Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

Tarihi Çeşme Üstünde Bina

İstanbul Fatih'te 250 yıllık tarihi çeşme üzerine inşa edilen bina görenleri hayrete düşürüyor.

yapi.com.tr
Tarihi Çeşme Üstünde Bina

İstanbul'un pek çok noktasında, özellikle Tarihi Yarımada'da sayıları bir hayli fazla olan tarihi çeşmeler, günden güne bakımsız kalmaları ya da tahribata uğramaları nedeniyle yok oluyor. Üstelik bu, Cumhuriyet Dönemi'nde rastlanan bir durum değil. Yapılan araştırmalara göre çeşmelerin makus talihi, Osmanlı Dönemi'nden beri değişmiyor. Üzerine bina yapılanlar da var, zaman içinde kot farkının yükselmesiyle yolun altında kalanlar da.

DHA’da yer alan habere göre; bu önemli eserlerin bazılarının üzerine yazılar yazılarak ve grafitiler yapılarak tahrip edildiğini görmek de, mermerlerinin ve kitabelerinin çalındığına rastlamak da ne yazık ki mümkün. Fatih'teki Zeynep Sultan Çeşmesi ile Balat'taki Çorbacı Çeşmesi, İstanbul'un kaybolmaya yüz tutan çeşmelerinden yalnızca ikisi.  Zeynep Sultan Çeşmesi'nin estetiği, ne yazık ki üzerine inşa edilen bina nedeniyle adeta örtülü durumda.  Balat'taki Çorbacı Çeşmesinin ise bir kısmı yola gömülmüş halde.  Bir zamanlar İstanbul'da 10 bine yakın çeşme olduğu, ancak şu an kayıt altında yalnızca 1200 çeşmenin kaldığı biliniyor. Bunlardan yalnızca 60-70 tanesinin suyu akıyor.

Zeynep Sultan Çeşmesi gibi İstanbul'da tahribata uğrayan ve suyu akmayan pek çok çeşmenin olduğunu vurgulayan Tarih araştırmacısı Mehmet Dilbaz, şunları söyledi: "Zeynep Sultan, üçüncü Ahmet'in kızı. Bu bölgede pek çok hayır eseri yaptırıyor. Ancak yaptırdığı pek çok tarihi eser zamana ve insan eliyle tahribata kurban gitmiş. Bu çeşmenin üzerinde Osmanlı imparatorluğunun son döneminde de bina vardı. Osmanlı döneminden kalan tarihi eserlerin tahrip olma süreci Osmanlı döneminde başladı. Mesela Zeynep Sultan'ın yaptırdığı çeşmeler ve kendisinin yaptırdığı türbe. 1871 yılında buradan geçen tramvay yolu inşa edilirken yıktırılıyor. Bu yapı gibi İstanbul'da tahribat altında kalmış, üzerine bina yapılan pek çok çeşme var.  İstanbul'da bir dönemler 10 bine yakın çeşme olduğu, şu an kayıt altında 1200 tane çeşme olduğunu biliyoruz. Ama bu çeşmelerin yaklaşık 60-70 tanesinden su akıyor. Diğerlerinin hiçbirinden su akmıyor. Pek çok çeşme de gördüğünüz gibi tahrip edilmiş durumda.”

“Su kaynaklarının üzerine binalar yapıldı, çeşmeler kurudu”
İstanbul'un çeşmelerinin makus bir talihi olduğunu dile getiren Dilbaz, şöyle devam etti: "1940'lara kadar Suriçi İstanbul'unda bulunan yaklaşık 900 tane çeşme var. Bu çeşmelerin tamamına yakınında sular akıyor. 1930 ve 40'larda şehirde evlere Terkos suyu şebekesi verilmeye başlayınca mahalle çeşmelerinin önemi ortadan kalkıyor. Devamındaki süreçte 1960'larla beraber şehrin hızlıca büyümesi ile bu çeşmelerin pek çoğunun su kaynakları üzerine bina yapınca, çeşmelerin suyu kuruyor. Kuruduktan sonra da bu çeşmeler atıl duruma geliyor. Şu an İstanbul'da özellikle Fatih ilçesinde, Fatih Merkez ve Balat hattında buna benzer ve bundan çok daha kötü durumda yüzlerce çeşme örneği var. Bu çeşmelerin büyük bir kısmı zamanla yolun kot farkının yükselmesi ile yolun altında kalmış. Büyük bir kısmın üzerine grafiti ve yazılar yazılmış, çeşmeleri çalınmış, mermerleri ve kitabeleri kırılmış durumda. Halbuki bunların büyük bir kısmı vakıf eseri ve vakıf eserlerinin kıyamete kadar devam edilmesi konusunda vakıf senetleri var. Ama maalesef şu an 1000'e yakın çeşmeden, Suriçi'nde suyu akan 40-50 tane çeşme kaldı. Bu da bizim ayıbımız."

Bu çeşmelerin koruma altına alınması için öncelikle çeşmenin resmi statüsünün kesinleşmesi gerektiğinin altını çizen Dilbaz,  "İstanbul'da tarihi eserlerde çeşmeler bazında şöyle bir sorun var. Bir tarihi yapının, aynı tipteki tarihi yapıların 5-6 tane farklı sahibi çıkıyor. Mesela burada gördüğümüz çeşmenin sahibi Vakıflar Genel Müdürlüğü iken, başka bir çeşmenin bir İlçe belediyesinde, başka bir çeşmenin bir özel kurumda olduğu görülüyor. Bu çift başlılık, çok başlılık yüzünden çeşmelere bazı kurumların, özellikle Kültür Bakanlığı'nın direkt müdahale etmesi söz konusu olmuyor. İlk yapılması gereken bir kültür envanterinin net bir şekilde çıkartılması. Ondan sonra çeşmelerin özellikle Su Vakfı ya da İSKİ gibi resmi bir kuruma bağlanması. Daha sonra o kurum üzerinden çeşmelerin sırayla onarılarak, hepsinin sularının akıtılması lazım." dedi.

http://www.yapi.com.tr/haberler/tarihi-cesme-ustunde-bina_182807.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!