Yenilenebilir enerji kanunu neden çıkmıyor biliyor musunuz? Çünkü kanun
çıkarsa elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payı bir anda hızla artacak.
Bu olursa da hükümet şu anda bile ihtiyacın üzerinde bir seviyeye ulaşmış
bulunan doğalgazı kullanacak yer bulamayacak. - Boş ver şimdi Polanyi'yi
falan, iki gündür Enerji Arenası'nı takip etmiyor muydun. Onu yazsana! Hem
Enerji Bakanı "Türkiye iki yıldır ‘enerji'sini boşa harcadı" demedi mi. Al işte
çok güzel başlık olur sana. Türkiye enerjsini boşa harcadı! Kısa bir
sessizlik oluyor önce. Düşünüyorum; neden olmasın? - Ee olur aslında. Peki
madem... Yalçın Doğan da soruyor: Yasa neden çıkmıyor? Cuma günü
Parametre'de konuğum Ayşe Buğra'ydı. Kaan Ağartan ile birlikte yayına
hazırladıkları "21. Yüzyılda Karl Polanyi'yi Okumak (Bir Siyasal Proje Olarak
Piyasa Ekonomisi) isimli derleme kitap üzerinden kriz sonrası ekonomik yapı ve
devletin ekonomi içindeki rolü meselesini tartıştık. Maksadım aslında bu
tartışmanın ortaya çıkardığı çarpıcı sonuçları sizlere aktarmaktı. (Şimdi
okurken fark ettim de pek heyecanlı bir konu değilmiş galiba.)
İzin iki yıldır çıkmadı
Leydim söylemeseydi belki de aşağıdaki satırları yazmayı hiç düşünmeyecektim.
Söz dinleyip araştırmaya başladığım için anladım nasıl büyük bir oyunun içinde
hapsolduğumuzu... Temel maksadı vatandaşının refahı olması gereken bir
yönetimin, yaptığı politika hatalarının vebalini nasıl vatandaşının omuzlarına
yıktığını... Cumartesi günü şöyle yazmış Yalçın Doğan Hürriyet'teki köşe
yazısında: "Rüzgâr santralları için devletin vermesi gereken izin iki yıldır
bekliyor. İhale yapılacaktı, yapılmıyor. Yasa çıkacaktı, çıkmıyor. Neden ve ne
bekleniyor, belli değil." Belliymiş aslında. Ama ben de bu soruyu sorarak
başladım araştırmaya. Rüzgârı arkama alıp daldım mevzuat ummanına. Ve artık
biliyorum neden yasanın bir türlü çıkmadığını. Müsaadenizle kısaca
anlatayım. Yasayı Hazine istemedi. Ama neden? Hazine'nin son anda bu
yasaya karşı çıktığı ve yasanın bu nedenle beklemeye alındığı biliniyor. Enerji
Bakanı da 4-5 Kasım tarihlerinde STEAM tarafında düzenlenen 11. Enerji Arenası
toplantısında bunu teyit etti. Fakat bakan bu itirazın gerekçesi konusunda bilgi
vermedi. Fakat eğer söylenenler doğruysa, bu kanuna karşı çıkan Hazine
yetkilisinin -artık her kimse bu yetkili- vebali büyük. Yatacak yeri yok derler
ya hani, tam öyle. Hazine'nin görünürde iki itirazı var. Birincisi,
yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik için verilen taban
fiyatları yüksek bulmuş. İkincisi ise yatırımlarında yerli ekipman kullanan ve
yurtiçinde Ar-Ge yapan şirketlere teşvik verilmesini "Bu teşvik AB mevzuatına
aykırı, zinhar olmaz" diyerek kabul etmemiş. Ama uzmanlara göre bu iki konu
kanunu kilitlemeye yetecek kadar önemli değil. Basit bir-iki kararname ile
düzenlenebilecek mevzular... Gerçi yerli üretimin teşvik edilmesine Hazine'nin
karşı çıkması da ayrı bir garabet ama neyse bu başka bir yazı
konusu. Doğalgaz bitmeden kanun çıkmayacak
İşin asıl önemli kısmı ise hükümetin yaptığı bir tercih. Bu tercih ise
şöyle şekilleniyor: Türkiye bu yıl ciddi bir doğalgaz fazlasıyla karşı
karşıya. Deyim yerindeyse kulaklarından doğalgaz fışkıracak noktaya gelmiş
durumda. "E, ne var bunda; fazlasını satar" demeyin. Türkiye sadece
Azerbaycan'dan aldığı Şahdeniz gazını satabiliyor. Kısacası bu gazın tüketilmesi
gerek. Bu arada yasanın çıkmasını bekleyen onlarca şirket var. Yasa çıktığı
anda yatırımlar hızla başlayacak. Rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımları çok kısa
sürede tamamlanabiliyor. Yani yatırımlar hızla devreye girecek. Elektrik
üretiminde bu kaynakların payı arttıkça da doğal olarak doğalgazın payı düşecek.
Bu, bir politika tercihi
Bu arada elektrik tüketimi kriz nedeniyle ciddi oranda azalmış durumda. Bu
azalış doğalgazın elektrik üretimindeki payının daha da düşmesi anlamına
gelecek. Bir uzman bu durumu şu sözlerle yorumluyor: "Bu bir politika
tercihi. Anlaşılan Hazine bir süreliğine doğalgaz çevrim santrallarını
destekleme kararı almış." Hem zorla kullandırıyorlar hem pahalı
satıyorlar. Yeri gelmişken Botaş'ın yüzde 70 zam istediği yönündeki haberi de
bir açıklığa kavuşturalım. Biliyorsunuz her kamu kuruluşu gibi Botaş da her yıl
Hazine'ye bir strateji sunar ve kâr hedefini açıklar. Botaş da bunu yaptı ve bu
kâr hedefine ulaşmak için de doğalgazda yüzde 70 oranında bir artış olması
gerektiğini söyledi. Ama nihayetinde bir kamu kurumu olan Botaş, siyasetçi ne
derse onu yapmak zorunda. Yani bu artış oranı hükümet isterse 50'ye de
çekilebilir sıfır seviyesine de. Fakat bu, doğalgazda fiyat artışı
olmayacağı anlamına gelmiyor. Enerji piyasasında yer alan herkes en geç ocak ayı
başında bir zam olacağını düşünüyor. Konuşulan zam oranları ise yüzde 70 değilse
bile tüketici, hele de dar gelirliler açısından hiç de azımsanamayacak
seviyelerde olacak. Yani hem zorla doğalgaz tükettirecekler bize hem de bunu
ekstra pahalı fiyatlardan yaptıracaklar. Not:
Leydim yazıyı okuduktan sonra dedi ki, "Onlar için kazan-kazan, bizim için de
kaybet-kaybet formülü işliyor desene."
|