2010 yılında yoğun talep gören Tarihi Yarımada’ya, bu yıl da
talebin artarak devam edeceğini anlatan BW The President Hotel Genel
Koordinatörü Recep Arifoğlu, “Amerika, Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri
başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanından Sultanahmet ve çevresine
yoğun ilgi gözleniyor. Bu yıl, bir önceki yıla oranla daha iyi geçecek
ve bölgedeki otellerin ortalama yıllık doluluğu yüzde 85’leri
bulacak. Adı üzerinde ‘Tarihi Yarımada’ olan bölgeye, daima ciddi talep
gözlenmektedir. Bu talebe paralel olarak, nitelikli konaklama tesislerimizin
olmasına rağmen, ne yazık ki bölgede yeterli sayıda nitelikli yeme-içme
mekanları bulunmuyor. Genellikle orta yaş ve üstünün tercih ettiği
bölgemizde, aradığını bulamayan turistler de; akşamları Beyoğlu, Ortaköy gibi
yerlerdeki mekanlara yöneliyor” dedi.
Kültürel ve sanatsal etkinlikler, farklı lisanlarda
yapılmalıdır
Zengin bir tarih ve kültür hazinesinin yanı sıra, eğlenceden alışverişe kadar
ciddi bir turizm çeşidine sahip olan İstanbul’a gelen turistlerin mutlu
ayrıldığını kaydeden Recep Arifoğlu, bu memnuniyette, Türk insanının güler yüzlü
hizmet anlayışının da büyük rolü olduğunu belirtiyor. Kente olan talebin
sürdürülebilirliği ve kalış sürelerinin uzaması noktasında, ‘kültürel ve
sanatsal’ etkinliklerin arttırılması gerektiğini ifade eden Recep Arifoğlu,
şunları söylüyor:
“Tüm zamanların kültür başkenti olan İstanbul’a, dünyanın her yerinden yoğun
ilgi gözleniyor. Gelen turistlerin ilgisini çekerek, daha keyifli zamanlar
geçirmeleri için mesela farklı lisanlarda, kültürel ve sanatsal
organizasyonların yapılması gerekiyor. Nitekim, trafiğe kapatılan Sultanahmet
Meydanı’nda, çeşitli dillerde kültürel ve sanatsal etkinlikler, konserler vs.
yapılabilir. Etkinlikler çeşitli lisanlarda olmalıdır, zira genellikle Türkçe
olduğundan, lisanı bilmedikleri için turistlerin ilgisini çekmiyor”
Ara sokaklara, makyaj gerekiyor
Tarihi Yarımada’ya olan talebin her geçen yıl katlanarak artmaya devam
ettiğini kaydeden Recep Arifoğlu, bölgede ana caddelerin şık olmasına rağmen,
halen ara sokaklarda, camları kırık ve terk edilmiş eski binalar gibi bakımsız
ve çirkin bir görüntünün olduğuna değindi. Turistlerin, ellerinde guideler ile
bölgeyi keşfe çıktığına dikkat çeken Recep Arifoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tarihi Yarımada’da ana caddeler fevkalade güzel, ancak ara sokaklarda halen
görüntü kirliliği mevcuttur. Mesela, yarısı yanmış ahşap bir binanın önüne güzel
bir reklam filmi asılarak, en azından perişan bina görüntüsü engellenebilir.
Zira, turistler ellerinde guideler ile bölgeyi keşfe çıkıyor. O nedenle, ara
sokaklara, muhakkak makyaj gerekiyor. Bu arada, bölgemizde çok sayıda bakımsız
çeşme de bulunuyor. Bu çeşmelerin, bakımlarının yapılarak, üzerlerine de çeşitli
lisanlarda künyelerinin asılması önemlidir. Tarihte su imparatorluğu olarak da
bilinen Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalan tarihi çeşmelerin, perişan ve
bakımsız görüntüsü hakikaten üzüntü vericidir” diye konuştu.
Ortadoğu’nun ilgisi artarak sürecek, aile odalarına ihtiyaç
duyulacak
Bu yıl, mevcut pazarlar olan Amerika ve Avrupa ülkelerinin yanı sıra, bölgeye
Ortadoğu’dan olan talebin artarak devam edeceğini anlatan Recep Arifoğlu,
özellikle Ortadoğulu turistler için bölgede daha büyük metrekareye sahip aile
odalarına ihtiyaç duyulacağını belirtti. Son yıllarda, İstanbul’a Ortadoğu
ülkeleri başta olmak üzere komşu ülkelerden yoğun ilginin gözlendiğini kaydeden
Recep Arifoğlu, gelecek birkaç yıl içerisinde kente gelen turistlerin yüzde
25’ini, komşumuz olan ve karşılıklı vize uygulamasının kalktığı ülkelerin
oluşturacağını sözlerine ekledi.
|