımızla yapmış olduğumuz söyleşilerde yüzde 95'inin Yeşil Yol'u desteklediğini ve Yeşil Yol'un işine, aşına, büyümesine ve gelişmesine ciddi fırsatlar oluşturacağını söylüyor. Tabi ki endişelerimiz olabilir. Yaylalarımızı açtığımızda küresel sermaye iştahla bölgeye gelmiş olabilir. Buraların sahibi biziz. Her şeye karşı anlayışıyla biz burada geleceği inşa edemeyiz."
Ekşi, yaylalarda yaşayan insanların mutlu olmasının önemli olduğunu ancak kurtarılmış bölge mantığı ile sorunun çözülemeyeceğine işaret ederek, projenin sadece küçük bir kısmında sıkıntı yaşandığını aktardı. Ekşi, "Yeşil Yol'un hikayesini zamanın tanığı olarak bu şekilde aktarmak büyük bir haksızlıktır ve bölgeye vurulmuş bir hançerdir. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil. Rize ve Karadeniz insanının böyle bir şeye cevaz verdiğine inanmıyorum. Milletin ortak aklı ve vicdanı yanlışta birleşmez" ifadelerine yer verdi.
Ekşi, bölgenin flora, fauna, endemik türlerinin, hayvan çeşitliliğinin göz bebeği gibi korunması, sit ve turizm alanlarını gelecek kuşaklara aktaracak bir çıkış ile çözümün de yakalanması gerektiğini dile getirdi. Ekşi, Doğu Karadeniz havzasındaki sekiz ilde problem varmış gibi kamuoyuna yansıtılmasının yanlış olduğunu söyleyerek, "Hayatı ve zamanı verimli ve etkin bir şekilde kullanmak varken neden Yeşil Yol'a karşı çıkalım. Bu yollar, buluşturan ve hayatı paylaştıran mekanlar olarak karşımıza çıkıyor. Ulaşım olmadan hiç bir yere erişemeyiz" değerlendirmesinde bulundu.
Çevre, ekoloji ve ekosistemin herkesin önemli bir görevi olduğunu belirten Ekşi, şunları belirtti: "HES'lerin bölgede açmış olduğu derin izler halen daha havza planlamasının yapılmamasından dolayı ortada. Sıkıntılar olabilir ama biz her şeye karşı olan marjinal grupların arkasından sürüklenemeyiz. Boğaz köprüsüne karşı olan, üçüncü havalimanına karşı olan Çarşı grubunu, biz takip edemeyiz. Böyle bir zihniyetin ve küçük marjinal grupların Türkiye'nin enerjisinin büyüme akslarında ülkeyi kilitleyen emperyal güçlerin talep ve isteklerini ortaya koyan küçük marjinallar, Türkiye'nin bu noktadaki gündemini belirleyemez. Enerjide, çevrede, bilim ve teknolojide imar ve şehircilikte, ortaya koyduğumuz ufuk ve düşünce Türkiye'nin yarınları içindir."
|